19. yüzyılın başarılı halk şairlerinden bir olan Seyrani, 1807 yılında kayseri’nin şimdiki adı Develi olan Everek ilçesinde doğdu. Asıl adı Mehmet olan şairin babası ilçede imam olan Cafer Hocadır. Bir süre medrese eğitimi gören Seyrani, daha sonra İstanbul’a yerleşti ve yedi sene eğitim gördü. Alevi-Bektaşi tarikatına girdi, tekkede kaldı. Şiirlerinde taşlama ve yergiyi doruk noktasına taşıdı, olumsuz gördüğü her şeyi eleştirdi. İstanbul’dan sürülme ihtimaline karşı buradan kaçtı. Orta Anadolu’yu gezen şair daha sonra Halep’e gitti, orada bir süre kaldıktan sonra memleketine tekrar geri döndü.
Seyrani şiirlerinde tekke ve halk edebiyatını ustaca işlemiş, tasavvuf ve aşk konularını manzumelerinde bütünleştirmiştir. Güzelleme ve taşlama türünde başarılı örnekler sunan Seyrani, âşık kahvelerinde sazlı sözlü atışmalara katılmıştır. Halkın dertlerini dinlemiş, haksızlığa karşı çıkmış, toplumun kokuşmasına sebep olan rüşvet, sahtekârlık ve kıyıcılığa sert söylemleriyle karşı çıkmıştır. Kendine özgü, akıcı ve etkin bir söyleyişi olan ozan, halkın deyimlerini çokça kullanmıştır. Günlük olayları, siyasi çatışmaları, toplumun yapısını ustaca dillendiren Seyrani, yaşadığı dönemin tarihini yazmıştır adeta. Halk şairleri arasında en çok Karacaoğlan’dan etkilenmiş, bu gün birçok şiiri bestelenmiştir. Seyrani’yi diğer halk şairlerinden ayıran en belirgin özelliği, yeniliklere açık olması ve eleştirel bakış açısıyla halkta bıraktığı etkidir.
Seyrani, yaşamının sonlarına doğru ciddi bir rahatsızlık geçirmiş, ölene kadar bunun etkisinden kurtulamamıştır. Geçirdiği sinir buhranı son dönemlerinde “Deli” olarak nitelendirilmesine sebep olmuştur. 1866’da ölen şairin mezarı Develi’dedir.
Seyrani şiirleri
GEÇER Mİ BİLMEM
Muhabbet küpünün olsam şarabı
Yar beni doldurup içer mi bilmem
Mamur olmak için gönül harabı
Bir mimar eline geçer mi bilmem
Asıkın olmaz mı çile çekmezi
Çilenin olmaz mı boyun bükmezi
Helal süte katan haram pekmezi
Seçmek murad etse, seçer mi bilmem
Bülbüle gül yarar, deveye diken
Çiledir aşıkın boynunu büken
Tarlasına haram tohumu eken
Helal mahsülünü biçer mi bilmem
Kimi meftasına kefen biçmiyor
Kimi helal rızık yiyip içmiyor
Yavrusundan köpek bile geçmiyor
Hak Seyrani’sinden geçer mi bilmem