“Dergâh, ‘yerli, milli ve bağımsız’dır”

0
972

Dergâh’ın yazar ve şairleri: “Dergâh, ‘yerli, milli ve bağımsız’dır”

“Dergâh terbiye edici dergi oldu.”

Cihan Aktaş, Ali Ayçil ve Hüseyin Akın Dergâh Dergisi’nin edebiyat ve fikir hayatımızdaki yerini anlattılar. ESKADER’in düzenlediği “Bâbıâli Sohbetleri”nde, derginin 300. sayısı konuşuldu.

Osman Esgice (Sanatalemi.net)

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin 300. sayısının yayımlanması dolayısıyla Dergâh Dergisi adına düzenlediği “Bâbıâli Sohbetleri”, edebiyat camiasını bir araya getirdi. Sıcak bir ortamda geçen toplantıya, kültür sanat dünyasından bir çok isim katıldı. Özellikle genç edebiyatçılar konuşmalara büyük ilgi gösterdi.

Bâbıâli Sohbetleri’nin 235’ncisi “Edebiyatımızın Mektep Dergisi Dergâh”a ayırıldı. Sohbetlerin yapıldığı Timaş Kitapkahve’ye Dergâh Dergisi’nde yetişen yazar ve şairler katılıp konuştular. Şair ve yazar Cengizhan Orakçı’nın idare ettiği toplantının konuşmacıları Cihan Aktaş, Ali Ayçil ve Hüseyin Akın’dı. Cengizhan Orakçı, üç nesil yetiştiren bir dergi özelliği taşıyan Dergâh’ın kuruluş yıllarından bahsetti, Yahya Kemal ve arkadaşlarının aynı isimle çıkardığı Dergâh Mecmuasından söz etti. “Dergâh Dergisi’nden önce Nurettin Topçu yönetiminde çıkan bir Hareket dergisi var. Mustafa Kutlu işte bu mektebin, Hareket dergisinin mensubudur, bu mektebin talebesidir.” diyen Orakçı, Dergâh bünyesinde bir çok ismin yer aldığını söyledi. Farklı dönemlerde İsmet Özel, Hüsrev Hatemi, Süleyman Uludağ, Orhan Okay, Abdullah Uçman, Ali Birinci, Teoman Duralı, İsmail Kara, Mustafa Kara, Nazan Bekiroğlu, Ayşe Şasa, Cihan Aktaş, Sibel Eraslan İbrahim Tenekeci, Ali Ayçil, Hüseyin Akın ve daha bir çok ismin şiir ve yazılarının yer aldığını hatırlatan Orakçı, kendisinin de son dönemde şiirlerini bu dergide yayımladığını kaydetti.

AİLECE DERGÂH’A GİDERDİK

Yazar Cihan Aktaş, Dergâh’ın insanı saran bir yapısı olduğunu, bunda Mustafa Kutlu’nun büyük rolü olduğunu belirterek, “Dergâh benim için gerçekten bir okul oldu. Benim hem Dergâh’tan, hem de edebiyattan ve yazı dünyasından vazgeçmememde Mustafa Kutlu’nun büyük rolü vardır. Evlendikten sonra da çocuğumla birlikte Dergâh’a devam etmeye başladım.” dedi. Aktaş, konuşmasına şöyle devam etti:

Dergâh’tan önce Hareket dergisi de beni çok etkilemiştir. Sahicilik, bağımsızlık ve adalet kavramlarına çok değer verilir bu muhitte. Dergâh’ın edebiyat düyasında tarihî bir görevi vardır. Hanım yazarlar, ilk olarak Dergâh’ta teşvik edilmiştir.”

Daha sonra söz alan şair ve yazar Ali Ayçil, “Ezel Erverdi olmasaydı Dergâh da olmazdı. Dergâh yayına başlarken üç isim vardı. Mustafa Kutlu, İsmet Özel ve İsmail Kara… Kutlu hikâyede, Özel şiirde, Kara ise düşüncede önemli eserlerin sahibiydi. Dergâh dergisi edebî seviyemizi yükseltmiştir.” dedi.

Daha önce Necip Fazıl’ın Büyük Doğu, Nurettin Topçu’nun Hareket ve Sezai Karakoç’un Diriliş dergilerinin yayımlandığını ifade eden Ayçil, “Bunlar üstad dergileriydi. İlk defa üstad dergisi olmayan, ürün odaklı bir dergi olarak çıkmıştır Dergâh. Bugün edebiyat ve düşünce dünyamızda bir çok isim bu dergi etrafında buluştu.” Ali Ayçil konuşmasında özetle şu fikirlere yer verdi:

“Her derginin inişli çıkışlı yılları olur. Ama Dergâh belli bir çıtanın altına hiç düşmedi. Mustafa Kutlu, gençlere sahip çıkmakta, kabiliyetleri keşfetmede, yetenekleri sezmede önemli bir isimdir.”

Son konuşmacı şair ve yazar Hüseyin Akın’dı. Dergâh’ın 1977 yılında kuruluşundan itibaren takip ettiği bir yayınevi olduğunu, bu kültür ortamına daha sonra dahil olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Hüseyin Akın, “Bu muhitte Mustafa Kutlu, İsmail Kara ve elbette Ezel Erverdi en değerli isimlerdir. Edebiyatla, fikir hayatıyla ilgilenenlerin ellerinden tutmuş, onlara yol göstermişlerdir.” dedi. Akın konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Dergâh terbiye edici bir mekân olmuştur. Mustafa Kutlu’nun edebiyat türlerinde şiir ve hikâyeyi öne çıkaran bir tavrı var. Dergâh Dergisi, ‘yerli, milli ve bağımsız’ bir anlayışla yayınına başladı ve istikrarla bugüne kadar geldi, 300’ncü sayıya ulaştı.”

Konuşmacılar, daha sonra dinleyicilerin sorularına cevap verdiler. Ali Ayçil ise, “Bir Bahisçinin Eve Dönüşü” isimli şiirini okudu. Program, hâtıra fotoğraflarının çekilmesiyle son buldu. Yaklaşık iki saat  boyunca büyük dikkatle takip edilen toplantıya, Asım Erverdi, Şerif Aydemir, Ali Çorbacıoğlu, Muhsin Duran, Bekir Tuncer, İlyas Dirin, Serdar Üstündağ ve Mehmet Nuri Yardım da katıldı.



***


Osmanlı Sanatının İzleri

Prof. Dr. Baha Tanman, “Aynaroz Manastırında Osmanlı Sanatının İzleri”ni anlatacak.

Kubbealtı Sohbetleri’nde bu hafta Prof. Dr. Baha Tanman konuşacak. Prof. Tanman, “Aynaroz Manastırında Osmanlı Sanatının İzleri”ni anlattıktan sonra dinleyicilerin konuyla ilgili sorularına cevap verecek.

 

Sohbet toplantısı, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nın merkezi olan Köprülü Mehmet Paşa Medresesi’nde, 7 Mart Cumartesi günü saat 16.00’da başlayacak. Adres: Peykhane Sokağı, No. 3 Çemberlitaş. İrtibat telefonu: 0 212 5162356 internet sitesi: www.kubbealti.org.tr

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız