Elektrik Lambasının Doğum Günü!
Thomas Edison, 1847'de Amerika'nın Ohio eyaletinde dünyaya geldi. 1931 yılında New Jersey'de öldü. İnsanlık tarihinin en büyük mucitlerinden biri olan Edison, elektriği buldu. 1877'de sesi kaydedip yineleyebilen gramafonu geliştirdi.
Edison, 18 Ekim 1879'da çeşitli maddeleri denedikten sonra, bir pamuk telini kömürleştirmeyi başardı. Başyardımcısıyla çalışmaları sürdürürken, filaman elektrik akımı verilir verilmez koptu. Tekrar denediler, tel yine koptu. Üçüncü denemede başarılı oldular. Kömürleşmiş pamuk ipliği teli ampüle yerleştirilmiş, akım verilmişti. Lamba yanmış, ışık veriyordu …
Mehmet BİCİK
bilgi@gencgelisim.com
Elektrik Lambasının Doğum Günü!
Thomas Edison, 1847'de Amerika'nın Ohio eyaletinde dünyaya geldi. 1931 yılında New Jersey'de öldü. İnsanlık tarihinin en büyük mucitlerinden biri olan Edison, elektriği buldu. 1877'de sesi kaydedip yineleyebilen gramafonu geliştirdi.
Edison, 18 Ekim 1879'da çeşitli maddeleri denedikten sonra, bir pamuk telini kömürleştirmeyi başardı. Başyardımcısıyla çalışmaları sürdürürken, filaman elektrik akımı verilir verilmez koptu. Tekrar denediler, tel yine koptu. Üçüncü denemede başarılı oldular. Kömürleşmiş pamuk ipliği teli ampüle yerleştirilmiş, akım verilmişti. Lamba yanmış, ışık veriyordu. Saatlerce beklediler, ışık devam ediyordu. Edison haykırdı:
"Yaşasın! En sonunda başardık. Bugünün tarihini bir yere yaz, azizim; 21 Ekim 1879… Elektrik lambasının doğum günü! Hadi şimdi gidip rahat rahat uyuyalım."
Buldum! Buldum!
Arşimet, M.Ö. 287 yılında Sicilya'nın Siracusa şehrinde doğdu. M.Ö. 212 yılında öldürüldü. Fiziğin kurucusu… Eski çağın en büyük matematikçisi ve mucidi… Geometride, mekanikte, sular biliminde sayısız keşifler yapmış, bu alanlarda değerini hiç kaybetmeyecek prensipler ortaya koymuştur. Fizik ve matematik alanlarında pek çok kitap yazdı.
Sirakuza kralı Hieron, kendisine altından bir taç yapan kuyumcunun buna gümüş kattığından şüphelenir. Arşimet'ten tacı hiç bozmadan bu hileyi ortaya çıkarmasını ister. Arşimet, olayı çözmek için çalışmalara başlar.
Arşimet bir gün hamama gider. Havuza girince suyun taştığını gören Arşimet, suları etrafa sıçratarak avazı çıktığı kadar bağırmaya başlar: "Eureka! Eureka!" (Buldum! Buldum!)
"Buldum! Buldum!" diye çırılçıplak, bağıra bağıra Siracusa sokaklarını geçen Arşimet, evine varır. Deneyler yaparak, bir sıvı içine daldırılan cismin kendi ağırlığına eşit ağırlıkta sıvı taşırdığını ispat eder. "Bana bir dayanak noktası gösterin, dünyayı yerinden oynatayım!" diyen Arşimet, daha sonra da krala yapılan taçta ne kadar saf altın olduğunu söyler.
Esâret Altında Yaşamaktansa Ölmeyi Tercih Ederim!
Demosten, M.Ö. 383 yılında Atina yakınlarındaki Peania'da doğdu. M.Ö. 322'de zehir içerek öldü. Küçük yaşta babasını kaybetti. Avukat ve hitabet yazarı olarak hayatını kazanmaya çalıştı. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük hatibi olarak kabul edilir. Makedonya kralı Philip ve oğlu Büyük İskender'le çağdaştır. Hayatı, Yunanistan'ın Makedonya'ya karşı özgürlük ve bağımsızlığı uğruna savaştığı yıllarda geçmiştir.
Makedonyalılar Yunanistan'ı işgal ettikleri zaman, ülkesini kurtarmak için sonuna kadar ölesiye çarpışan Demosten, Poseidon Mâbedi'ne sığınmaya mecbur kaldı. Peşini bırakmayan Makedonyalı askerler, mâbedin kutsallığını çiğnememek için içeri girmedi ama Demosten teslim olduğu takdirde affedileceğini söylediler. Demosten onlara şöyle hitap etti:
"Sizin af vaadiniz, sizin bana yapacağınızı bildiğim işkenceden ve beni öldürmek istemenizden de fazla dehşete düşürüyor; çünkü Yunanistan'ı terk edip Makedonyalıların safına geçtiğim takdirde, kralınızın, hayatımı bahşedeceği vaadi ile beni soysuzlaştırdığı haberi tahammül edebileceğim bir haber olamaz.
Eğer hayatım, ülkemin koruyuculuğu ile, donanmasının koruyuculuğu ile, yaptığım kalelerin koruyuculuğu ile, doldurduğum hazinesi ile, vatandaşlarına hürriyet bahşeden anayasası ile, mâzideki şâşaası ile, hür insanların oluşturdukları meclisleri ile, beni pek çok defa taçlandıran Atinalı kardeşlerimin sevgisi ile, şimdiye kadar savunduğum ve koruduğum Yunanistan ile korunmuş olsaydı, ben o zaman bunun ne şâşaalı, ne güzel bir şey olduğunu düşünürdüm.
Ama artık bu mümkün olmadığından bu mâbed, bu mihraplar ve mukaddesât beni Makedonya tahtının eline düşmekten kurtaramadığından, ben -bir köle-, tabiatın bir yüzkarası halinde asla şekillendirmediği Demosten, ben, ölümsüzlük ümidi şerbetini Zenefon'dan ve Plato'dan içen Demosten, esâret altında yaşamaktansa Atina'nın şerefi uğruna, kefenlerin en iyisi hürriyete bürünerek ölmeyi tercih ederim.