BOŞANMA NEDENLERİNIN, ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİNE GÖRE ETKİLERİ

0
873

BOŞANMA VE ÇOCUĞA ETKİLERİ

Herşey iyi günde ve kötü günde beraber olmak vaatleriyle başlar. Atılan imza yaşamınızın imzasıdır ve yaşamınızı bir diğerinin ellerine emanet ediyorsunuzdur. ‘’Yetişkin insanlar nasıl kendini başkasına emanet eder? ‘’ denilebilir. Artık, bağımsız değilsiniz, herşeyi iki kişilik düşünmek zorundasınız. O da bunu ister mi? Beğenir mi? Zor gelir mi? Kıskanır mı? Ailesi ne der? Gibi gibi.. Tüm bunun gibi soruların cevabını vererek birlikte yaşamaya, hayatı paylaşmaya başlarsınız. Önceleri genellikle herşey yolunda gider, ilk aylar halk arasındada ‘’cicim ayları’’ olarak anılır. Tarafların gözü birbirinden başkasını görmez. Aşk gözlerini kör etmiştir. Hatalar olsa da hep iyi niyet söz konusudur. ‘’Canım şöyle demek istemiştir, yok ben yanlış düşünüyorum, alınganlık yapıyorum’’ denilerek kişi sorunu kendinde arama çabasındadır. Karşı taraf haklıdır. ‘’Benim alınganlıklarıma karşı, ne kadar da iyi bir insan sesini bile çıkarmıyor’’ diyerek kendimizi suçlarız. Bu arada yeni arayışlara girilir ve bir bebeğin yaşamı renklendireceği fikriyle ya da bir sürprizle üç kişilik bir yaşama başlarsınız.

Bebek doğduğunda aslında problemler başlamıştır. Aileler, bebek doğumunda gizliden ya da açıktan sorun olarak gündeme gelmişlerdir. ‘’Senin annen bebek için şunu dedi, benimki de böyle söyledi’’, kucağına aldı, kucağa alıştı, ‘’bebek öpülmez, yok bizde öpülür’’ tarzında söylemler yaşanır. Hamilelik döneminde kayınvalidenin sıkıcı önerileri kadını bunaltmaya başlamışta olabilir. ‘’Annene söyle, yeter artık, bıktım’’ sözleri erkeği annesi ile eşi arasında bırakmıştır.

Bu tür problemler zaman içinde aşılır ya da aşılamaz. Aşıldığında zaman içinde aileyi genişletmek mümkün olabilir. Yaşam devam eder, bazen keyifli bazen sorunlu gitsede eşler çözme gayreti içindedir. Ancak, yaşam bir noktaya gelirki işte o son noktadır. Boşanma kaçınılmazdır.

Çocuğun olması boşanma durumunu daha güçleştirir. Karar alırken çocuk faktörü öne geçer ve eşler genellikle kendilerini çocuklarına karşı sorumlu hissederler. Olması gerekende zaten böylesidir. Çocukların maddi yönden ihtiyaçlarının karşılanması, annede mi babada mı kalacaklarının kararı, okula gidiyorlarsa okul şartlarının gözden geçirilmesi, daha küçük yaşlardaysa hangi ebeveynle duygusal bağlarının kuvvetli olduğu, bebeklik dönemindeyse anne sütü alma ve anneye daha fazla ihtiyaç duyulması durumu, ebeveynlerden birinin yabancı uyruklu olması ve çocuğun nerede yaşamaktan mutlu olacağı ve kendini iyi hissedeceği, boşanmanın hangi nedenle gerçekleştiği, boşanmayı gerektiren durumlar, ailede şiddet, ebeveynlerden hangisinin boşanmayı istediği ve sebebin geçerli olup olmadığı ve çocuk tarafından durumun değerlendirilişi, Çocuğun ya da çocukların cinsiyeti, ergenlik döneminde olma, aldatma, gelirini ailesi dışındaki kimselere harcama ve dolayısı ile kendi ailesi ve çocuklarına maddi yönden sıkıntı yaşatma, evlilikte herşey yolunda gittiği imajı yansıtılarak birden bire ortadan kaybolma, sahtekarlık ve eşini dolandırma, yüz kızartıcı suç işleme gibi durumlar çocuğun psikolojisini etkiler.

‘’Boşanma evlilik kadar doğal bir durumdur’’ ifadesi ağızdan kolay çıkar. Ancak, çocuk faktörü varsa o kadarda basit değildir. Aile birliği mümkün olduğunca devam ettirilmeye çalışılmalı; çok zorlanılıyorsa günlük yaşamın kalitesi düşüyorsa ve çocuklara zarar verir duruma geldiyse eşler boşanma kararı almalıdır. Boşanma kararı önemli bir karardır ve eşler kararı birlikte almalıdır. Çocuk ya da çocuklara uygun şekilde anlatılmalıdır. Zaten şiddetli geçimsizlik durumu varsa çocuğun anlaması ve kabul etmesi kolaylaşmış olacaktır.

Ancak, eşlerden birinin aldatması ile boşanma durumu gerçekleşiyorsa aldatan eş partnerini değil; ailesini yani çocuğunu da aldatmış olur ki bu çocuğun psikolojisinde deprem etkisi yaratır. Ailesinde kendini güven içinde hisseden çocuk, aldatılma psikolojisi ile tüm insanlara karşı güven duygusunu yitirir. Ağır krizler yaşayabilir, gerekiyorsa ilaç tedavisi yapılır. Ayrıca bu çocuklara pedagog desteği alarak yıkılan hayalleri ve güven duygusunun yeniden inşaası için zaman ve emek harcanmalıdır. Çocuk, aldatan ebeveyni reddedebilir, görmek istemeyebilir.

Böyle durumda çocuğun haklarına ve duygularına saygı gösterilmeli ve asla baskı uygulanmamalıdır. Çocuk, duyguları olmayan paket değildir. Çocuğun hissettikleri dikkate alınarak anne ya da baba ile diyalog düzenlenmelidir. Çocuk ve ergenin karşı cinse olan duyguları ve güvenide etkilenir ve ileride kendisinin de terkedileceğini düşünüp, evlenmeye olumsuz bakabilir.

Bir danışanım, çocuğunun babasının ‘’yurtdışına işe gidiyorum’’ diyerek çocuğu ile vedalaşıp, geri dönmeyerek ortadan kaybolduğunu ve boşanma davası açtığını 15 yaşındaki oğlunun ağlama krizleri yaşayıp, ne yapacağını şaşırdığını söyleyerek yardım istedi. Çocuğun ergenlik döneminde olması, güvendiği babasının yalanla böyle bir durumu yaşatması ekstra bir durumdu. Eşler, çocuklarını yok sayarak egolarına göre hareket etmemelidir.

Yine çocuğun güvendiği anne-baba figürü sahtekarlık yaparak, karşı tarafı borç batağına sokup, ailesini güç durumda bırakıyorsa, çocukta kapanmayacak izler bırakması çok olasıdır.

Toplumumuzda 4-5 çocuğunu bırakıp, yasak aşk yaşayan annelerinde olduğunu biliyoruz. Televizyonlarda ‘’kayıp’’ adı altında aranıyor, ancak gerçek, zaman içinde ortaya çıkıyor. Böyle durumlarda baba, daha önce ev ile ilgili sorumlulukları, yemek yapma, çamaşır, bulaşık vs. üstlenmediyse çok sorun yaşayabilir. İş sorumluluklarıyla ev- çocuk sorumluluğunu dengede götürmeye çalışmak çok güçlük yaşanmasına sebep olur. Ayrıca da artık çocuk, sorunlu hale gelmiştir. Onunla da ayrıca hassasiyetle ilgilenmesi gerekmektedir.

Çocuk, boşanma durumunda ikilemde kalabilir. Anne ve babasını üzmemek için her iki tarafın aleyhte söylenen konuşmalarını içinde saklamaya çalışabilir. Bu durum da çocuğa ağır bir sorumluluk yükler, çocuk içine kapanır.
Yabancı uyruklu ebeveyn çocuğu olmakta güçtür. Her ne kadar günümüzde ulaşım çok sorun olmasa da maddi boyutlar, ilişkileri zora sokabilir. Çocuğun hangi ebeveynde kalacağının kararı aynı zamanda hangi kültürü seçeceğini de belirler. Kültüre uyumda ayrı bir özel durumdur.

Alkol, kumar nedeniyle boşanmalarda ailenin genellikle maddi olanakları tükenmiştir. Çocuklara karşı ilgisizlik, sorumsuzluk, aile birliğinin değerini bilmeme gibi durumlara rastlamak mümkündür. Kadına şiddet ve bu şiddete şahit olan çocuklar mevcuttur. Hergün yüzü, gözü morarmış bir annenin çocuğu olarak okuluna gider. Kavga, gürültü sesleri kulağından eksik olmaz, öğretmeninin sesini duymaz bile… Çocuğun zaten ailede yaşam sürerken birçok sıkıntısı vardır. Çok sevdiği, hayatının anlamı annesi, ‘’baba’’ dediği kişi tarafından mağdur edilmektedir. Çocuk, babasına karşı dayanılmaz bir hırs besler ve bu hırsını büyüdüğü zamana, geleceğe bırakarak, kendine saklayarak büyür.

Bluğ çağında olmak ve boşanma da ayrı bir hassasiyet gerektiren bir durumdur. Çocuk, kendi kimliğini oluşturma ve kendini ortaya koyma çabası içindedir. Toplumla uzlaşmada sorunlar yaşayabilir. Kendini desteksiz hissedebilir. Çatışmalarla dolu olan bu dönem, ailenin desteğini hep yanında hissetmesi gereken bir dönemdir. Ergen her ne kadar dışarıya açılsa da aile bütünlüğü içinde kendini rahat ve huzurlu hisseder.
Boşanma ile birlikte çocuğun hayatı hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır. Yaşama maddi kaygılar eklenir. Eğer baba terkedip gittiyse, anne ayakta kalma çabası içine girecektir. Kendisine ve/bebeğine/ çocuğuna / çocuklarına/ engelli çocuk olup olmadığına /engelinin türüne /ikizlerine/ergene/kız /erkek bakmak için elinden ne gelirse yapma çabası içinde olacaktır. Yaşadığı yer ve konum özellikleri de önem taşımaktadır. Kadın, çocuklarına bakarken çevreden kendisi hakkındaki düşüncelerle de mücadele etmek durumunda kalacaktır. Slash ile özellikle ayırmam, herbirinin ayrı önemli özelliklere sahip olmasındandır. Burada belki kadın yıllarca çalışmamış, çalıştırılmamış, engellenmiş, kariyer hedefleri hiçe sayılmış, evliliğini sürdürmek için susmak zorunda kalmış olabilir. Yaşamının alt üst olması ile geçte olsa çalışmak zorunda kalacaktır. Tabii iş bulabilirse… Zaman içinde yaşı ilerlemiş, dünyanın düzeni değişmiş, iş becerileri körelmiş olacaktır.

Boşanmadan sonra çocuk, kendine göre savunma mekanizmaları geliştirebilir. Çevreden kaçma, uzaklaşma, pollyannacılık, bastırma, derslerden uzaklaşma, başarıda düşme, insanlara güvensizlik, şiddet, içe kapanıklık, suçluluk, utanma,karamsarlık, depresyon, yeme ve uyku bozuklukları,suç işlemeye eğilim,üzüntü, acı, tikler,dikkat dağınıklığı, alt ıslatma ve dışkı kaçırma, terkedilişlik, geleceğe yönelik kaygı, korku, saldırganlık, çocuğun gelişimsel çağına göre önceki gelişim dönemine dönme, öfke, düşmanlık, yalnızlık, diş gıcırdatma gibi davranış ve duygular yaşayabilir. Alkol, madde bağımlılığına yatkınlık gibi durumlar yaşayabilir.

Boşanma her aile için özel bir durumdur ve aile dinamiklerine dikkat ederek yaklaşım gerekir. Yardım alınması çocuk ve aile açısından yaşamı yoluna koyma ve zaman kaybetmeme açısından önem kazanmaktadır.

ÖZNUR SİMAV

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız