Hayat, inişleri ve çıkışlarıyla bizleri yönlendiriyor. Kişiliğimiz gideceğimiz yönü belirliyor. Bulunduğumuz konum ise bizleri şekillendiriyor. Doğru yolu bulmak için çevrenin ve bulunduğumuz konumun desteğine ihtiyacımız var. Bu ihtiyaç, sahip olduğumuz kişilik yapımızla ilgilidir.
Geleceğin inşası bugündeki eylemlerimizle gerçekleşir. Bazen hayatın bir türlü istediğimiz gibi gitmediğini düşünürüz. Yapacak bir şeylerin olmadığını ve sanki yaşamın sonuna geldiğimizi hissederiz. Böyle anlarda bir çözüm yolu mutlaka vardır. Yeter ki arayış içinde olmaktan bıkmayalım. Mesela en yakınınızdan yardım isteğinde bulunabilirsiniz. Derdinizi, sıkıntınızı paylaşabilirsiniz. Bu sizi rahatlatacaktır. Bir gezinti de yapabilirsiniz. Bu gezinti bulunduğumuz yerin en yüksek tepesine doğru olabilir ya da bir piknik alanını, hayvanat bahçesini tercih edebilirsiniz. Gezip gördüğümüz yerler, hayat bitti dediğimiz anı yalanlar adeta. Her ne kadar sıkıntı içinde olsak da hayat devam ediyor. İlk yapmamız gereken, kendimizi rahatlatmak. İç alemimizi, kendimizi dinlemeliyiz. Kendimizi dinleyip anladıkça uzaktaki ulaşılmaz yıldızlara yakın hissedeceğiz.
Zor görünen işleri başarmak ve kendimizi tanımak için amacımıza uygun bir yaşam seçmeliyiz. Kendi içimizde, duygularımızda, hareketlerimizde değişiklik yaparsak yeni gelişmeler için önümüz açılır. Bu da olumsuz, kötü düşüncelerden kurtulmamız demektir. Gelişimimizin önündeki engelleri bir bir ortadan kaldırmak bizlerin elinde. Ne yapacağımızı bilir, doğru tanımlarsak yol kat etmemiz kolay olur. Odaklı yani yerinde düşünmek gerekir.
Mutluluğu Nerede Arıyoruz?
Hayat bir şekilde geçiyor; bugün kurulan yarın yıkılıyor, bugün yeşil olan bir zaman sonra sararıp soluyor, bugün konan yarın göçüyor ama süreç devam ediyor. Zaman böyle akıp giderken bizler türlü türlü sıkıntı, endişe ve korku içinde bulunuyoruz. Buna dur deme zamanı çoktan geldi dostlar! Hayat bizleri nereye sürüklerse sürüklesin, kişiliğimiz yaşamamızı şekillendirmekte. Şu ana kadar yapamamış, başaramamış olabiliriz; eğer bunlara takılıp kalırsak yerimizde saymaktan öteye gidemeyiz. Kendimizi rahatlatacak alternatifler ve çözüm yolları mutlaka vardır. Bir balığa yem attığınızda balığın hayatına mutluluk katıyorsunuz, bir kuşa ekmek kırıntısı verdiğinizde ona da mutluluk katmaktasınız. Hz. Ali(r.a) mutluluğu başka insanları mutlu etmekte arar. Bizler mutluluğu nerede arıyoruz acaba? Makam-mevki sahibi olmakta mı, mal-mülk sahibi olmakta mı, ne dersiniz? Yaşamda neyi öne alıyorsanız, neye ilgi duyuyorsanız bunlar insanı için için etkilemekte. İnsan olmamız hasebiyle bilinçli, şuurlu ve mantıklı olmak zorundayız. Bizi biz yapan değerlere sahip çıkarsak engeller önümüzde durmaktan adeta korkarlar. Ve yola devam ederiz engellere takılmadan, engelleri kafaya takmadan…
*
İsmail Koçak
koc-ak-44@hotmail.com
