Dünyaya Yeniden Gelsem

0
896

Hayat güzeldir, yeter ki biz ona güler yüzle karşılık verelim. Yarın ve daha sonraki bütün günler sizin gününüz olsun. Kendinizi daha çok sevin, insanları, dostlarınızı ve ailenizi de. Kıymetinizi bilmeyenleri umursamayın… Unutmayın; her an doğmak için büyük bir fırsat.

Soğuk bir kış günüydü. Kendini zar zor ikna ederek yataktan çıktı, çay koydu, kahvaltı hazırladı. Kafasında onlarca soru vardı ve neredeyse hepsi  ‘neden’le başlıyordu. Daha sonra ise kendini o kızla kıyaslamaya başladı. Sahi; o kız daha mı güzeldi, ya da daha akıllı, belki de onu daha çok seviyordu. “Yok canım!” diye mırıldandı, daha çok sevmesi mümkün değildi. Yaşadıkları güzel günler geldi aklına; gözleri doldu. Saatine baktığında okula geç kalmak üzere olduğunu anladı. Hayatı ne kadar kötü giderse gitsin, bunu öğrencilerine yansıtmamalıydı. Aceleyle hazırlanıp okula gitti, birkaç öğrencisi okula gelmişti bile. Oysa daha önceleri en önce kendisi gelirdi okula. Öğrencileri sevinçle öğretmenlerine sarıldılar. Her sabah olurdu bu merasim, öğrenciler sınıfa gelince önce öğretmenlerine sarılır, hal hatır sorar, daha sonra oyuncaklarla oynamaya başlarlardı. Kendisi ise keyifle oyun oynayan öğrencilerini izlerdi. Bu sabah da aynı şeyleri yapacaktı. Öğrencilerini izlerken sınıfın en küçük öğrencisi Burak koşarak yanına geldi:

“Öğretmenim sana bir şey sorabilir miyim?” dedi heyecanla.

“Tabi ki sorabilirsin Burak.”

“Öğretmenim bir daha dünyaya gelseniz, ne olmak isterdiniz?”

Biraz düşündü, gülümsedi ve:

“Sanırım balık olmak isterdim, peki ya sen?”

“Ben, Süpermen olmak isterdim; belki de bir kuş, aslında baba olmak da isterim.”

“Ne güzel, belki dünyaya yeniden gelmeden de Süpermen olabilirsin, yani biraz daha büyüyünce.”

“Evet, ben de öyle düşünmüştüm zaten. Bu yüzden her gün süt içiyorum, yoğurt yiyorum.” dedi ve arkadaşlarının arasına dönüp oyun oynamaya devam etti.

O günü her zamanki gibi neşe içinde devam ettirdi, öğrencilerine yeni bilgiler öğretti ve huzurlu olarak evine döndü. Fakat öğrencisinin sorduğu soru aklına takılmıştı. “Dünyaya yeniden gelse ne olmak isterdi ya da ne yapmak isterdi?” Uzun uzun düşündü bu soru üzerine; eline bir kâğıt aldı ve üstüne kocaman “DÜNYAYA YENİDEN GELSEM” yazdı. Altına ise geçmişte yaptığı birçok hatayı yazdı. Mesela uğruna o kadar çok acı çektiği adamla hiç tanışmazdı, kendini daha çok geliştirirdi, birden çok dil öğrenir, daha çok kitap okur, daha çok gezer ve daha çok film izlerdi. İnsanları daha az kafaya takardı belki de. Sonra düşündü; “yarın neden yeniden dünyaya gelmeyeyim ki?” dedi. Hiçbir zaman çok geç değildi, hayata yeniden başlamak için…

Hepimiz zaman zaman hayattan çok bunalırız. Kaçmak, kurtulmak, gizlenmek isteriz. Dertlerimiz, omuzlarımıza bir yük gibi ağır gelir; fakat ne olursa olsun, her yeni gün yeni bir doğuş demektir. Güneş, her sabah bizler için yeniden doğar. Hayat bir çocuğun gözlerine gizlenir ve “merhaba” der. Rüzgâr bizim için eser, yağmurlar bizim için şarkı söyler. Umutsuzluk denen bataktan kurtulup hayatı dinlemeyi öğrenirsek, aslında her şeyin bizim için olduğunu fark ederiz.

Hayat güzeldir, yeter ki biz ona güler yüzle karşılık verelim. Yarın ve daha sonraki bütün günler sizin gününüz olsun. Kendinizi daha çok sevin, insanları, dostlarınızı ve ailenizi de. Kıymetinizi bilmeyenleri umursamayın… Unutmayın; her an doğmak için büyük bir fırsat.

 

Sibel Mert

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız