Dahi Yönetmen Orson Welles

0
1059

Birçok otorite tarafından bugüne dek çekilen en iyi film olarak kabul edilen Yurttaş Kane’nin yönetmeni Orson Welles, ufacık yaşlarda kendisini gösteren bir dehanın sahibi.

ABD’li yönetmen George Orson Welles, (19151985) bisiklet parçaları üreticisi-mucit bir babanın ve piyanist bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi ona piyano ve keman dersleri veriyor, Shakespeare öğretiyordu. Küçük Orson 2 yaşındayken yetişkin bir insan gibi konuşabiliyor, 3 yaşındayken akıcı bir şekilde okuyabiliyordu. 5 yaşına geldiğinde Shakespeare’in oyunlarını ezbere biliyor, kukla takımıyla Kral Lear’ı tek başına oynayabiliyordu. Büyümüş de küçülmüş bu çocuk, 9 yaşına geldiğinde babasıyla bir geziye çıktı ve dünyanın dörtte üçünü dolaştı. Bu arada boş durmuyor, illüzyon dersleri alıyor, resim çalışmalarına devam ediyordu. Henüz 10 yaşındayken ünü duyulmuş, gazetelerde kendisinden “Karikatürist, oyuncu, şair ve sadece 10 yaşında” diye bahsedilir olmuştu. Dokuz yaşındayken annesini, on beş yaşındayken de babasını kaybetti. O, üstün zekasıyla acıların üstesinden geliyor, büyük başarılara imza atmaya hazırlanan büyük bir yürek taşıyordu.

18 yaşındayken öğretmeni Roger Hill’le birlikte Shakespeare’in yazılmış bütün oyunlarını bir araya getirdi ve Welles’in resimleriyle süslü olan “Herkes İçin Shakespeare” adındaki bu baskı özellikle Amerikan kolejlerinde büyük ilgi uyandırarak 90.000 sattı. Bir süre resim üzerine çalıştı, sonra oyunculuk yaptı, radyoda çalıştı. 1936 yılına kadar İngiltere‘de ve Amerika‘da birçok tiyatro oyununda rol aldı. Daha sonra Negro Tiyatro Topluluğu‘ndan teklif aldı ve burada kendi ekibini oluşturup klasik tiyatro eserlerini oynama fırsatı buldu. İlk sahneye koydukları oyun Macbeth ile üstün bir başarı elde ettiler.

Hem radyo oyunculuğu, hem aktörlük, hem de yönetmenlik ve yapımcılık yapan Welles, radyo için hazırladığı “Dünyalar Savaşı” adlı şovda Cadılar Bayramı için hazırladığı büyük şakayla uluslararası bir paniğe yol açtı. Dünyayı uzaylıların ele geçirdiğini bildiren bir anons ile yüz binlerce insanın sokağa fırlamasına neden oldu. Kitleleri etkileyebilecek bir yeteneği olduğu fark edilen Welles, Hollywood‘tan teklif aldı. “The Campbell Playhouse” adlı programa başladı. Program yaparken tanıştığı Herman Mankiewicz ile ilk filmi “Citizen Kane-Yurttaş Kane” üzerinde çalışmaya başladı. Film 9 dalda Oscar‘a aday olsa da ancak “En İyi Özgün Senaryo” ödülünü alabildi. Yeterli tanıtım yapılamadığı için gösterimi sınırlı kaldı ve bugün en iyi film olarak anılan Yurttaş Kane, o dönemde Welles’e yüklü miktarda para kaybettirdi.

Birçok filmde yönetmen, yapımcı, radyocu ve oyuncu olarak çalışan Orson Welles’in oyuncu olarak asıl çıkışı “Othello” adlı film ile oldu. Bu filmdeki rolüyle Cannes Film Festivali‘nde “Palme d’Or” ödülünü kazandı. 1977 yılında “Amerikan Film Enstitüsü” tarafından kendisine “Ömür Boyu Başarı Ödülü” verildi. Welles’ın son yıllarını projelerine finansal kaynak bulmaya çalışmakla geçti. 1984 yılında “Directors Guild of America” tarafından “Onur Ödülü“ne layık görüldü. 10 Ekim 1985 tarihinde 70 yaşında geçirdiği bir kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

KUTU

Orson Welles Hakkında…

· Yurttaş Kane’yi çektiğinde 25 yaşındaydı.

· Muhteşem diyalogları, sağlam senaryo ve hikayesi, anlatımın canlılığıyla sinemada denenmeyeni denedi ve çığır açtı.

· 23 günde ve gün başına 2 saat uyuyarak çektiği yetersiz bütçeli Machbeth’te kamerayı dahiyane şekilde kullanarak harikalar yaratır.

· Kendisi büyük bir caz hayranı olup, hiç gerçekleşmemiş “it’s all true” adında bir caz belgeseli projesi vardır.

· Güzeller güzeli oyuncu Rita Haywort’un kalbini çalıp evlenmeyi başardı. (Bu konuda arkadaşlarıyla iddiaya girdiği ve sonuçta epey para kazandığı söylenir.)

· “I know what it is to be young” diye başlayan şarkıyı yazıp söylemiştir. Dinlemenizi öneririz.

Orson Welles Der ki:

· Filmlerim hakkındaki düşüncelerim zannedilenden çok daha olumsuz ve tanıdığım ya da saygı duyduğum birinden gelen her türlü eleştiri elimde avucumda kalmış azıcık hazinemi daha da yok ediyor.

· Bir yazarın kaleme, bir ressamın fırçaya, bir film yapımcısının ise bir orduya ihtiyacı vardır.

· Ben bir dahi değilim. Bu kelime çok fazla kullanılıyor. Bence bu yüzyılda 3 tane deha vardı: Einstein, Picasso ve Çin’de adını bile bilmediğimiz biri…

· Dünyayı döndüren kadınlar değildir, ama o dönmeyi anlamlı kılan varlıklardır.

· Kamera bir şairin gözünden bakmadıkça gerçek anlamda iyi bir film çekilemez.

· Kendi görsel stilinizi oluşturun. O size özel, başkaları açısından da fark edilebilir olmalıdır.

· Sınırlar sanatın düşmanıdır.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız