Elinizdekinin değeri
Cimri bir adam, tüm mal varlığından emin olmak için her şeyini satar ve altına çevirir. Altınlarını yer altına gömüp ara sıra ziyaret ederek inceler. Bu hareketi işçilerinden birinin dikkatini çeker ve orada bir hazine olduğundan kuşkulanır. Gece o noktaya gider ve altını çalar. Cimri ertesi sabah altının yerinde yeller estiğini görür, ağlayarak saçını başını yolar. Onu böyle perişan gören komşusu nedenini öğrenince şöyle der: “Kendini üzme artık, bir tas alıp aynı çukura koy ve o taşın altınların olduğunu düşün. Çünkü kullanmayı hiç düşünmediğine göre tas da aynı işi görecektir.”
Elimizdekilerin değeri onlara sahip olmakta değil, onları kullanmaktadır. Hiçbir şey için “benimdir” deme. Sadece de ki; “yanımdadır”. Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder… Hiçbiri daima seninle kalmaz.