Çanakkaleli Şair Mustafa Berçin “Canlı Cansız her şeye Hoşgörü ile bakmak olmazsa olmazımdır.Rabbin Sonsuz nimetleri kadar beslenmeye kaynak vardır”
SORU-. Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okulları okudunuz ve nerede çalıştınız ?
MUSTAFA BERÇİN- 03/01/1959 Malatya- Darende- Akçatoprak köyünde doğdum. İlkokulu köyünde, Orta ve Liseyi Malatya Akçadağ Öğretmen Lisesinde tamamladım. 1981 yılında Ankara Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulunu bitirdim. 2003 yılında Çanakkale Lapseki ÇPL den Meslek Dersleri öğretmeni olarak emekli oldum. Yüksek Lisansını Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İşletme Anabilim Dalında yaptım.
Evliyim, Kutalmış ve Dilara isminde iki çocuğum var.
Akademi Şiir Ailesi Kültür ve Edebiyat Derneği başkanı, Çanakkale Merkez ve ilçelerinde “Uluslar Arası Çanakkale Şiir Akşamları” etkinliğinin mimarlığını yapmaktayım.
Ben Buyum
Çaresizlik kaderimmiş diyerek
Pes edip arkamı dönüp de gitmem.
Her işte tevekkül ederim ama
Kendimi hor görüp sefil dedirtmem.
Belki de bundandır hep dik duruşum,
Alnımın teridir liram kuruşum,
Kendi nefsimledir benim savaşım,
Âleme yük olup bedel ödetmem.
Nefsim elbette ki hırpalar beni,
Fırsat bulur sarsar, örseler beni,
Çarmıha gerseler, dövseler beni,
Namerde yüz vermem, laf söz getirtmem.
Umut bir ülküdür, umut bir azık,
Dosta yâr olmazsam bana da yazık,
Namert karşısında olup da ezik
Babamı sininde tekrar öldürtmem.
İbadet sayarım dosta vefayı,
Bu yolda çekerim türlü cefayı,
İsteyen dünyada sürsün sefayı,
Allah derim başka bir söz dedirtmem.
Çanakkale 06/08/2009
www.bercinmustafa.com , mbercin@hotmail.com , bercinmustafa@gmail.com
SORU-. Şiir yazmaya başlama hıkayenızı anlatır mısınız ? İlk şiir ve yazılarınız nerede yayınlandı?
MUSTAFA BERÇİN- Şiir yazmaya üniversite yıllarında başladım. Üniversiteye 1976 yılında başladım. 1981 yılında mezun oldum. Takdir edersiniz ki o yıllar ülkemiz ve milletimiz için gerçekten bir daha geri gelmesini arzu etmediğimiz karanlık günlerdi. İşte o aralar fırsat buldukça sevda şiirleri yazmaya başladım. Tabii rahmetli babam gerçekten çok güzel şiir yazan bir insandı. Sanıyorum bu yönümü babamdan almışım.
İlk şiirim Tokat merkezli “Kümbet Altında Dergisi”nde yayımlandı. Bu arada derginin genel yayın yönetmeni Sayın Osman Baş’a teşekkür etmek istiyorum. Çünkü o zamana kadar yazdığım şiirlerimi kendimden başkasına göstermemiştim.
SORU- .Bugüne kadar çıkmıs kıtaplarınızı tanıtır mısınız kısaca?
MUSTAFA BERÇİN- “Oğlum Giderken” ve “Dilara” isimli şiir kitaplarım Kültür Ajans Yayınları tarafından yayınlandı. Aralık 2011 de Göl Yayınlar tarafından “Askerin Mektubu” adlı Hikaye kitabı ile “Penceremin Pervazına Ay Konmuş” adlı 3. şiir kitabım yayımlanmıştır. Aralık 2013 te “Çöpçatan” isimli 2.öykü kitabı ile “ B/Aşka Zaman Yok” isimli 4. Şiir kitabı Berikan Yayınları tarafından yayınlanmıştır.
SORU- Egıtımcı olmanızın yazmanızda etkısı nedır?
MUSTAFA BERÇİN- Belki şair olmanın Allah vergisi bir yetenek olduğunu inkar edemeyiz ama okumadan, araştırmadan, emek sarf etmeden şiir yazmak çok zor bir olgudur. Okumayı, araştırmayı ve her şeyden önce sorgulamayı çok severim. Bu da kendimi geliştirmem açısından çok önemlidir.
SORU- Yazmakta hangı kaynaklardan beslenmektesınız
MUSTAFA BERÇİN- Her şeyden önce Allah’ın yarattığı her şeye, canlı- cansız, hoşgörü ile bakmak olmazsa olmazımdır. Vatanımı ve milletimi, yaşadığım çevreyi, insanlarımızın çilelerini, mutluluklarını, sevinçlerini, kederlerini gözlemlerim. Suyun akışı, kekliğin sekişi, bir kilimin nakışı, bir güzel gözün bakışı vs. bunu çoğaltabilirsiniz. Rabb’in sonsuz nimetleri kadar beslenmeye kaynak vardır.
SORU- Bundan sonra uzerıne calıstıgımnız kıtaplar neler?
MUSTAFA BERÇİN- Ben öykü ve şiir yazıyorum. Öykülerim genellikle kendi çevremde yaşanmış olaylar etrafında kurgulanmaktadır. Yine şiir ve öyküye devam diyorum.
SORU- Yerlı ve yabancı hangı yazar ve saırlerı okur faydalanırsınız
MUSTAFA BERÇİN- Yahya Kemal Beyatlı, F.Nafiz Çamlıbel, Necip Fazıl, Abdurrahim Karakoç, Peyammi safa, Ömer Seyfettin, Namık Kemal, Arif Nihat Asya öncelikli olmak üzere Cengiz Aytmatov, Mehmet İsmail, Bahtiyar Vahapzade. Allah rahmet eylesin Abdurrahim Karakoç’a Üniversite yıllarımda mektuplar yazar ona şiirlerimi gönderirdim. O büyük şair de bana şiir yazarken dikkat etmem gereken hususları yazmıştı mektubunda.
SORU- sizi sık sık sıır festıvallerınde goruyoruz bu festıvallerın fayda ve zararları nedir
MUSTAFA BERÇİN- Ben de Uluslararası Çanakkale Şiir Akşamları etkinliğinin mimarıyım. Şu ana kadar 11 etkinlik yaptık. Yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 200 şair ve yazarı Çanakkale de misafir ettik. Aslında bu tür etkinlikler inanılmaz fayda sağlıyor. Türk Dili ve Türk Kültürünün nesilden nesile aktarılmasını şairler ve ozanlar vasıtasıyla yapılacağına inanıyorum. Ancak; ülkemizde maalesef bu konu da istismar edilmeye başlandı. Çerçevesi iyi çizilmemiş, amaçları net olarak ortaya konmamış yani iş olsun diye yapılan bir çok etkinlik var. Bu da gerçekten emek sarf edilerek yapılanları gölgeliyor.
SORU- .Ögrencılerle seneler geçirdiniz halen de yurt ısletıyorsunuz . Ögrencıler kıtap okuayı sevmıyor. Sebeb sızce ne ve okumayı nasıl sevdırebılırız?
MUSTAFA BERÇİN- Maalesef en çok üzüldüğüm konulardan birisi bu. 25 yıl eğitimci olarak çalıştım, 10 yıldır da yine eğitimin bir parçası olarak Çanakkale de Üniversite öğrenci yurdu işletiyorum. Bu zaman zarfında şunu üzülerek gördüm ki gençlerimiz hiç denecek kadar az okuyor. Yurtta internet varsa hiç sorun yok demektir. İnternet yoksa sorun yumağı oluşuyor. Ama bunun sorumlusu olarak o gençleri görmek de haksızlık olur. Bunda biz eğitimcilerimizin çok vebali olduğunu düşünüyorum.
SORU- Yazmak ve ıyı saır nolmak ısteyenlere neler tavsıye edersınız
MUSTAFA BERÇİN- Yazmak, kalıcı bir eser bırkmak sanıyorum ki insanı en çok mutlu eden ögelerden biridir. Her şey gelip geçici. Dolayısıyla gençlerimizin mutlaka ve mutlaka kitap okumalarını istiyorum. Kağıdın, mürekkebin tadını bir defa aldılar mı bir daha bırakmaları imkansız olur. Düşünün dünya kurulduğundan bu yana adı mal ile mülk ile anılan kaç isim var? Ama bir eser bırakanların adı sonsuz kadar yaşayacaktır. İnsanın ölümü ne zaman başlar biliyor musunuz? O insanın adının dünya üzerinde en son anıldığı zaman. Siz hiç Yunus Emre’ye, Fuzuli’ye, İbn-i Sina’ya, Mevlana’ya
(bunları istediğiniz kadar çoğaltın) öldü diyebilir misiniz?