Mobbing’den Nasıl Korunabilirim?

0
733

 

Mobbing kişi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılan duygusal saldırıdır. Kişiye herhangi bir şekilde rahatsızlık verilerek veya kişinin toplumsal itibarını düşürecek alaylı tavırlarla ortaya konulabilen mobbingin amacı kişinin uğrayacağı psikolojik baskı sonucunda kendi isteği ile işten ayrılmasını sağlamaktır.

Uluslar arası alanda ve nihayetinde ülkemizde kabul gören MOBBING kavramı geniş bir yelpazedir ve hemen hemen her nevi rahatsız etme amacı güden tavır veya davranış ile ortaya konulabilir.

Sürekli sözünüzün kesilmesi, sürekli haksız yere eleştirilmeniz, hakkınızda asılsız dedikodular çıkarılması, sürekli yokmuş gibi davranılmanız, sizinle alay edilmesi, yeteneklerinizin çok altında işler verilmesi, sürekli sorgulanmanız, diğerlerinin yanında küçük düşürülmeniz, insanların sizinle konuşmaması v.b. bir çok fiil mobbing olarak nitelenmektedir.

“Mobbing” ifadesi hukukumuzda “Ofis İçi Psikolojik Şiddet ve Taciz” olarak tanımlanmakta ve kişilik haklarının ihlali olarak görülmektedir. Her şiddet ve taciz eyleminde olduğu gibi, işyerinde mobbinge maruz kalan kişilerin de “Kişilik Haklarına Yapılan Saldırı” sebebi ile İşveren’den manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. İşçinin aldığı disiplin cezaları var ise, açılan dava ile bunlarında kaldırılması sağlanabilmektedir.

Türkiye’de Şubat 2006 yılında Jeoloji Mühendisleri Odasına Tülin Yıldırım isimli kişinin dava açması ve kazanması ve 2008 yılında Yüksek Mahkeme tarafından onanması ile MOBBING hukuki anlamda ve içtihadı düzeyde yerini bulmuştur. Yeni Borçlar Kanununda ise hukuki düzenlemeye nihayet kavuşmaktadır.

Mobbing davalarında da, hemen hemen tüm iş hukuku davalarında olduğu şekilde mobbinge uğrayan kişinin tanık gösterebilmesi son derece önemlidir. Bununla birlikte kişinin çalışması devam ederken, mobbinge karşı çıkması, gerekli yazılı itiraz ve başvurularda bulunarak, bunların işveren tarafından cevaplanmasını talep etmesi de önemlidir. İşçinin işyerinde küçük düşürülmesine sebep olan bir psikolojik yıldırma hareketi akabinde derhal tutanak tutarak, işyerindeki kişilerinde tutanak altına görgü şahitliklerine dayalı imzalarını alabilmesi saha sonra ortaya çıkabilecek ispat sıkıntısını engellemek bakımından son derece önemlidir. İşyerinde aynı anda birden fazla kişiye mobbing uygulanıyorsa, grup halinde hareket ederek işverene müracaat ve başvuruların birlikte yapılması da ispat kolaylığı sağlayacaktır.

Ayrıca, mobbinge uğrayan kişinin tıbbi ve psikolojik yardım alması Yüksek mahkeme içtihatlarında mobbingin tespitine yarayan önemli bir delil olarak görülmektedir.

Mobbing “Borçlar Kanunu Tasarısı”nda düzenlenen bir kavram olup, cezai mahiyette “suç” değildir. İşveren uyguladığı mobbing sebebi ile ile özgürlüğü bağlayıcı herhangi bir yaptırıma tabi tutulamamaktadır. İşçi açacağı mobbing davası sonucunda işverenden kişilik haklarına saldırı dolayısı ile manevi tazminat tahsil hakkına sahip olmaktadır.

İncelemek isteyenler için konu ile ilgili içtihat örneği:

T.C. YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 2007/9154 Karar: 2008/13307 Karar Tarihi: 30.05.2008

ÖZET: Davacının nedensiz yere işini yapmamakla suçlanması, yetersiz olarak değerlendirilip aşağılanması, en basit olaylarda dahi yazılı savunma istenerek taciz edilmesi, işten ayrılmaya zorlaması ve duygusal taciz nedeniyle manevi yıpranma için manevi tazminat talep edilmiştir. Davacıya üstleri tarafından kötü muamele yapılıp aşağılanarak psikolojik taciz uygulandığı, verilen haksız disiplin cezalan sonucu TİS’ de yapılan düzenlemeye göre de iş akdinin feshi sonucuna kadar varıldığı dolayısıyla geçimini emeğiyle çalışarak kazanan davacı isçinin maddi ve manevi kayba uğratıldığı kanaatine varılmıştır. Davacının üzüntüsünü bir ölçüde hafifletebilmek amacı ile davacı lehine manevi tazminata hükmedilmiştir. (818 S. K. m. 49) Davacı, manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına alınmıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Başbayraktar Taşkın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 30.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C. Yargitay 9. Hukuk Dairesi E. : 2007/42976 K. : 2008/17137 T. : 23.06.2008

ÖZET: Dava, disiplin cezalarının kaldırılması ve işyerindeki duygusal taciz (mobbing) nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının son dönemde beş kez savunması istenmiş, bir uyarı ve kınama cezası verilmiş; işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinde bir yıl içinde aynı disiplin suçundan üç kez kınama cezası alınması işten çıkarılma nedeni olarak düzenlendiğinden açıklanan koşulun oluşması nedeniyle yargılama sürerken davacının iş akdi feshedilmiştir.

Dava konusu disiplin cezalarının verilmesine neden olan ve davacının kusuru bulunduğu iddia edilen olayların bir kısmında davacının sorumluluğu olmadığı gibi davacı, kendisi ile ilgili problem çıkmasını önlemek adına bir alt görevde çalışmayı dahi kabul etmiştir.

Dinlenen tanık anlatımlarına göre, davacının işyerinde amirlerinin sözlü saldırı ve hakaretlerine maruz kaldığı, kişilik haklarının çiğnendiği, çalışma arkadaşları arasında küçük düşürüldüğü sabittir. Bu davranışlar, işçiyi yıldırmaya, psikolojik baskı uygulayıp genellikle de işten ayrılmasını sağlamaya yönelik davranışlar olup davacı işçinin, mesai sonrasında ağlama krizine girmesi, psikolojik tedavi görmesi, rapor alması da bu kanaati kuvvetlendirmektedir.

Mobbing kavramı, işyerinde bireylere üstleri, eşit düzeyde çalışanlar ya da astları tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi davranışları içerir. Olayda, davacıya üstleri tarafından kötü muamele yapılıp aşağılanarak psikolojik taciz uygulandığı, verilen haksız disiplin cezaları ile iş akdinin feshi yoluna gidildiği, dolayısıyla geçimini emeğiyle çalışarak kazanan davacı işçinin maddi ve manevi kayba uğratıldığı açık olduğundan davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi yerindedir. (4721 sayili TMK m. 2, 818 s. BK m. 49,4857 s. Kn. m. 5, 18, 19)

DAVA:
Davaci,
manevi tazminatin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına alınmıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Basbayraktar Taşkın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 30.05.2008 gününde oybirligi ile karar verildi.

YEREL MAHKEME KARARI:
Ankara Sekizinci Is Mahkemesi E. : 2006/19 K. :
2006/625 T. : 20.12.2006
Davacı vekili davalı aleyhine dava açarak, Karadeniz Teknik Universitesi Jeoloji Muhendisliği’nden mezun olup 1999 yılında TMMOB jeoloji mühendisleri odasında çalışmaya başlayan davacının sendikalı olarak çalışıp işyerinde çalıştığı 7 yıl boyunca görevini başarı ile yerine getirdiğini, 2004 mart ayında oda yönetiminin değişmesiyle yeni yönetimde genel sekreter olarak görev yapan ve davacının amiri durumundaki B.M.D. ile davacı arasında sebepsiz bir gerginlik yaşanmaya başlandığını, gerek sözlü uygulama gerekse yazılı işlemlerle davacı üzerinde manevi baskı uygulayıp kişilik haklarına saldırdığını davacıya adeta duygusal tacizde bulunduğunu, davacıdan 1,5 yıl boyunca 5 defa yazılı savunma isteyip alınan savunmaların ikisi sonucunda genel sekreter Bahattin Murat D.’nin de üyesi olduğu disiplin kurulu tarafından 2.3.2005 tarihinde uyarı, 23.11.2005 tarihinde de haksız olarak kınama cezası verildiğini, yazılı savunmaları ve ibraz ettikleri delillerde incelendiğinde verilen cezalarin haksız olduğunu ayrıca TİS’nin disiplin kurulu uygulamalarına ilişkin ekinde de 1 yıl içinde aynı disiplin suçundan üç kez kınama cezası almış olmanın işten çıkarma nedeni olarak sayılması nedeniyle davacının haksız verilen cezalar nedeniyle işten çıkarılma ihtimalinin mevcut olduğunu verilen cezaların haksız olduğunu belirtmiştir.

Yaşanan olaylar, haksız alınan savunmalar neticesinde verilen haksız disiplin cezaları ile davacının manevi olarak yıpranıp psikolojik sağlığının bozulduğunu, psikolojik rahatsızlığından dolayı 5 gün rapor alıp ilac tedavisi uygulandığını, işverenin işçiyi gözetme yükümlülüğü işverenin işçinin kişiliğine saygı gösterme ve işçinin kişiliğini koruma borcunu da içerdigi halde davacının nedensiz yere işini yapmamakla suçlanması, yetersiz olarak değerlendirilip aşağılanması, en basit olaylarda dahi yazılı savunma istenerek taciz edilmesi işveren tarafindan şahsi nedenlerle birlikte çalışmak istemediği işçiye psikolojik olarak yıpratıp onu işten ayrılmaya zorlaması iş hayatında yaygın uygulanan bir taktik olduğundan duygusal taciz (mobbing) nedeniyle de davacının manevi yıpranma için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 5.000 YTL manevi tazminatın da yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının açtıgı davanın yerinde olmadığını TMMOB jeoloji mühendisleri odasının Anayasa ve Özel Kanunlara dayalı olarak kurulup ana yönetmeliğinde yazılı olduğu üzere jeoloji ve jeoloji mühendisleri ile ilgili konularda toplumu bilgilendirmek, kamuoyunu aydınlatmak, ülke yararına gerekli girişimlerde bulunmak ve meslek mensupları arasında koordine ve dayanışmayı sağlamak üzere örgütlenmiş bir anayasal kuruluş olduğunu büro hizmetlerinin yürütülüş sürecinde personelin görev ve sorumlulukları, hizmetin esasları oda yönetim kurulu tarafindan genel kurul kararları ve oda danışma kurulu tarafindan onanmış dönemsel çalışma raporu çerçevesinde ve günün ihtiyaçlarına paralel olarak düzenlendiğini uygulamanın sendika ve oda arasında imzalanan TİS’ye uygunluk gözetilerek yapıldığını, davacıdan savunma alınmasının çalışma hayatıyla ilgili yasal düzenlemelerde ve TİS’nin ilgili hükümlerinde de yer alan bir işlem olduğunu davacıdan savunma istenerek manevi baskı oluşturulmasının söz konusu olmadığını mobbing, (ofis içi psikoloji şiddet) bilinçli bir hareket tarzı olup oda yönetim kurulu merkez büro işleyişi ile ilgili olarak yazılı olarak tebliğ ettiği düzenlemeler yanında çalışma döneminin ilk aylarında tüm büro personelinin katılımı ile, daha sonra ise idari mali ve teknik büro temsilcileri ile düzenli toplantılar yaparak sorunların ve işleyişin ele alındığını davacının da önce büro amiri sonra ise idari büro sorumlusu olarak toplantılara katılıp görüş ve önerilerini sunduğu dikkate alındığında işyerinde davacıya yönelik mobbing (ofis içi psikolojik şiddet ve tacizin) söz konusu olmadığını disiplin cezalarının ise davacının savunmaları alındıktan sonra verildiğini haksız davanın reddine karar verilmesini belirtmiştir.

Sosyal-İs Sendikasi’nin davaya mudahale talebi kabul edilmistir.
Dava, disiplin cezalarının kaldırılması ve işyerinde duygusal taciz (mobbing) nedeniyle istenen manevi tazminat talebine ilişkindir. Taraflar delillerini bildirmiş, tanıkların beyanları da alınmıştır. Davacıdan son dönemde 5 kez savunma istenmiş, 02.02.2005 tarihinde uyarı, 23.11.2005 tarihinde de kınama cezaları verilmiştir. İlgili TİS ekinde işten çıkarmayı gerektirir koşullar başlığında “Bir yıl içinde aynı disiplin suçundan 3 kez kınama cezası almak” hükmü mevcuttur. Mahkememizce yargılama sürerken, açıklanan koşulun oluşması nedeniyle davacının iş akdi fesh edilmiş, davacı ise iade davası açmıs, ise iade davası halen devam etmektedir. MK 2. maddesine ilişkin iyiniyet kuralları, 4857 sayılı yasanın işverenin çalışanlara eşit davranmasına ilişkin olgular birlikte değerlendirildiğinde işverenin işçisini koruma-gözetme sorumluluğunun bulundugu açıktır. Oysa dava konusu disiplin cezalarının verilmesine neden olan ve davacının kusuru bulundugu iddia edilen olayların bir kısmında davacınin sorumluluğunun olmadığı, bir kısmında ise izinli olduğu dönemlerde yapılması gereken işlerin yerine getirilmemesinden-aksamasından sorumlu tutulduğu görülmüştür.

Davacı, kendisi ile ilgili problem çıkmasını önlemek adına bir alt görevde çalışmayı kabul ederek görevini yerine getirirken, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere işyerinde amirlerinin uzaktan, yüksek sesle bağırarak, iş yapmasını söylemelerine, telefonla konuşurken, konusmasına aldırılmadan emir ve görev vermelerine, yüksek sesle bağrılarak “sen bu işi beceremiyorsun” gibi sözlü saldırılara, hakaretlere maruz kalmiıştır. Kişilik hakları çiğnenmiş, calışma arkadaşları arasında küçük düşürülmüştür. Bu davranışlar mahkememizce işçiyi yıldırmaya, psikolojik baskı uygulayıp genellikle de işten ayrılmasını sağlamaya yönelik davranışlar olarak değerlendirilmiştir. Yine tanık beyanıyla doğrulanan, davacının mesai sonrasında ağlama krizine girmesi, psikolojik tedavi görmesi, rapor alması da bu kanaati kuvvetlendirmektedir.

(Mobbing) kavramı, işyerinde bireylere üstleri, eşit düzeyde çalısanlar ya da astları tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü muamele, tehdit, şiddet, aşağılama vb., davranışları içermektedir. Toplanan delillerden davacıya üstleri tarafindan kötü muamele yapılıp aşağılanarak psikolojik taciz uygulandığı, verilen haksız disiplin cezaları sonucu TİS’de yapılan düzenlemeye gore de iş akdinin feshi sonucuna kadar varıldığı dolayısıyla geçimini emeğiyle çalışarak kazanan davacı işçinin maddi ve manevi kayba uğratıldıgı kanaatine varılmıştır. Davacının üzüntüsünü bir ölçüde hafifletebilmek amacı ile davacı lehine 1000,00 YTL manevi tazminata hükmedilerek aşağidaki şekilde karar verilmiştir.

HUKUM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
1- Manevi tazminat talebinin kısmen kabul ile 1000,00 YTL manevi tazminatin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2- Uyarı ve kınama cezalarinin iptaline ilişkin davanın kabulüne,
3- Alınan 67,50 YTL harçtan 54,00 YTL harcın mahsubu ile bakiye 13,50 YTL harcın istek halinde davacıya iadesine,
4- Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifine ve davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 450 YTL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifine ve davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 450 YTL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davanın kabul ve ret oranına göre yapılan 50,00 YTL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, davacı, davacı vekili ve davalı vekilinin huzurunda temyizi kabil olmak üzere karar verildi. 20.12.2006

 

yazan: Selen Arınç Türkmen / Avukat – Ticaret ve İş Hukuku

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız