Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u almak için her türlü planı ve hazırlığı yapmıştı. Hiç hesap etmediği engeller onun azmini kıramadı. Bizanslıların Haliç’e zincir germesiyle Osmanlı gemilerinin önü bir anda kesilmişti.
Sanki bütün umutlar yok olmuştu. Bunca hazırlık boşuna mı gidecekti? Elbette hayır! İşte o an Fatih Sultan Mehmet’in zihninde sezgi ağırlıklı sağ lob ve üretken zeka devreye girdi.
Sol lob ile sağ lob hiç durmak bilmeyen bir sohbete başladı. Corpus collosumda (beynin her iki lobu arasındaki bilgi iletişimini sağlayan sinir ağlarından oluşan yapı) inanılmaz bir trafik sözkonusuydu. Kalıplar kırılmış, tekdüzelikten uzak bir düşünme süreci başlamıştı en başta ki gibi…
Ama şimdi çok daha yoğun ve hızlı bir trafik vardı. Dehanın ateşlendiği, sezgisel gücün hayata geçirildiği andı bu. Her iki beyin birlikte çalışarak müthiş bir sinerji oluştu, zihinsel potansiyel en yüksek seviyeye çıkmıştı. Kararlılığı ve azmi bitmez tükenmez bir liderdi Fatih.
Önce zihninde, daha sonra da gerçekte gemileri karada yürüterek imkansız ve sıra dışı görülen bu hadise tarihte bir ilk olarak kayıtlara geçti. Gemiler bir gecede Kasımpaşa’dan Haliç’e indirildi. Bir çağ kapandı ve yeni bir çağ başladı.
*
Lilay Koradan
www.gencgelisim.com