Ramazan hilali ile başlar kampımız.
Yedi milyarın içindeki tüm Müslümanların kampıdır bu.
Baharda, yazda, sonbaharda kışta hep birlikte hilalle gireriz kulluk kampına.
Rasathaneler yanılabilir, takvimler şaşırabilir, saatler geri kalabilir, ileri gidebilir ama dünya yaratılalıdan beri ayla güneşin yörüngesi hiç yanılmaz.
35 yıl oruç tutan bir Müslüman, senenin her gününde kulluk kampına katılmış olur.
Her mevsimi dolaşması, dinimizin evrensel olduğunun delilidir.
Her Müslüman her mevsimde oruç tutmuş olur.
Ramazan’ın 20’sinden itibaren yoğunlaştırılmış kulluk günlerine katılır ve itikâfa girilir.
Diğer kamplara yaş, eğitim, spor, siyaset… birlikteliği olanlar katılırken bu kampa yediden yetmişe, sade vatandaştan cumhurbaşkanına, erden generale, işçiden işverene… kadar Müslüman olan herkes katılır.
Kampa katılırken kötü alışkanlıklarını geride bırakırlar.
Kalabalıklar içinde kendi ıssız çölünde yapayalnız yaşayanlar, bu kampta camilerde cemaat denizine damla olup karışıp giderlerken damlalıklarını da korurlar.
Kamp çadırları kurmakla meşgul olmazlar, Müslüman millet için kurulmuş camilerin kubbeleri altında yaratana kulluk yaparlar.
Kamp ateşi yakmazlar ama aşk ateşini yakarlar, nur çıralarını uyandırırlar.
Sahurda şafağın atışının, tan yerinin ağarmasının, güneşin batışının farkına varırlar.
Sofralara aile fertleri birlikte otururlar, yakın akrabalar, dostlar, arkadaşlar, sofrada olanları paylaşırlar.
Bu kamp, zenginler kampı veya fakirler kampı değildir.
Zengin sofrasıyla fakir sofrasının denkleşmesinin sağlandığı kamptır.
Paralar, zekât ve sadaka yoluyla zenginlerin kasasından fakirlerin cebine akıtılır
Cumhurbaşkanının, başbakanın, bakanların mesajıyla başlar kulluk kampı…
Bu ibadete bütün Müslümanlar katılır.
Partileri ayrı insanların Rabbinin bir, kitabının bir, peygamberinin bir, kıblesinin bir olduğu bir ay boyunca sözlü olarak eğitilir, fiili olarak yaşanır.
Birlik şuurunun gelişmesi için tek slogan vardır o da “Allah’ü Ekber / En büyük Allah’tır” sözü.
Sahura onunla başlandığı gibi İftara da onunla başlanır.
Hiçbirinin lideri, efendisi büyük değildir eğitiminden geçerler.
Türkiye’de milyonlar, dünyada milyarlarca Müslüman, eğitim kitabı olarak tek kitapla katılır bu kampa: Kur’an-ı Kerim’le katılır.
Ramazan’ın birinci gününde Kur’an’ın (20 sayfalık) birinci cüzü okunur. 15’inci gününde 15’inci cüz okunur. 30’uncu günde 30’uncu cüz okunur.
Her gün bütün Müslümanlar, Kur’an’dan aynı cüzü 20 sayfayı okurlar.
Okumasını bilmeyenler, bilenlerden dinlerler.
Bu Kur’an eğitimi, camilerde, evlerde, kışlalarda, karakollarda, dairelerde, dağlarda, ovalarda ve temiz olan her yerde devam eder.
Bir de okuduğumuzu anlayıverirsek kulla kulluktan kurtulacağız ve kulluğumuzu yalnız Allah’a hasredeceğiz.
*
Mahmut Toptaş / Milli Gazete