Kuraklaşan bir sevdanın ıssız çölündeyim
Serapta bir damla misali
Nehirlerin diliyle sevmişim seni
Damladaki serabı gördüm göreli
Ruhundaki özünde bulmuşum seni
Kavururken sahramın yürek sancısı
Kumlara boyanmış duygularımla
Susayan bir çiçeğin özlemi gibi
Hasretinle damla damla sevmişim seni
Yalnız bir kuytuda gözyaşlarım üşüyor
Her zerre titrerken başka bir hüzünle
Kirpiklerimden hazan olmuş sevdan düşüyor
Gönlüm ücra köşelerde sessiz ve garip
Mevsimlerin ardından seni bekliyor
Hicranı yüreğinde dost edinip
Kanatları yaralı bir kuştu hicran
Merhemi umuttu dileği vuslat
Buruktu tebessüme muhtaç yüreği
Sadaka içindi yüzündeki gül rengi
Seni anımsardım hicran çökünce geceye
Gönül tohumlarımı ekerdim bir bir
Çöldeki kum tanelerine
Sonra birden güneş doğardı
Yakardı tüm haşmetiyle
Kalırdım yalnızlığın çölünde
Her damla serap olurdu
Buğulu gözlerimde
Hicranı yaşarken ıssız bir matemle
Hasretlikler içinde
Yüreğimin yangın yerinde
Mecnun bir bedevi gibi
Damladaki serabım şimdi
Serapta bir damla misali…
*
Züleyha Özbay Bilgiç
Serapta Bir Damla şiir kitabından