Duygusal Zekâ Ve Duygusal Öğrenme

0
1477

Cengiz Erengil

www.gencgelisim.com


Erkekle kadının evliliğinde, çocukluktaki ‘kökler’ çok etkili olmaktadır.

Kadınlar, gerçekten erkeklerden daha duygusaldır.

Kadınlar genelde evliliğe “Duygusal Yönetici” rolü için hazırlanmış bir şekilde girer. Erkekler ise bu görevin bir ilişkinin yaşatılmasına olan katkısına çok daha az değer vererek başlar.

Daniel Goleman’ın ‘Duygusal Zeka’ adlı kitabında açıkladığına göre ilişkileriyle ilgili hoşnutluk düzeylerini ölçmek için 264 çift üzerinde yapılmış bir araştırmaya göre, aslında kadınlar için – erkekler için değil – en önemli öğe aralarındaki ‘İyi İletişim’ hissidir.

Çiftler üzerinde derinlemesine incelemeler yapmış olan, Texas Üniversitesinden psikolog Ted Huston’un gözlemlerine göre, “Kadınlar için ‘yakınlık’ bir şeyler konuşabilmek, özellikle de ilişkinin kendisi hakkında konuşabilmek demektir. Kocalar ise genelde eşlerinin kendilerinden ne istediğini anlamazlar. ‘Ben onunla bir şeyler yapmak istiyorum, onunsa tek yapmak istediği şey konuşmak’ derler.”

“Kızlar birlikte oynarken ‘husumetin en az işbirliğinin ise en üst noktada olduğu küçük ve yakın gruplarda’, erkekler ise ‘rekabetin vurgulandığı daha büyük gruplarda’ bulunurlar. Canı yanan bir erkek çocuğun morali bozulursa, onunun devam edebilmesi için ortalıktan çekilip, ağlamayı kesmesi beklenir. Bu olayın aynısı oyun oynayan bir grup kız arasında olursa, oyun durur ve herkes ağlayan kıza yardım etmek için etrafında toplanır.”

Erkekler ‘yalnızlık’, ‘katı bir bağımsızlık’ ve ‘özerklik’ ile gurur duyarken, kızlar kendilerini ‘bir Bağlantı Ağının parçası’ olarak görür. Yani erkekler kendi ‘bağımsızlıklarına’ meydan okuyabilecek herhangi bir şeyi ‘tehdit’ olarak görürken, kızlar daha çok ‘ilişkilerinde bir kopma’ söz konusu olduğunda kendilerin itehdit altında hisseder.

Bu farklı bakış açılarının anlamı, kadın ve erkeğin ‘Konuşma’ sırasında birbirlerinden farklı şeyler istemesi ve beklemesinde yatar. Erkekler çeşitli şeylerden söz etmekle yetinirken, kadınlar ‘Duygusal Bağlantı’ arar.

Duygusal Öğrenmedeki bu farklılıklar çok farklı becerilerin oluşmasına yol açar. Kızlar ‘sözlü ve sözsüz duygusal işaretleri okuma’, ‘hislerini ifade etme ve iletmede’ ustalaşırken ; Erkekler, ‘incinebilirlik’, ‘suçluluk’, ‘korku’ ve ‘acı’ ile ilgili duygularını en aza indirmekte becerisi sahibi olur.

Bu farklı ‘Tutumların’ bilimsel literatürde çok kuvvetli kanıtları vardır. Örneğin yüzlerce çalışmada, en azından birisinin sözle ifade etmediği hislerini ‘Yüz İfadesinde’, ‘Ses Tonunda’ ve diğer ‘Sözsüz İşaretlerden’ okuma yeteneğiyle ölçülen EMPATİ bakımından, kadınların erkeklerden genellikle daha ileride oldukları bulgulanmıştır.


CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız