Giderek tüketim toplumuna dönüşen dünyamızda bu gidişatı değiştirme sorumluluğu, gelecek nesilleri yetiştirecek olan anne ve babalara düşüyor. Çocukların tasarruf bilincine sahip olmamasının sadece aileleri değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir sorun olduğunu söyleyen Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı Öznur Simav Durusoy, önemli bilgiler veriyor.
“Çocukların tasarrufa, yani ekonomiye alıştırılması her dönemde aslında önemli olması gereken bir konudur. Günümüzün koşulları artık bunu zorunluluk haline getirmiştir. Her konuda tüketim boyutlarının zirveye ulaştığı günümüzde, acaba çocuğumuz bunu devam ettirebilecek mi?
Ekonomistler, dünyada tüketime dayalı bir düzen tercih ettiler. Belki deneyerek görmek gerekiyordu. Belki de bu kadar değildi ve bizler işin ucunu kaçırdık. Tüketildikçe, üretim ivme kazanıyordu. Ancak gelecek nesillere nasıl bir dünya bırakacağız, umutlar gittikçe tükeniyor mu?
Okuldaki Eğitim Yeterli Değil
Dünyadaki doğal kaynaklar yok ediliyor; sular, topraklar, yiyecekler, ormanlar… Çocuklarımıza bazı değerleri öğretmek ve günlük yaşantımızın içine güzelce yerleştirmek gerekiyor. Okulda ve erken çocukluk eğitim kurumlarında eğitim, ders olarak veriliyor. Belki uygulamalar da yaptırılıyor ancak evde devamını yetişkinler getirmeli. Eğitim, evde de pekiştirilmezse bir yanı eksik kalır ve verim elde edilemez.
İşte tam burada yetişkinlerin model olması önem kazanıyor. Özellikle anaokulu çağındaki çocuklar, anne-babalarını dikkatle izlerler. Onları taklit ederek büyürler.
Anne ve Baba Nasıl Bir Model Olmalı?
Evde kullanmadığımız sürelerde muslukları kapatmalı, banyo ve mutfakta damlayan ancak önemsenmeyen su giderleri en kısa zamanda tamir edilmeli ve çocuğa bu arada fırsat eğitimi verilmelidir. Çocuk, tamirci ile diyalog içinde bile olabilir.
Bunun dışında, kağıt tüketiminde de tasarrufa gidilmelidir. Atılan çeyrek kartonlar, üç-beş satır yazılmış kağıtlar, biraz küçülmüş kurşun kalemler konusunda daha hassas olunmalıdır. Bu tarz tüketimlerde ormanlara dikkat çekilmeli ve çocuğun yapılan israfı anlaması sağlanmalıdır.
Ekmek gerektiği kadar alınmalı, fazla kaldıysa değerlendirilmesi çocukla birlikte yapılmalıdır. Örneğin; yumurtalı ekmek, köfte için hazırlama, tatlı yapma gibi değerlendirmeler, çocuk için hem eğitici hem de eğlenceli olacaktır. Küflenmiş ekmek de ıslatılarak kuşlara verilebilir. Bunun ayrıca hayvan sevgisini de beslediği unutulmamalıdır.
Okunmuş kitapların ihtiyacı olanlara verilmesi, az kullanılmış giysilerin gereken yerlerde ihtiyaç sahiplerine verilmesi gibi konularda çocukla bir bütün olarak çalışılırsa, sosyal sorumluluğa da destek verilmiş olur.
Enerji sarfiyatı ile ilgili “nasıl olsa ödemesini yapabiliyorum” şeklinde düşünülmemelidir. Çocuk enerji olmazsa nasıl bir yaşamımız olur bunu muhakeme edebilmelidir.
Küçük yaşlarda öğrenilenlerin kalıcı olduğu ve alışkanlık olarak yerleştiği düşünülürse, tasarrufa gereken önem verilmeli, çocuklara iyi birer model olunmalıdır.”
——Hürriyet aile———