ÇOCUKLARIMIZI İNTERNET’TEKİ TUZAKLARDAN KORUMAK

0
781

Bugünlerde gazetelerde okuyorsunuzdur sanırım; çocukları internet üzerinden taciz eden, onlarla ilişki kuran, yetişkin yaşta suçluların sayısında artış var. En son; yetişkin bir erkeğin 11-12 yaşlarındaki erkek çocukların çıplak fotoğraflarını çekerek bu çocuklara şantaj yaptığı ve şantajla evine çağırdığı çocuklara tecavüz ettiğine dair bir haber vardı gazetelerde. Bu ve benzeri haberler aileleri haklı olarak korkutuyor. Ne yapacaklarını bilemedikleri için yanlış kararlar verip çocuklarıyla aralarındaki iletişimin daha da kopmasına neden olabiliyorlar.
Sizinle gerçekten üzücü gerçek bir olayı paylaşmak istiyorum: Söz etmek istediğim kişi ergenlik çağında bir erkek çocuğu. Çok çocuklu bir ailenin son çocuğu. Babasından sevgi ve ilgi görmemiş. Ergenlik çağının bunalımları içinde internetteki google arama sayfasına sevgi ile ilgili cümleler yazıyor. Buradan bir site buluyor ve oradan yetişkin erkeklerle yazışmaya başlıyor. Yetişkin erkeklerden biri onu evine davet ediyor ve tecavüz ediyor. Bu olaydan sonra ergenlik çağındaki bu erkek çocuk, erkeklerle para karşılığı birlikte olmaya başlıyor.
Böyle öyküleri belki siz de duydunuz ve duyduklarınız karşısında kendinizi çaresiz hissediyorsunuz. Çünkü aslında yetişkinler olarak interneti çocuklarınız kadar iyi tanımıyorsunuz, dolayısıyla onları internet dünyasının tuzaklarından nasıl koruyacağınızı bilmiyorsunuz. Size ‘eğer gerçekten iyi bir anne baba iseniz internetten korkmanıza hiç gerek yok’ desem? Çok şaşırır mısınız? Eğer siz anne babalığın doğru tanımını biliyorsanız, çocuğunuz doğduğu andan itibaren ona o kadar iyi rehberlik etmişsinizdir ki çocuk hiç korkmadan sizinle her konuda dialoga geçer. Konunun can alıcı noktası aslında ana-baba ile çocuk arasındaki dialogda gizli. Çocuk sizin her konuda onu anlamaya çalışacağınızdan, kendinizi onun yerine koyacağınızdan ve çağa ayak uydurabileceğinizden eminse sizden hiçbir şey saklamaz, dolayısıyla yapsa da küçük hatalar yapar. Eğer siz despotça, ‘internetten arkadaşlarınla yazışmanı istemiyorum, senin tek görevin ders çalışmak’ derseniz çocuğunuz anlaşılmadığını düşünür. Çünkü özellikle ergenler için arkadaşlarının düşünceleri çok önemlidir. Eğer siz ergenlik döneminin özelliklerini bilmiyorsanız, onu hala küçük çocuğunuz sanırsınız, çocuğunuz da sizden uzaklaşır. Msn’ de yazışmak çocuklar için büyükşehirin trafiği içinde ulaşmaları zor olan arkadaşlarına ulaşmanın ve onlarla sohbetin en kolay ve aslında en güvenli yoludur. Güvenlidir çünkü, arkadaşlarının evinde yalnız kalmamışlardır, sizin evinizin güvenliği içindedirler. Üstelik msn’in eski dönemlerde mektuplaşmanın yaptığı işlevi yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Mektup yazmak, bazen kendimizi konuşarak ifade ettiğimizden daha iyi ifade etmemizi sağlardı. Üstelik yüzyüzeyken söyleyemediklerimizi söyleyebilirdik.
İnternet çocuğun ve ergenin dünyasını genişleten, doğru kullanıldığında da bilgilenmesini sağlayan bir araçtır. Çocuğunuzun interneti yararlı şekilde kullanmasını sağlamanız için en önemli koşul, çocuğunuzu büyüdüğünde onunla hala konuşabiliyor olacak şekilde yetiştirmenizdir. Özellikle baba, çocuk 15 yaşına gelip ‘başına buyruk’ davranmaya başlamadan önce çocuğuyla ilgili, yönlendirici, uyarıcı ve sevecen olamamışsa çocuğun ilgiyi ve sevgiyi internette araması beklenebilir. Ana-babaların gördüğüm en büyük hatalarından birisi, çocuk sorun çıkaracak yaşa gelinceye kadar çocuğun yetiştirilmesini, sadece dersleriyle ve parasal ihtiyaçlarıyla ilgilenilmesi boyutuna indirgemeleridir. O zaman da biraz geç olmaktadır. Ancak ‘ zararın neresinden dönersen kardır’ deyişinde olduğu gibi hatalarını fark ettikleri ilk anda çocuğun yaş dönemini, onun duygusal ihtiyaçlarını, okul yaşamında ve arkadaşlık ilişkilerinde yaşadığı sorunları anlamaya çalışan bir yaklaşım içerisine girmeleri en doğru olandır. Eğer baş etmekte çok güçlük yaşanırsa profesyonel yardım alınmalıdır. Bu arada ‘dedektiflik’ amacıyla değil ama interneti anlamak adına bilgisayar ve internet kullanımındaki ‘püf noktalarını’ öğrenmelerinde de yarar vardır.

 

yazan: Psk.Dnş.Özden ŞENKOYUNCU

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız