Ailede Çocuklara Motivatörlük Yapmak

0
1012

 Her anne-baba çocuklarının mutlu, huzurlu ve başarılı olmasını ister. Aileler bilinçli veya bilinçsiz olarak çocuklarına destek verirler. Gerçek anlamda huzur, mutlu ve başarılı çocuklar için ise motivasyon gereklidir.
Bir çocuğun en büyük ihtiyacı, aile içinde sevildiğini, önemsendiğini, değerli ve yeterli bulunduğunu hissetmektir. Çocuk bunlarda eksikler olduğunu fark ettiğinde huzursuz ve mutsuz olur. İç dünyasındaki çalkantılar farkında olmadan dışarı yansır. Çocuğun olumsuz yansıtmaları aile içinde çatışmalara ve eleştirilere neden olur. Psikolojik olarak çocukların dünyası verimsizleşir. Buna bağlı olarak da okullarındaki başarıları olumsuz yönde etkilenir.
Ailelerin çocuklarına motivatörlük yapmaları gerekli ve önemlidir.

 

Fatma Taş
nlp_fatma@yahoo.com

 

 Her anne-baba çocuklarının mutlu, huzurlu ve başarılı olmasını ister. Aileler bilinçli veya bilinçsiz olarak çocuklarına destek verirler. Gerçek anlamda huzur, mutlu ve başarılı çocuklar için ise motivasyon gereklidir.

Bir çocuğun en büyük ihtiyacı, aile içinde sevildiğini, önemsendiğini, değerli ve yeterli bulunduğunu hissetmektir. Çocuk bunlarda eksikler olduğunu fark ettiğinde huzursuz ve mutsuz olur. İç dünyasındaki çalkantılar farkında olmadan dışarı yansır. Çocuğun olumsuz yansıtmaları aile içinde çatışmalara ve eleştirilere neden olur. Psikolojik olarak çocukların dünyası verimsizleşir. Buna bağlı olarak da okullarındaki başarıları olumsuz yönde etkilenir.

Ailelerin çocuklarına motivatörlük yapmaları gerekli ve önemlidir. Başarılı ya da başarısız olsun, çocuk sözlü ve eyleme yönelik davranışlarında başarıya iten güce ihtiyaç duyar. "Ben senin başarabileceğine inanıyorum. Gayret edersen iyi sonuçlar alacağını biliyorum. Bu konuda sana nasıl destek vermemi istersin? Her zaman yanındayım çünkü sen benim için çok değerlisin. Benim evladımsın. Sen olmasaydın anne/baba olamazdım. Bana bu kimliği verdiğin için sana çok teşekkür ediyorum. Benim için özelsin ve kıymetlisin." Bunun gibi ifadelerle "ben" dilini kullanarak yaklaşırsak, çocuklar kendilerini önemli hisseder ve özgüven geliştirirler.

Aile içinde net ifadelerle ve çocukların anlayacağı dilden konuşarak iletişim kurarsak çocuğumuzu olumlu yönde desteklemiş oluruz. Çocuklarla iletişimlerimizde dikkat etmemiz gereken en önemli nokta, onların yaşına ve algısına göre konuşabilmemizdir. Bize göre doğruyu sıralar ve çocuğun doğrusunu sormadan dikte edersek, sonuç alamayız. Çocuğun sosyal yaşamında, okul ve aile yaşamında olumsuzluklar yaşamasına neden oluruz.

'Bizden' Dünyaya Geldiler ama 'Biz' Değiller

Öncelikle anne ve babanın bilmesi gereken önemli bir şey var: "Çocuklarımız 'bizden' dünyaya geldiler ama 'biz' değiller." Anne ve babaların çocuklarının özelliklerini çok iyi bilmeleri gerekiyor. Bazı çocuklar güzel ve yumuşak sözlerden anlarlar, bazı çocuklar da olumsuzlukları gösterince motive olurlar. Örneğin, "Öğretmenin vermiş olduğu sorumlulukları yapmadığında, sınıfta kalacaksın. Koca bir yılın heba olacak ve zorluklar yaşayacaksın. Böyle olmak ister misin?" gibi gerçekleşebilecek olumsuz sonuçlar örnekler verilerek açıklanırsa, daha etkili olur.

Ayrıca, evin içinde zamanı çalan neler var? TV, bilgisayar ve elektronik oyuncaklar… Bu konuda aile tutarlı bir şekilde plan ve program geliştirmelidir. Bu programın hazırlanmasında çocuğun fikirlerinin de alınması gerekir. Plan, çocuğun yaşı doğrultusunda, odaklanma ve öğrenme zamanına göre yapılmalıdır.

İlkokul çocuğu için ders çalışma süresi 10 ile 20 dakika arasıdır. Ortaokul çocuğu için ders çalışma süresi 20 ile 35 dakika arasıdır. Lise çocuğu için ders çalışma süresi 35 ile 45 dakika arasıdır. Her bir ders için çalışma süresinin sonrasında 10 dakika dinlenme süresi konması gereklidir ki çocuğun algısı ve odaklanması bozulmasın. Aile bu konuda çocuğuna yapmış olduğu planı desteklemeli ve çocuğu gözlemlemelidir. Bu, anne-babanın çocukla oturup ödevi baştan sona yapması anlamına gelmez. Çocuğun kendisine güvenebilmesi için kendi sorunlarına çözüm üretmesi şarttır. İhtiyaç duyarsa, bilmediği konuda destek vererek yardımcı olunmalıdır. Aksi halde çocuk, ödevlerini annesinin ya da babasının yapmasına alışır ve bunu anne-babasının bir görevi gibi algılamaya başlar.

Bir danışanım ilkokul ve ortaokul süreçlerinde sürekli çocuğu ile ödev yaptığını söylemişti. Çocuk, lise dönemine geldiğinde ödevlerini birlikte yapmak istiyor, anne de bilmediği derslerde zorlanıyordu.

Çocuklarımıza iyilik yaparken, farkında olmadan kötülük yapmış olabiliyoruz. Çocukların en önemli ihtiyacı; ruhsal, zihinsel ve bedensel sağlıklarıdır. Bu konuda dikkat ederek, yanlış davranışları düzeltip sorumluluk almalarına destek verebilirsek onları topluma kazandırmış oluruz. Bir aile için de en büyük mutluluk bu olsa gerek!

Bilinçli, akılcı, üretken ve destekleyici yaklaşım insan kazanmamıza yardımcı olacaktır. Çocuklu ailelere en önemli 3 önerim şunlar:

1- Sabırlı olmak

2- Sabırlı olmak

3- Sabırlı olmak

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız