1: Kendinizi tanıyın
Güçlü taraflarınızı ve zaaflarınızı belirlemek için gelecekle ilgili herhangi bir karar aldığınızda, amacınızın ne olduğunu bir yere yazın. 9 veya 12 ay sonra kendiniz ile ilgili beklentilerinizle, gerçekleşenleri karşılaştırın. Drucker’ın kişisel geri bildirim analizi diye tanımladığı bu yöntem sayesinde, hedeflerinizi ve performansınızı sürekli karşılaştırarak bir süre sonra hangi alanlarda güçlü, hangilerinde zayıf olduğunuzu bileceksiniz.
2: Güçlü yönlerinizi belirleyin
Analiz sonunda en iyi sonucu, en güçlü olduğunuz alanlarda aldığınızı göreceksiniz. Daha sonra güçlü olduğunuz alanlara konsantre olup, bunları geliştirmeye gayret edeceksiniz.
3: Düşüncenizin ve hedefinizin peşinden gidin
Bir fikrin ve planın takibi yapılmadığında sonuç almak imkânsızdır. Çok başarılı bir plancı hazırladığı planı teslim ettiğinde, işinin bittiğini düşünürse bir yere ulaşamaz. Çünkü planın bittiği nokta, işin başlaması gereken noktadır. Planı uygulayacak kişiler bulunmazsa, bu kişilere gerekli eğitim verilip uygulamaya geçilmezse, planlar bir işe yaramaz.
4: Kişiliğinizi değiştirmeye çalışmayın
Herkesin kişiliğine göre bir işi yapış ve bir görevi yerine getiriş tarzı vardır. Bu tarz, parmak izi gibidir, değiştirilemez. Bu nedenle elinizdeki işe başlamadan önce kişiliğinizi değiştirmeye çabalamayın. Kişiliğinizi ve iş yapma tarzınızı “veri” olarak kabul edip, buna uygun iş ve görevler bulmaya gayret edin.
5: İş yapma tarzınızı analiz edin
Bir konuyu kimisi dinleyerek, kimisi ise yazarak kavrayabilir. Bazıları, rakamları analiz ederek bir karara varabilir, bazıları ise gözlemle. Kendi kavrama ve iş yapma tarzınızı belirlerseniz, daha iyi sonuçlar alabilirsiniz. Öğrenme yöntemlerinden hangisinin size uygun olduğunu da en iyi siz tespit edip hayata geçirebilirsiniz.
6: Değer yargılarınızı iyi tanımlayın
İnançlarınıza ve değer verdiğiniz görüşlerinize aykırı olan bir görev kabul ettiğinizde, kendinize saygınız kalmaz. Kendisine saygısını ve güvenini kaybetmiş kişi ise hiçbir işe, gücünün son noktasına kadar sarılamaz. Drucker, bu noktada bir “ayna sınavı”na girmenizi öneriyor ve şöyle diyor: “Her sabah elinizi yıkarken, lavabo aynasındaki kişiye gönül huzuru ile gözlerinizi kaçırmadan bakabiliyorsanız doğru yoldasınız demektir.”
7: Kendinize karşı tarafsız olun
Bu tür bir tarafsızlık, Türkiye’de epey zor bir iş… İnsanlarımızın yarısı, bir birey olarak potansiyelinin ve kendi değerinin farkında ve bilincinde değil. Diğer yarısı ise kendini olduğundan daha güçlü ve bilgili sanıyor. Değişimin, yılların biriktirdiği bilgiyi kısa sürede hurdaya çevirdiğinin farkında olmayanlar da var. Performansı yükseltmek için kendinizi olduğunuzdan daha aşağıda veya yukarıda görmekten kaçınmanız şart.
8: Bahane üretmeyin
Kendi gücünüzün farkına varmadan ve elinizden gelecek her şeyi yapmadan, kusuru çevreye, ortama, düzene ve ülkeye yüklemeyin.
9: Bir “B” hatta “C” planınız olsun
Hedefinize ulaşmak için gece gündüz çabalasanız da, krizler, durgunluk yılları, değişen oyun kuralları önünüze aşılmayacak engeller çıkarabilir. Böylesi durumlar için hiç olmazsa 2-3 yıl sizi ayakta tutacak alternatif planlarınız olsun.
10: Geleceğe ve ortama odaklanın
Gençlik anketlerinde, kendi geleceğinden umutlu olanların oranı yüzde 60’ı aşarken, ülkenin geleceğinden umutlu olanların oranı yüzde 20’lerde kalıyor. Bu uyumsuzluk, eninde sonunda bireyi de frenliyor. Ülkesinin ve kendisinin potansiyelini olumlu bir şekilde algılayan ve geçmişe değil de geleceğe odaklanan gençler ise geleceğin fırsatlarını daha kolay yakalayabilir.
Adem Özbay – ademozbaya@gmail.com