Stresinizi Korku ile Yok Edin

0
810

Kadir Akel

sinavcanavari@gmail.com

Canın çok sıkıldı. Çalışmak, hep aynı işi yapmak seni iyice bunalttı. Bir arkadaşınla birlikte ormana girdin. Yürüyorsun. Hava çok güzel. Güzel havaya, güzel ortama rağmen aklında hep iş ya da ders planların… Birden karşı taraftaki çalılıkların kıpırdadığını hissettin. Arkadaşın ve sen şaşkınlık ve merak içinde oynayan çalılığa bakıyorsunuz. Aniden bir yaban domuzu çıkıverdi. Şimdi yaban domuzu ile karşı karşıyasınız. O size, bakıyor siz de ona. Mesaj açık, tabana kuvvet kaçabildiğince kaçmak. Ani bir refleksle fırlıyorsunuz. Aşağılara doğru kaçmaya başlıyorsunuz. Zihninde sadece arkada koşan domuz var. Bütün sıkıntın o an siliniverdi. Aklında sadece kaçmak kaldı.

Heyecan duygularından biri olan korku, ilk duyulduğunda sanki bir problemin kaynağı gibi düşünülüyor. İtici bir durum gibi algılanıyor. Ama içerisinde müthiş bir stres atıcı gücü barındırıyor korku. Aşırı olmamak kaydıyla, dozunda bir korkunun stres atmak için müthiş bir yöntem olduğunu düşünüyorum.

İnsan korktuğu şeye daha fazla ilgi duyuyor. Neden korku öğesi eğitimde bir yöntem olarak kullanılmıyor? Tehlikeli olmamak şartıyla kullanılabileceğini düşünüyorum. Eğitim sürecinin tekdüze gittiği dönemlerde değişik bir sinerji katacağına inanıyorum. Örneğin, tedbiri alınmış bir kimya deneyi yapılabilir. Ya da görseli içinde havai fişek patlamaları… Birçok kişi eleştirecek ama yaşamın doğasının bir parçasının da korku olduğunu düşünüyorum.

Zihni Yeniden Yapılandıran Korku

Stres atmak istiyorsan dozunda kork. Git lunaparka. Hız trenine binebilecek kadar cesursan bin. Ya da diğer ünitelere… Korkudan bacakların titresin, yüreğin çarpsın. Zihnin durulsun. Zihninde hiçbir yorucu düşüncenin kalmadığını göreceksin. “Ama dizlerimin bağı çözülür, düşerim” diyorsan başka bir eylem vasıtasıyla korkuyla yüzleşmelisin. Abartılı olmayan, hezeyanlar oluşturmayacak bir film izleyebilirsin. Sinemada izlemeni tavsiye ederim. Tüylerinin biraz diken diken olmasında sakınca yok. Dene ve gör lütfen.

Korku anında zihinde ciddi bir odaklanma söz konusu. Kendini koruma dürtüsü harekete geçiyor o an. Süreç işlerken başka bir şey düşünülmüyor. Yani zihinde ciddi yorgunluk oluşturan ve sürekli bilinçte kalmaya çalışan rahatsız edici düşünce ile bağlantı kopuyor. Bu saplanmış düşünce o an bilinç düzeyinde yer tutmuyor. İşte bu süreç, zihnin yeniden yapılandırılması için fırsat veriyor. Müthiş bir dinginlik yaşıyor beden.

En büyük konsantrasyon ve dikkat korku anında yaşanıyor. Caddeye yeni çıktın. Baktın ki karşıda bir kalabalık. İleride bir yerlere bakıyorlar. Hızla onların yanına vardın. Nereye baktıklarını fark ettin. Hiç kimse senin oraya geldiğini anlamadı. Çünkü onlar ileride şüpheli çantaya patlayıcı kapsülü bağlayan kişiye odaklandılar. Sen de odaklandın. Etrafta olup bitenlerden kimsenin haberi yok. Sadece birazdan patlayacak çantaya bakıyorlar. Süper bir konsantrasyon, değil mi? Sence izlenenlerin akılda kalıcılığı nasıl olur? Süper, değil mi?

Evinize yakın bir yerde bir gökdelen var. Yapımdan kaynaklanan bir yanlışlık nedeniyle yıkılacak. Onlarca insan merakla birazdan gerçekleşecek patlamayı ve her yerin toz toprak içinde kalmasını bekliyor. Kaçışacaklar, üzerlerine parça gelebilir diye endişeye kapılacaklar. Ama polisin onları uyarması fayda etmeyecek. Onlar o bölgeyi terk etmek istemeyecek. Nedir bu çekiciliğin sebebi? Nedir insanları dört gözle olayı izlemeye sevk eden güç? İçinde merak olan korku.

Korku üzerinde çalışıyorum. Eğitimde kalıcılığı sağlayan denenmemiş süper bir yöntem inşallah bir Türk tarafından hayata geçirilir.

Kişilerin zihnine gönüllülük şartı ile dozunda korku uygulandığında stres yok olacak. Zihinsel konsantrasyon müthiş olacak. Böylece daha kalıcı öğrenme gerçekleşecek. Bilince saplanmış düşünce aşağıya düşecek. Zihin durulacak.

Sağlıcakla korkmanı dilerim!

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız