Nüktedan ve Üretken Bir Yazar: Ercüment Ekrem Talu

0
790

Nüktedan ve Üretken Bir Yazardı

Elif Sönmezışık (Sanatalemi.net)

Basın dünyamızın ve edebiyatımızın önemli isimlerinden Ercüment Ekrem Talu, Basın İlan Kurumu ve ESKADER’in işbirliği ile düzenlenen “Matbuat Dünyasından Sanatkâr Çehreler” programında yâd edildi. Talu’yu anlatan Prof. Dr. Rahim Tarım, yazarın yetiştiği kültür ve edebiyat anlayışı üzerinden yaşadığı dönemdeki aydın yaklaşımlarını değerlendirdi.

Basın İlan Kurumu ve ESKADER’in işbirliği ile düzenlenen “Matbuat Dünyasından Sanatkâr Çehreler” programında bu ay önemli yazarlarımızdan Ercüment Ekrem Talu anıldı. Prof. Dr. Rahim Tarım’ın konuşmacı olduğu ve Talu’nun edebiyata bakışı, hayat tarzı ve babası Recaizade Mahmud Ekrem’e kadar yazarı geniş bir perspektifte ele aldığı toplantıda takdimi ESKADER Başkan Yardımcısı Fatma Ersem Yargıcı gerçekleştirdi. Talu cephesinden dönemin edebiyat nabzını, bugünden o günü algılama biçimlerimizi ve kültür paralelinde değişen edebiyat formlarını da değerlendiren Tarım, Talu’nun eserlerinin yeniden basımı konusunda incelikli ve titiz bir çalışma yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

DİLE KARŞI ÖZEL BİR KABİLİYET

Takdimi gerçekleştiren Fatma Ersem Yargıcı, konuşmacı Prof. Dr. Rahim Tarım’ın kısa bir biyografisini aktararak yaptığı inceleme çalışmalarından ve eserlerinden söz etti. Recaizâde Mahmud Ekrem’in oğlu olarak Ercüment Ekrem Talu’nun istisna bir hayatı olduğunu vurgulayan Yargıcı sözü Rahim Tarım’a bıraktı. Recaizâde Mahmud Ekrem’in çok sevdiği oğlu Nijat’ı 20 yaşında kaybetmesinin ardından Ercüment Ekrem Talu’nun babasından yeterince ilgi görmeden büyümüş olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Rahim Tarım, bu tip ailelerin içinde doğmuş olmasının bile Talu’nun yazarlık mayasını tutması için yeterli olabileceğini dile getirdi. “Dile karşı özel bir kabiliyeti vardı. Fazlı Necip, Talu’daki cevheri ilk fark edenlerden biri. Kaç dil bildiği konusunda net bir bilgi sahibi olmasak da Fransızcayı çok iyi bildiğini ve bu yüzden de Türkiye Cumhuriyeti ilk kurulduğunda Cumhurbaşkanı’nın sekreterliğine getirildiğini biliyoruz.” diyen Rahim Tarım, dil bilmesinin yanında Ercüment Ekrem’in çok zeki oluşunun edebiyat dünyamızda mizahî yönü ile öne çıkmasını sağladığını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

GAZETECİLİĞİ AĞIR BASTI

“Galatasaray Lisesi’nden mezun olunca Fransa’ya gitti. Fransa’da birkaç okuldan eğitim aldığına dair bilgiler var. Birçok memuriyeti var. Duyum-u Umumîye, tercümanlık büroları gibi yerlerde çalışmasının yanında, musahhihlik de Dış İşleri Bakanlığında Matbuat Müdürlüğü de yapmıştır. Kaligrafisi hayranlık uyandıracak kadar güzeldi. Ahmet Rasim’le tanışması, Servet-i Fünûn dışında bir isim olması bakımından önemlidir. Gazeteciliğe Ahmet Rasim aracılığı ile İkdam gazetesinde başladı. Gazetecilik farklı bir meslek. Ercüment Ekrem de bunu kavramış ve gazeteciliğe kendini adarcasına katkı sunmuştur. Bana göre gazetecilik yönü edebiyatçılığına göre daha ağır basıyor. Ayrıca Son Posta ve İleri gazetelerinde de yazmış ve dergiler çıkarmıştır. Sedat Simavi’nin Diken dergisinde ve Akbaba dergisinde mizah yazıları kaleme aldı. Ahmet Rasim gibi bir ustanın yanında olmak ve babadan gelen yazarlık geni ile tefrikalarında mükemmel tasvirler aktarmış, usta bir yazar olmuştur. Okunmaya doyulmayacak anlatımları mevcut. Zekice kurgulanmış karakterler var. Bu güzel eserlerin bir okuyucu kitlesi yakalayacağına inanıyorum. Mütareke yıllarında Gün Batarken, Millî Mücadele yıllarında ise Kan ve İman adlı eserlerini kaleme aldı. 1952’de Klot Farer’in mihmandarlığını yaptı. Nüktedan ve hazırcevap biriydi.”

SADELEŞTİRMEYELİM

Ercüment Ekrem Talu’nun Evliya Çelebi ile ilgili yazdığı Evliya-yı Cedid romanından da bahseden Prof. Dr. Rahim Tarım, Talu’nun Evliya Çelebi’ye zamanda yolculuk yaptırarak kendi zamanında anlatmasının o dönem için önemli bir fikir olduğunu kaydetti. Yazarın eserlerinden pasajlar okuyan Tarım, Talu gibi yazarların eserlerinin günümüz Türkçesiyle uyum kazandırmak amacıyla sadeleştirilmesine karşı olduğunu, kelime ve kelime gruplarının metin içerisinde açıklanarak bu handikapın aşılabileceğini söyledi. Kitaplarında kullandığı deyim ve atasözleriyle Talu’nun ustalığını en güzel şekilde sergilediğini anlatan Tarım, “Kendi kültürümüzle yozlaşmadan uzlaşmalıyız. En azından klasik eserlerimizde geçen bu türden atasözü ve deyimlerden haberdar ve bu yazarların derinliğine hayran olmamız gerekir.” dedi.

Program, hâtıra fotoğraflarının çekilmesiyle ve “Ekrem Ekrem Talu Sergisi”nin gezilmesiyle sona erdi.

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız