Babanzâde Ahmet Naim kimdir?

0
936

 

Babanzâde Ahmet Naim, 1872 yılında Bağdat’ta doğdu. Babası ‘Baban’ oğullarından son asrın tanınmış ilim ve idare adamlarından Mustafa Zihni Paşa’dır ki Mithat Paşa’nın Bağdat valiliğinde mektupçuluğunu yapmıştır. Tahsiline Bağdat’ta başlayan Ahmet Naim, Bağdat rüştiyesinin orta kısmını bitirdikten sonra İstanbul’a geldi. Galatasaray Sultanisi ve Mülkiye Mektebi’nde okudu. Bir ara Hariciye Nezareti Tercüme Kalemi’nde çalıştıktan sonra Maarif Nezareti Yüksek Tedrisat Müdürlüğüne getirildi. (1911–1912) Galatasaray Sultanisi’nde Arapça okuttu. (1912–1914) Maarif Nezareti Telif ve Tercüme odası üyeliğinde bulundu (1914–1915); bu görevini Darülfünun’un lağvedilmesine kadar (1933) aralıksız devam ettirdi. 1915 yılında Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde ders vermeye başladı. Fakültede mantık, felsefe, ruhiyat ve ahlak derslerini okuttu.

Bir ara Darülfünun (Üniversite) rektörlüğünde de (umum müdür) bulundu. Doğu ve Batı kültürüne aşina olan Ahmet Naim, Arapça, Farsça ve Fransızca’yı çok iyi derecede bilmekteydi. Arap edebiyatından seçtiği ve tercüme ettiği parçaları 1901 yılında Servet-i Fünun dergisinde yayımlamaya başladı.

Yazılarını “Bedayiu’l-Arab” başlığıyla neşretti. 1908’den itibaren çıkan haftalık Sırat-ı Müstakim (daha sonraları Sebilü’r Reşat) dergisinin hadis sayfasını Âkif’in ricası üzerine kendisi hazırlıyordu. Arapçayı iyi bilen Babanzâde, daha sonra kendini Hadis dalında iyi yetiştirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 21 şubat 1925 tarihinde Diyanet İşleri Reisliği bütçesi görüşülürken ilmiyeden Eskişehir Mebusu Abdullah Azmi Efendi 53 arkadaşının imzasıyla bir önerge sunmasının üzerine gerek Kur’an-ı Kerim’in ve gerekse İslâmî eserlerin Türkçeye tercümesine karar verilir.

Bu kararın akabinde Diyanet Reisi Ahmet Hamdi Aksekili bu işi yürütecek ehil insanları tesbite çalışır. Uzun bir çaba neticesinde Kur’an mealini Mehmed Âkif Ersoy’a, Buhari’nin tercümesini de Babanzâde Ahmet Naim Bey’e verirler. Buhari Tercümesi görevini üstlenirken, meal yazması için Âkif’i kendisi ikna etmiştir. Babanzâde’nin ilmî şahsiyetini ön plana çıkaran diğer bir yönü de hiç kuşkusuz yukarıda da değinildiği gibi bir muhaddis oluşudur. Ahmet Naim’in bu yönü, Sahih-i Buhari’nin Tecrid-i Sarih Tercümesi’ne yazdığı mukaddimede ortaya çıkıyor.

Yazdığı 500 sayfalık bu mukaddime, son derece önemli ve oldukça geniş bir hadis usulü kitabıdır. Merhum bu mukaddimeden sonra Tecrid-i Sarih’in iki cildini daha tercüme etmiştir. Maalesef bu eseri tamamlayamadan vefat etmiştir. Daha sonra bu tercüme işini Prof. Dr. Kâmil Miras devralmış ve bitirmiştir. Tamamlanan Buhari tercümesi, “Tecrid-i Sarih” olarak 12 cilt ve bir de fihrist olarak hizmete sunuldu. Ahmet Naim aynı zamanda felsefe alanında da kendini çok iyi yetiştirmiştir. Öyle ki ünlü Fransız filozoflarından George Fonsgrive’in bir eserini İlmü’n Nefs adıyla Türkçeye çevirmiştir.

Bu eserle 1900 felsefî terime karşılık bulan müellifimiz, devrin ilim erbabı tarafından takdirle karşılanmıştır. Eserleri: Temrinat 1900, Mebadi-i felsefeden İlm-ün Nefs (tercüme) 1915, İslâm’da Dava-i Kavmiyet 1916, Hikmet Dersleri (felsefe) 1919, İlm-i Mantık (tercüme) 1919, Tevfik Fikrete Dair Filozof Dr. Rıza Tevfik Beyfendiye ( cevap) 1920, Ahlak-ı İslâmiyye Esasları 1924, Kırk Hadis (tercüme) 1925, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecridi Sarih Tercümesi 1-2 cilt 1928.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız