Bir Gün Televizyona Çıkacaksınız ve Bu Bilgiler Lazım Olacak…

0
4100

"Bir kere alıştıktan sonra hiçbirşey zor değildir"
Bir eğitim toplantısında 15-20, seminerde 30-50, konferansta 150-300 kişiden oluşan dinleyicileriniz radyo veya televizyonda yüz binleri bulabilmektedir. Bir yazarın kitabı yılda birkaç bin adet basması başarılı kabul edilirken, televizyonun ne kadar hızlı ve etkili ulaşım kanalı olduğuna varın siz hesap edin. Toplum önünde başarılı konuşma yapanlar eninde sonunda kendilerini radyo ya da TV stüdyolarında bulacaktır. Adİl Mavİş adilmavis@hotmail.com

 

 

"Bir kere alıştıktan sonra hiçbirşey zor değildir"
Bir eğitim toplantısında 15-20, seminerde 30-50, konferansta 150-300 kişiden oluşan dinleyicileriniz radyo veya televizyonda yüz binleri bulabilmektedir. Bir yazarın kitabı yılda birkaç bin adet basması başarılı kabul edilirken, televizyonun ne kadar hızlı ve etkili ulaşım kanalı olduğuna varın siz hesap edin. Toplum önünde başarılı konuşma yapanlar eninde sonunda kendilerini radyo ya da TV stüdyolarında bulacaktır.

Televizyon
Bir TV'de en çok hatırlanacak olan şey bizzat görünüşünüz olacaktır. Kameralar mahrem* (Dokunabilecek kadar yakın mesafeye "mahrem mesafe" denir.) alanınıza girerek, kelinizi, yüz hatlarınızı, alın çizgilerinizi olduğu gibi ekrana taşır ve  yüz binlerce kişiye gözünüzün içine bakma fırsatı verir. Davet edildiğiniz ortam asla TV'de göründüğü gibi olmadığına emin olabilirsiniz.
Özellikle canlı yayın öncesi zamana karşı yarışan bir hareketlilik vardır. Önce makyaj odasına alınır ve yüzünüzün ışıkta parlamasını önleyen fondoten sürülür. Program öncesi kahveler içilirken yapımcı veya sunucuyla kısa bir ön görüşme yapılır. Stüdyoya girdiğinizde nereye oturacağınız, hangi kameraya bakacağınız, yayın sırasında yapmanız ve yapmamanız gereken kurallar anlatılırken bir yandan gömleğiniz arasından yaka mikrofonunuz takılır. Üç kameraman, ışıkçı, sesçi, dekorcu, reji asistanı yapımcı, stüdyo sorumlusu koordinatörlüğünde "Yayına 10 saniye…, 5… 3, 2, 1" derken kendinizi bir anda yüz binlerin karşısında bulursunuz.
Bu alanda çalışan profesyonellerin görüşlerini alarak görsel ve işitsel medyada başarılı olmak için işte size 8 öneri;
1. Program formatını öğrenin. Mümkünse önce izleyin ya da bir kasedini izleyin.
2. Nelerin üzerinde durulacağını öğrenin. Soru-cevap, gündem vb.
3. Eğer olacaksa diğer konukların kimliklerini öğrenin. Yalnız çıkmakla birlikte çıkmak farklıdır.
4. Ne giyeceğinizi öğrenin. Stüdyonun dekoruna uygun seçiminizde yardımcı olabilirler.
5. Program öncesi sunucuya kendiniz ve konunuz hakkında yeterli malzeme verin
6. Rahat ettiğiniz şeyleri yapın. Yoksa izleyenleri de rahatsız edersiniz.
7. Gündemi yakalayın. Kimse dinazorlarla ilgilenmiyor!
8. Prova yaparak özelliklerinizi geliştirin. İlk izlenim için ikinci fırsatınız olmayacaktır.
1.Program formatını öğrenin
Daha evvel izleme fırsatı bulamadığınız bir programa davet edildiğinizde, televizyonda takibe alıp izleyin buna vaktiniz olmayacaksa yayınlanmış bir bölümün kasetini edinmeye çalışın. Böylece program sunucusunun stilini, diğer katılımcıların pozisyonu konularda bilgi sahibi olursunuz. Böyle yaparak nasıl bir hazırlık yapacağınızı, programda yabancılık çekmemenizi, sürprizle karşılaşmamanızı ve kendinize güveninizi pekiştirir.
2. Nelerin üzerinde durulacağını, gündemi öğrenin
Sizi davet etmelerinin bir amacı var. Niye sizi davet ettikleri ve gündeme getirecekleri konuyu nasıl seçtikleri hakkında bilgi sahibi olursanız sınırlı sürede neler anlatılması gerektiğini planlayabilir "Vakit olsaydı şunları da gündeme getirmek           isterdim gibi hayıflanmalarınızı daha baştan önlemiş olursunuz. Her konuda uzman olmanız gerekmiyor ama o gün ne konuşuluyorsa gündemde hangi konular varsa bilginiz olsun.
3. Eğer olacaksa diğer konukların kimliklerini öğrenin
Programların formatları genellikle birden fazla konuk çağırma üzerinedir. Siz yalnız olduğunuzu düşünürken birden karşınıza görmekten hoşlanmadığınız bir başka meslektaşınızı çıkarabilirler. Bunu genellikle kasıtlı yaparlar, tezat görüşlerin ekranda reyting oluşturduğunu herkes bilir ve gündem malzemeleri buna göre seçilir. Davet edilen diğer konukların seviyesiz konuşmaları, tahrikleri canınızı sıkabilir ve sinirli halinizle izleyicilere zayıf mesaj verebilirsiniz. Doğrusu bu bir risktir. Halk arasında ekran cambazı adı verilen kişilerle yayına katılmaktan uzak durmayı becerebilirseniz bu riskinizi asgari düzeye indirgemiş olursunuz.
4. Ne giyeceğinizi öğrenin
Giyeceğiniz elbiseyi seçmeniz açısından stüdyo dekorundan, oturduğunuz sandalyeye kadar kullanılacak renkleri bilmek önemli. Mesela sarı dekorlu bir stüdyoda giydiğiniz sarı gömlek sizi silik gösterir.
Televizyon kostümü olarak genelde nötr renkler tercih edilmektedir. Lacivert, gri, açık gri, bej, fazla koyu olmayan maviler, yeşiller, portakal ve leylak sade renkler ekranda hoş duran renklerdir. Kırmızı, siyah, beyaz gibi güçlü kontrastlardan da kaçınmanız önerilir.
Aynı şekilde dar çizgili, büyük desenli, damalı herhangi bir şey giymekten kaçının. Parlak mücevherler, altın sarısı saat gibi parlak aksesuarlar da dikkati konuşmacıdan çok kendisine çeker.
Ekran için daha önceden tecrübe etmediğiniz yeni elbiseleri giymek yerine gardırobunuzdan tecrübe ettiğiniz elbiseleri tercih etmenizi öneririz. Bayanların da sadelik ve muhafazakar giyinmeleri gösterişli takılar yerine orijinal sade olanları tercih etmeleri doğru seçim olacaktır.
5. Program öncesi, sunucuya kendiniz ve konunuz hakkında yeterli malzeme verin
"Sizi tanıyor ve gündemdeki konuyla ilgili bilgilere vakıf" olduğu görüşü bir program sunucusu için çok iyimser olur. Böyle bir eksiklik söz konusu ise bu sorunu giderme sorumluğunu mutlaka siz almalısınız. Bu nedenle özgeçmişinizi içeren bir CV ile birlikte gündeme alınacak konunun özet anahtar bilgileri yanı sıra sorulmasında yarar gördüğünüz konuları yazarak program sunucusuna mutlaka (faks veya mail yoluyla) ulaştırın. Yazdıklarınız hakkında sorusu olup olmadığını bizzat arayarak sorun. Böylece hem ön diyaloğunuz kurulmuş olacak hem de bunu ciddiye alıp hazırlık yaptığınızı ve onunda hazırlanması gerektiğine dikkat çekmiş olacaksınız.
6. Rahat ettiğiniz şeyleri yapın
Rahatsız olan bir duruşunuz, görüntünüz, sesisiniz ekranda sizi çirkin gösterir. Deplasmanda değil de ev sahibi gibi davranırsanız bu rahatlığınız izleyici ile aranızda pozitif elektrik oluşturur. Kameranın açısı, ekrandaki görünümünüz, stüdyoda diğerlerinin birbirleriyle iletişimi. Bunları bir kenara bırakın. Karşınızda sizi dinleyen, anlamaya çalışan ve bunun için diyalog içinde konuşan soru soran bir sunucu var, tüm canlılığınızla dikkatinizi ona verin. “Bizi izleyen sayın seyirciler… Ekrandaki vatandaşların bilmesini istiyorum ki…” gibi sözlere yer vermeyin.
7. Gündemi yakalayın
İnsanlar pek ender hayat hikayenizi merak eder. Daha çok hayatın içindeki sizi tanımak ister. Örneklerinizi popüler dizilerden, gündemdeki ünlülerden, okunan yazarlardan ve o günlerde konuşulan bilinen olaylardan örnek vererek kendi konunuzla birleştirmeyi başarabilirseniz, dikkat çekmiş olursunuz. Bir kez daha hatırlatalım ki insanlar ne bildiğinizle, ne kadar bildiğinizle ilgilenmezlerle kendi ilgilendikleri konularla ne kadar bilgili olduğunuzu görmediği sürece!
8. Prova yaparak özelliklerinizi geliştirin
Sunuşlarınızı yazarak çalışın ancak yazdıklarınızı yanınızda stüdyoya getirmeyin. İstatistik bilgiler ve hatırlatıcı başlıklar dışında okuyarak anlatacağınız bilgiler izleyicileri kısa sürede başka bir programa zappinglemesini sağlayacaktır. Öğretmen anlatacaklarını öğrencilere sırtını dönerek tahtadan okuması ne kadar sıkıcıysa konuk konuşmacının söyleyeceklerini okuması da o kadar vahim bir durumdur. Provalarınızı ayna karşısında, sesli tercihen ayaktayken jest ve mimiklerinizi kullanarak yapın. Bu provalar sadece bir süre sonra gideceğiniz programda iyi görüntü vermek için değildir. Her halükarda sunum kalitenizi etkileyen özelliklerinizi geliştirir.

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız