Asıl adı Esad Muhlis Paşazâde Sadullah Rami Paşa’dır. 1838’de Erzurum’da doğdu. İlköğreniminden sonra İstanbul Dârül Maarif’te okudu. Özel derslerle dini ilimleri bitirdi. Fransızca, Arapça ve Farsçayı öğrendi. Şurayı Devlet idaresinde başmuavin ve başkâtiplik görevlerinde bulundu. Divan-ı Humayun’da tercümanlık yaptı. 1876’da Ticaret Nazırlığı’nda bulundu. 2.Abdülhamit döneminde Filibe’ye elçiliğe, sonra da Berlin ve Viyana’ya gönderildi. Viyana’da dokuz yıl görev yaptıktan sonra elçilik binasının banyosunda hava gazını açık bırakarak intihar etti. Daha sonra cenazesi İstanbul’a nakledildi.
Sadullah Paşa, resmi yazışmaları sırasında kullandığı sağlam sözdizimi ve nesir diliyle dikkat çeken bir üsluba sahipti. Gezileriyle ilgili anılarını “1878 Paris Ekspozisyonu”, “Berlin Mektupları”, “Charlottenburg Sarayı” gibi yazılarında anlattı. Lamartin’den yaptığı “Göl” şiiri çevirisiyle dikkat çekti. Aklın ve bilimin ön plana çıktığı bir dünya görüşüne sahip olan Sadullah Paşa, “On Dokuzuncu Asır” isimli uzun şiiriyle ün kazandı.
Şiirlerinden Seçme Beyitler
“Zaman zaman-ı terakki cihan-ı ulum
Olur mu cehl ile kabil bekâ-yı cemiyyât”
**
“Ressâme-yi semen-bedenin bak şu vâz’ına
Hayretle kendi hüsnünü tasvire başlamış
Taklidi gayr-i kâbil iken nur-i Kudretin
Kız nüshâ-yi vücudunu tanzire başlamış.”
**
“Mecaz oldu hakikat, hakikat oldu mecaz
Yıkıldı belki esasından eski malumât.”