EDEBİYAT BİR AHMAK OYUNCAĞI YA DA MELANKOLİK HEZEYANI DEĞİLDİR-
Birnokta 2014 Eylül’ünde, 152. Sayısında, şairlerin, yazarların, içinde bulunduğumuz dünyada, işlerin nasıl gittiğine; eğer kötüye gidiyor, kötü gidiyorsa “Ne Yapmalı” sorusuna odaklanmalarını öneriyor.
“Bize ne oluyor da durup dururken bu soru çengeliyle kanatıyoruz aklımızı? Darda mıyız, zorda mıyız, ne derdimiz var? Neyi yapmalı, ne için, kimin için? Oturup şiirler, hikâyeler, denemeler yazıp çizerken ve yaptıklarımızın ortasında onlarla beraber “muttasıl kanar”ken nereden çıktı bu soru? “Sözcükleri gerçeklerden kaçış için bir araç olarak” kullanır gibi mi olduk, ya da, icra ettiğimiz edebiyat ameliyesi evrensel uyuşturucunun üzerini örten bir tatlı hayal örtüsü mü oldu da uyanıp sorar olduk? Vicdanımızın dalına mı bastı sesimizi tatlı nağmelerle yumuşatmak? Daha somut söylersek; bu soruyu sormamızın nedeni edebiyatın “hayata pusu kurmuş hayat”ın kokuşmuşluğundan burnunun direğinin kırılmış olması mı?” diyerek -NE YAPMALI- sorusunu, aynı başlıklı yazısıyla etraflıca izah eden Birnokta Genel Yayın Yönetmeni Mürsel Sönmez, “Bu soruyu sormak da, cevap aramak da, nesneleşen ve gittikçe yok edilen insanlığımıza katkı olacaktır. Edebiyat bir ahmak oyuncağı ya da melankolik hezeyanı değildir. Hayata dokunmak ancak duyumsayabilenlerin hakkı ile yapabileceği bir iştir. İlle ve mutlaka, basit politikanın fasit dairesi dışında, evrensel insanlık siyasası bağlamında soylu ve köklü bir itirazın, ne yapmalının peşindeyiz. Bakalım, ne yapmalı sorumuza hangi dağlardan yankı gelecek?” diye sesleniyor ve bu yüksek sesli sorunun yankılarını gözlüyor.
15 şiir, 7 hikâye, 1 inceleme, 1 kitap tanıtım yazısı, 2 deneme ve 1 söyleşinin yer aldığı Eylül Sayısında, Birnokta, Cahit Koytak’ın Gazze Risalesi kitabını, okurlarına hediye olarak veriyor.
