Kendimize çoğu zaman sorarız: Neden başarılı olamadım? İşte bu sorunun cevabını yazarımız Erhan Aydın veriyor:
KİŞİSEL FARKINDALIKLARDA BİREYSEL TUZAKLAR
“Hayallerinize sadık kalın. Zira onlar sizin peşinizden gelecektir ve onlar sahip olacağınız gelecektir.”
“Neden?” sorusu, hayatımızın her alanında kendimize ya da başkalarına karşı yönelttiğimiz önemli bir sorudur. Bu soruyu cevaplamak istediğimizde, “Çünkü” ile başlamamız gerekir. Bu cevaplama döngüsü, problem ve probleme ilişkin çözüm önerisi sunma şeklinde gerçekleşir. Ancak, birçok insan hayatında bu soruyu yanlış bir şekilde sormaktadır. Bu o kadar büyük bir yanlıştır ki maliyeti kimi zaman bir geleceğe mal olur. İddia ediyorum ki insanların %99’ u yanlış şekilde bir soru tarzının kurbanı olmaktadır. Peki, “neden?”; şimdi bunu cevaplamaya çalışayım.
Kişisel ilerlemeler de ya da kişisel gelişim hususlarında birçok kişi genel olarak “Neden başarılı olamadım?”, “Neden istediklerimi elde edemiyorum”, “Neden kazanamadım?”, “Neden kaybettim?”, “Neden başarılı olamıyorum?”, “Neden mutlu değilim?” gibi sorular kendilerine yöneltirler. Cevaplamaya başladıklarında, “Çünkü” kelimesinin ardından zayıflıklar, engeller, yapılan hatalar, tamamlanmayan basamaklar ve olumsuz birçok ifadeyi kişiler kullanır. Uzmanların özellikle bahsettiği kişisel gelişim ve ilerlemelerde bireylerin hatalarını, zayıflıklarını, eksikliklerini görmelerini istemeleri her ne kadar “Neden?” sorusuna verilen cevaplarda olsa da kişiler ne yazık ki ifadeleri yanlış anlamlandırmaktadırlar. Size göre, sorulara verilen cevaplar gayet doğal olabilir. İnsan elbette kendi hatalarından ve eksikliklerinden bahsedecektir; neden bir şeyleri elde edemediğini veya başarılı olmadığını sorguladığında. Ancak, temel problem kişilerin sordukları bu soruların aslında onlar için bir tuzak olduğudur. Bunun en önemli nedeni, sorulara verilen birçok bahanelerin ve eksikliklerin tamamlanamayacak olmasıdır. Çünkü biraz önce belirttiğim “Neden” ile başlayan cümleler, aslında kişilerin hatalarını anladıklarına, eksikliklerini kavradıklarına ilişkin bir içsel rahatlamadan başka bir şey değildir. Kendimize hatalarımızı itiraf ederek, sanki günah çıkarırmışçasına rahatlarız. Dolayısıyla sadece bir şeye neden ulaşamadığımızı sorgulamak, kendimizi rahatlatarak adata kazanın içerisinde olan kurbağanın, kazanın altı ateşlendiğinde yavaş yavaş pişmesi haline benzer. Kişilerin kendilerine itiraf ettikleri hususlar, onları kabullenmeye ve vazgeçmeye yöneltir. Aslında cevaplarda verilen olumsuz ifadeler, bireylerin isteklerini yok eder ve heveslerini kırar. Dolayısıyla sürekli hayaller güncellenir. En büyük hayaller, ufalanarak küçültülür. Peki, doğru yöntem nedir? Kendi bakış açıma göre vereceğim cevabın yanı sıra sizlerin de kendi bakış açınıza göre bir cevap vermenizi beklemekteyim.
“Neden?” sorusu çoğunlukla zihnimizde olumsuz bir şekilde konumlandırılmıştır. Belki de küçüklüklerimizden beri sosyal bir şekilde inşa edilmiş olumsuz bir soru ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden, kişisel ilerlemelerde bu soruyu sormadan önce, SWOT analizi olarak nitelendirilen güçlü yanlarınız neler, zayıf yanlarınız neler, sahip olduğunuz fırsatlar neler ve sahip olduğunuz tehditler (sizi engelleyen şeyler) neler, sorularına cevap verecek dört sütunlu bir durum tespiti yapmanız gerekmektedir. Bunun ardından soracağınız sorular ise şu şekilde olmalıdır: “Neden başarılı olmam gerekli?”, “Neden hayal ettiğim bu isteklerimin beni mutlu edeceğini düşünüyorum?”, “Neden seçtiğim meslekte başarı olmak benim için önemli olmalı?”, “Neden kaçırmış olduğum fırsatlardansa geleceği planlamam gerekiyor?, “Neden hayallerimin peşinden koşmalıyım?”. Bu şekilde soru tarzları kendinizi motive edebilmek için ve odaklanabilmeniz için size birer amaç verecektir. Hayallerine sadık kalmanız gerektiğini, defalarca tekrar etmenizi sağlayacaktır. Her cevabın içerisinde ve olumlu nedenlerle çok güzel bir gelecek inşa edebileceksiniz. Söylediklerimi neden denemeyesiniz ki? Kalemler dilinizden dökülenleri yazsın ve kişisel devriminiz haydi başlasın. Sağlıcakla kalın.
*
Erhan Aydın
erhan.aydin@brunel.ac.uk
www.gencgelisim.com
