Kristal Enerji her bir ruhun kristalleşmesi ile ilgilidir. Bu bireyin bütün yaşamlarıyla yüzleşmesi, egosal, ve spritüel ego kibirlerinden arınması demekti. Bu zorun geçilmesi, ruhun kendi karanlığıyla yüzleşmesi anlamına geliyordu. Yeni çağın insanı kendi gücünde, kendi enerjisinde, hiç bir dış gücün, dinin, öğretinin ya da sosyal bir etkinin izinde olmadan özgün bireyler olacaklardı. Onlar hertürlü korkudan arınmış “materyalist -maneviyatçıydılar”. Onlar kendilerinin terapisti, doktoru ve şifacısıydılar. Kristalleşmek buydu. Bu Enerji´nin kristal taşlarla hiçbir alakası yoktur. Kristal deyimi sadeliği, netliği, açıklığı, saflığı ve aydınlığı; kısaca enerjiyi tanımlamak için kullanılan bir mecazdır. Kristal alemler de böyledir. “Orada herşey kristaldir” derken orada herşeyin net ve sade, son derece anlaşılır olduğu söylenmeye calışılmaktadır. Bu aynı zamanda ruhun da tanımıdır. Ruh sade, açık ve nettir, bir sekil ya da biçime sahip değildir. Bu parlaklığı nedeniyle o kristale benzetilmiştir.
KRİSTAL UYUMLAMA NEDİR?
Kristalleşmek, bireyselleşmiş ruhların, (herbir bireyin) üç boyutlu dünya yaşam tarzından; düşünce frekanslarını genişleterek daha yüksek boyutlara açılmasıdır. Bunun anlamı şudur:
Üç boyutlu dünyevi yaşam deneyimleri acı, hastalık, kayıp içermekteydi. Bu boyutu deneyimlemeye gelmiş olan ruh bu deneyimlerinin içinde kaybolmuş, kendi öyküsünün içinde yitmiş, ve devamında frekansını daha da düşürerek madde boyutuna düşmüş, hapsolmuş, hastalık, ölüm, ve acının içinde, kaos ve savaşlarda, kıskançlık ve kinde tıkanmış; kendini sadece bir vücut sanmakta, kısaca olabildiğince sınırlanmıştir. Sınırsız ve sonsuz bir varlıgın böylesine sınırlanmış olması çok acıdır. Ancak deneyim için seçtiği bu tuzaktan kurtulması gerekmekteydi. İşte bütün ruhsal kaynaklar, kanallıkların verdiği bilgi bu tuzağı farketmeye yöneliKanallar ve yükselmiş üstatlar ya da tanrı, kendi özgür iradesiyle kendini tuzağa düşürmüş olan insan-melekleri kurtaramazlardı. Yapılacak şey sadece onun farkındalığını yükseltmekti ki bunu da hep yaptılar, yapıyorlar.