Beynin Enerji Tüketimi ve Hipoglisemi
Selçuk Alkan
Beynimiz, yaklaşık 100 milyar sinir hücresi, 3,2 milyon kilometre sinir ağı, milyon kere milyar bağlantı ile yaklaşık 1,5 litrelik bir hacme sıkıştırılmıştır. Bununla birlikte sadece 1,5 kg ağırlığındadır ve harcadığı enerji ortalama sadece 10 Watt kadardır. Bu da normal bir oda ampulünün harcadığı enerjiden bile düşüktür. Böyle bir beyni silikon çipler kullanarak yapmaya kalkarsak bu yapma beyin 10 Megawatt dolayında, yani bir şehre yetecek kadar enerji harcayacaktır. Hatta böyle bir silikon beynin ürettiği ısı, kendisinin erimesine neden olacaktır.
Beyin, vücudumuzun en fazla enerji tüketen organıdır. Bu hususta bencil görünse de işin aslı öyle değil. Çünkü vücudun tüm fonksiyonlarının ana kumanda merkezi olan muhteşem beynimiz, bu kadar fazla enerjiyi tüketmekle birlikte, geriye kalan organların da enerji yönetimini üstlenir. Tüm yetki kendisindedir ve sorumluluk da… Tıpkı en üst düzey yönetici gibi… Dolayısıyla da en çok enerji ihtiyacı kendisine aittir. Uyku halinde bile beynimiz, vücudun toplam enerji ihtiyacının yaklaşık %20’ni kullanır. Şempanze ve gorillerde bu oran yaklaşık %10 civarında olup, diğer memelilerde %5’e kadar düşebilmektedir.
Beynimiz, kalbin her atımında pompaladığı kanın %15-20’sini kullanır. Bu dakika da yaklaşık 750 ml kana karşılık gelir. Beynin toplam enerji tüketiminin %50-80 kadarı sinir liflerindeki aksiyon potansiyeli ve sinaptik iletimde harcanır. Geri kalanı üretim ve bakımda kullanılır.
Hipoglisemi Nasıl Oluşur?
Beyin, vücudun toplam ağırlığının yaklaşık %2’si kadar ağırlıkta olsa da normal şartlarda kandaki glikoz içeriğinin 3’te 2’sini kullanır. Eğer ilave bir gerilim, stres durumu yaşanırsa, kandaki enerji toplamının %90’ına kadar çıkar bu kullanım. Buradan da anlıyoruz ki stres ve gerilim vücudun tüm enerji kaynaklarını neredeyse sonuna kadar emmektedir.
Bu kadar büyük enerji iştahına rağmen beynimiz, bu enerjiyi alıp da kendi bünyesinde depolamaz aslında… Ele geçirdiği büyük enerjiyi yine vücudun geri kalanına en uygun ve optimum bir şekilde dağıtmak için gerekli enerji taleplerine yanıt vermek için kullanır.
Bir çeşit enerji çekme prensibine göre işler beynin enerji dağıtımı. Bu çekme prensibi, enerji ihtiyacı olan vücut birimlerinin enerji tedarik zinciriyle beslenmesi ve sistemin otomatik olarak işlemesi şeklinde olur. Gıdanın yeteri kadar alınamaması durumunda, beyin kendisinin ve vücudun işleyebilmesi için yine gerekli enerji kullanımına devam etmek isteyecektir. Bu durumda kandaki şeker oranı da düşmektedir. Yeteri kadar ya da yükselen kan şekeri oranlarında da bu enerji yönetimini denetleyen hipotalamus görevdedir.
Hipotalamus, sempatik sinir sistemi ağlarında, beynin lehinde bir enerji dağıtımına meyillidir. Amigdala ve Hippocampus, vücudun enerji durumu hakkında Hipotalamus’a sürekli bilgi aktarır. Oluşan enerji ihtiyacına göre de pankreas uyarılır ve gerekli kan şekeri için birimler harekete geçirilir.
Eğer bünyede Hipoglisemi hastalığı varsa, kandaki şeker oranı normalin çok altına (50 mg/dl veya altı) düşecek, glikoz ihtiyacı olan beyin bundan olumsuz olarak etkilenecek ve farklı şekillerde tepki verecektir. Bu tepkiler açlığa dayanamama, mide krampları, yorgunluk, baş dönmesi, uyuklama, halsizlik, bitkinlik, ellerde titremeler, kalpte çarpıntılar, bedende soğuk terlemeler, huzursuzluk, sinirlilik şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bilinç kaybına yol açan hipoglisemiye ise ağır hipoglisemi denir. Bu durum beynin şekersiz kalmasına bağlı olarak ortaya çıkar.
Hipogliseminin belirtileri depresyon, psikolojik bozukluklar veya bedensel diğer bazı hastalıkların belirtileri ile de karıştırılabilmektedir. Ama ilginç olan bir şey vardır ki o da, hipoglisemi hastalığı olanların depresif kişiler olduğu, depresif kişilerin de hipoglisemi rahatsızlığına yakalandığıdır. Araştırmalara göre ağır ataklar hastanın stresli ve üzgün olduğu dönemlerde daha sık gerçekleşmektedir.
Özet olarak, görüyoruz ki üzüntü ve stres vücudun her yerine bir şekilde zarar vermektedir. Ama beyne verilen zarar tüm bünyeyi etkileyeceğinden, bu değerli organımıza zarar verecek her şeyden kaçınmalı ve bunun için uzmanlara başvurarak gerekli yardım ve destekler alınmalıdır.
Kaynaklar:
http://arbeitsblaetter.stangl-taller.at/news/102/energieverbrauch-des-gehirns
http://www.gata.edu.tr/dahilibilimler/endokrinoloji/default.asp?sayfa=main&s=hipoglisemi&m=hi
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=5276629&tarih=2006-10-18