Çanakkale savaşının 100. seneyi devriyesini idrak ediyoruz.. Bu vesileyle, bu hazin savaşta şehit olan eden kınalı kuzularımızı rahmet ve minnetle anıyoruz.. Kabirleri nur, makamları âli olsun..
Evet dostlarım; bu yazımızı Çanakkale harbinde bu aziz vatan için fedayı can eden kahraman bir kumandana ayırdık..
Gelibolu kara savaşlarının başladığı ilk günlerde 26. alayın taburları, kendilerinden on misli kalabalık düşmanla kahramanca savaşıyorlardı.. Fransızlar, 27 Nisan’da Morto koyu civarından taarruza geçmişlerdi.. Buradaki birliklerimize takviye gerekiyordu.. Gelibolu’nun kuzeyindeki 5. ve 7. tümenlerin bu bölgeye kaydırılması emri verildi..
5. tümene bağlı olan 17. piyade alayı deniz yoluyla Kilya’ya geldi.. 9. tümenin emrine verilen bu birlik yaya olarak Eceabat ve Kilitbahir’e geçecek ve Havuzlar mevkiinde konaklayacaktı..
17. alay komutanı Yarbay Hasan Bey, askerleriyle birlikte ilerliyordu.. Ve bu vaziyette Kilitbahir köyünün ortasındaki meydan çeşmesine kadar geldiler.. Çeşmenin önünde Hasan Bey’in dikkatini bir şey çekmişti.. Üzeri yara bere içerisinde kalmış ve tüyleri dökülmüş bir köpek su içmek için çeşmeye yanaşmaya çalışıyor, onun bu perişan halini görenler taş atarak köpeği çeşmeden kovuyorlardı.. Hasan Bey bu duruma çok üzüldü, atından indi köpeğin üzerindeki yaralara aldırmadan onu kucağına aldı ve çeşmenin yanına götürdü.. Hayvana su içirdi, yaralarını temizledi.. Ardından karnını doyurdu ve köpeği alarak yoluna devam etti.. O günden sonra köpeği yanından ayırmadı Hasan Bey!. Adını da Canberk koymuştu.. Canberk kısa zamanda tüm Mehmetçiklerin dostu olmuştu.. Tüyleri yeniden çıkmış, yaraları ise tamamen iyileşmişti.. Türk askerleriyle birlikte koşuyor, siperden sipere atlıyordu..
Askerler soruyorlardı Hasan Beye;
“Komutanım, bu köpeğe neden bu kadar alâka gösteriyorsunuz?.”
El cevap;
“Yüce Allah’ın kıyamette bu köpeğe neden merhamet etmedin, demesinden korkuyorum!.”
İşte Hasan Bey böylesine iman-ı kamil biriydi..
Bölgedeki savaş olanca şiddetiyle sürüyordu.. Yine siper savaşlarının birinde tarih 11 Temmuz’u gösteriyordu ve bizim Mehmetler, Fransızları püskürtmüşlerdi!.. Savaş alanı Fransız askerlerinin cesetleriyle doluydu.. Ama bizde zayiat vermiştik.. Mehmetçiklerimiz bir yandan ölen arkadaşlarının defin işleriyle uğraşıyor, diğer yandan ise yaralılara yardım ediyorlardı.. Hasan Yarbay’da olayın tam ortasında askerlerine direktifler veriyordu.. O sırada bir Fransız askerinin yerde kıpırdadığını gördü!.. Askerin yaralı olduğunu düşündü.. Yardım etmek için Fransız askerinin üzerine eğildi ki; ölü taklidi yapan asker, sakladığı hançerini Hasan Bey’in göğsüne sapladı.. Hasan Bey bir anda sarsıldı ve yere yığıldı.. Yarasından oluk gibi kan akıyordu.. Herşey aniden olup bitmişti.. Yanına koşup gelen askerlerine fısıltı halinde şu sözleri söyledi; “Allah şahidimdir ki, bu Fransıza iyilik etmek için yaklaştım!.”
O an uzaklardan acı bir havlama sesi duyuldu.. Canberk olanca hızıyla koşup geldi ve velinimetinin yanına çöktü.. Sahibinin ellerini yalıyor, adeta kalkması için yalvarıyordu.. Kur’an okumak için “Alay İmamı” da geldi Hasan Beyin yanına!. Hasan Bey; “LA HAVLE VELA KUVVETE İLLA BİLLAHİL ALİYYİL AZİM” duasını 33 kere okumasını söyledi Alay İmamına!.. İmam duayı okurken Hasan Bey’de tekrar ediyordu.. Artık Hasan Beyin gözleri buğulanmış, çehresi solmaya başlamıştı.. Birden, silkinir gibi oldu ve telaşla yanındakilere; “beni ayağa kaldırın” dedi.. Askerleri onu yavaşça ayağa kaldırdılar.. Üstü başı kan içinde olan ve son anlarını yaşayan Hasan Bey; “LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDÜN RESULULLAH” dedi.. Yüzünde derin ve müeddep bir tebessüm oluşmuştu.. Ve ardından saygılı bir biçimde sözlerine devam etti..
“NİYE ZAHMET BUYURDUNUZ, YA RESULALLAH!..”
Bu ifadeler Hasan Beyin son sözleri olmuştu.. Kahraman komutan ruhunu teslim edip askerlerinin kolları arasına yığıldı.. Aslında bu bir yığılma değil alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz (SAV) ile alem-i ukbaya doğru kanatlanmaydı.. Askerlerin hepsi ağlıyordu.. Toparlandılar ve komutanlarını şehit olduğu yere gömmeye karar verdiler.. Önce Hasan Beyin üzeri Türk Bayrağıyla örtüldü ve mezar kazılmaya başlandı.. Onlar bu işlerle uğraşadursunlar Canberk’de Hasan Bey’in üzerine örtülen bayrağın altına girmiş “kıtmir” gibi ayaklarının yanına uzanmıştı.. Askerler, dualarla Hasan Beyin aziz naaşını kaldırmak isterlerken Canberk’i de kenara çekmek istediler.. Ama Canberk kımıldamıyordu!.. Velinimeti Hasan Yarbay’ın yanında o da son nefesini vermişti.. Herkes bir kere daha şaşırmıştı.. Önce Hasan Beyi tekbirlerle defnettiler, ardından da Hasan Beyin ayak ucuna Canberk’i gömdüler!.
İşte böyle kıymetli dostlarım.. Milletine aşık, Allah dostu bir komutanın hikayesini paylaştım sizlerle.. Ne mutlu o kumandana ki; “Kainatın Efendisi” ziyaretine geliyor!. Ve ne mutlu o askerlere ki, Hak ve Hakikat için çarpışıp ölüyorlar!..
Hepsinin mekanı cennet olsun!..
Ruhlarına Fatiha..
*
Sami Özey
www.gencgelisim.com