KOMŞULUK!.. KALDI MI SAHİ?..

0
868

Eski İstanbul’da meşhur bir söz vardı.. “Ev alma komşu al” denilirdi..

Aslında bu söz ülkemizin pek çok köşesinde bilinir ve söylenir!..

Kasabalarda, köylerde, durum ne alemde pek bilmem, ama komşuluk ilişkileri İstanbul’da oldukça azaldı..

Hatta bitti de denebilir..

Köroğlu’ya atfedilen “delikli demir” misâlinde olduğu gibi; apartman icat oldu, komşuluk öldü!..

Eski mahallemizi hatırlıyorum.. Fatih’teydi.. Darüşşafaka Caddesi’nin hemen altındaki Fahri Bey’le Salih Zeki sokaklarını içine alan bir bölgedeydi..

Orada doğduk, orada büyüdük..

Mahallemizde 13-14 tane “bahçeli ahşap ev” vardı..

Herkes birbirlerini tanırdı..

İnsanlar can-ı gönülden birbirlerine selâm verirdi..

Kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar, son derece müşfik ve saygılıydılar..

Komşu teyzenin isteğini emir telâkki ederdik..

En sevdiğimiz oyunumuzu bırakıp teyzenin gönderdiği bakkala, manava, adeta uçar gibi giderdik..

Komşu teyzeye kendi annemiz gibi hürmet ederdik..

Komşumuzun kızı ise bizim için kardeşten daha ileriydi..

Mahalle dışından biri gelecek kızı rahatsız edecek veya yan bakacak ha, alimallah atmaca kesilirdik!..

Kısacası; mahallemizin bekçisi-polisi gibiydik..

Ya şimdi?..

Hepsi mazi oldu..

Nostalji olarak hatırlanıyor!..

Yukarıda da belirttiğimiz gibi şu an itibarıyla komşuluk ilişkileri tatsız!..

Aynı apartmanı paylaşan insanlar, birbirlerini tanımıyor..

Güya atalarımız “komşu komşunun külüne muhtaç” demiş..

Bu söz belki bir zamanlar doğruymuş ancak şimdilerde laf-u güzaf!..

Evet kıymetli dostlar;

Maalesef maatteessüf, komşu komşunun durumundan habersiz..

“İhtiyaç sahibi mi?.. Başına bir dert mi gelmiş?.. Hastası mı var?..”

Kimse bilmiyor, merak da etmiyor!..

Üç-beş istisna olabilir, ama genel olarak böyle..

İşin daha da enteresanı, insanların bazılarında nezaket de kalmamış!..

Hatta, “kâmil insan” görüntüsü verenlerde bile..

Zat-ı muhteremin biriyle yolda karşılaşıyorsunuz, yüzünüze bön bön bakıyor.. Allah’ın selâmını bile esirgiyor!..

Peki ne yapalım?..

Meydanı boş mu bırakalım?..

Elbette bırakamayız!..

Komşuluğun faziletine inananlar olarak, bıkmadan, usanmadan,  sevgi ve saygı merkezli bu güzide müesseseyi çalıştırmanın yollarını aramalıyız..

Şair ne de güzel söylemiş;

İlaçtan çok dost gerekir hastaya..

O dostlar yazılır yüce listeye..

Bir gönül köprüsü kuran ustaya..

Hesabı kim verir, farkında mısın?,,

 

*

SAMİ ÖZEY

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız