Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan‘ın vahşice öldürülmesi tüm ülkeyi haklı bir biçimde ayağa kaldırdı..
Talihsiz genç kıza Allah’tan rahmet, kederli yakınlarına başsağlığı diliyorum..
Maalesef değerli dostlar, sapık ruhlu insanlarla bir arada yaşıyoruz.. Ve yine maalesef ki, bu sapıkların zararı da en çok kadınlara kızlara dokunuyor..
Gün geçmiyor ki, kadına fiziki zarar veren bir haber görmeyelim ya da okumayalım!..
Ne oldu bu topluma böyle?..
Kadınlar bu aziz milletin baş tacı değil miydi?..
Tabii yine kadını baş tacı olarak görenler, onları birer emanet olarak kabul edenler, çok şükür ki çoğunlukta..
Milletimiz vefalıdır, mayası sağlamdır ve hamiyetlidir.. Bundan şüphemiz yok!..
Şimdi;
Sayılarının az olduğuna inanmak istediğim sapık zihniyetli kişilerin cezalarının en kestirmeden ve en keskin bir şekilde gerçekleştirilmesinden yanayım..
Evet, ceza-i müeyyide konusunda pek çok kişiyle hem fikirim..
Yasaların yetersiz olduğunu kabul ediyorum..
İdam cezası kesinlikle uygulanmalı..
Özgecan‘ın ailesini an itibariyle şöyle bir düşünelim.. Kim şu anda onların yerinde olmak ister?.. Allah, çoluğumuzu çocuğumuzu böyle menfur olaylardan korusun!.. Bizler ne kadar da üzülürsek üzülelim, ateş düştüğü yeri yakar.. Benim de üniversitede okuyan kızım var.. Ve her gün okulla olan yolculuğunun bir kısmını kısa süreli de olsa otobüsle ya da minibüsle yapıyor.. İnanın, olaydan çok etkilendim ve bu sabah kızımı arabamla ben götürdüm.. İster istemez kafanıza takılıyor.. Ancak şunu da belirtmem gerekir; hayat devam ediyor ve memleketimizde her şeye rağmen iyiler kötülerden her zaman daha fazla!.. Bir de şuna değinelim; elbette ekmeğini namusuyla, helalinden kazanmak için çalışan ve de çoluk çocuğunun rızkı uğruna gece gündüz direksiyon sallayan minibüsçüleri talihsiz Özgecan‘ın katilleriyle ayni kefeye koyamayız, koymamalıyız!..
Şimdi bir başka meseleye de parmak basmanın zamanı..
Şu TV dizileri..
Tek kelimeyle bıktırdı.. Kabak tadı verdi..
Bu aziz milletin hasletlerine uymayan bir sürü tarz, bir sürü stil, sanki insanlarımızın yaşamları böyleymiş gibi sunuluyor.. Sunulmayı da bırakalım bir kenara, adeta empoze ediliyor.. Entrika, cinayet, dalavere, cinsellik, kimin eli kimin cebinde, hepsi bu dizilerde.. Bir kaç rahat izlenebilir aile dizisi dışındakilerin çoğu böyle.. Bu dizileri elbette sapık ruhlu kişiler de izliyor.. Ve onlar izlediğinde zaten esas film kopuyor.. Dizilerdeki yaşantıyı kafasına takan ve orada gördükleri kişileri rol model olarak algılayan hastalıklı ruhlar, sanal ve gerçek hayatı birbirine karıştırıp ortalığı birbirine katıyor.. Artık, önüne ne çıkarsa!.. Taciz mi, tecavüz mü, yalan mı, dolan mı, bini bir para!.. Diziler tamamıyla ortadan kalksın demiyorum, ancak dizi senaristlerinin dikkatli olmaları gerekir, diye de düşünmeden edemiyorum..
Bir Kurtlar Vadisi’ni hatırlayın, halen de devam ediyor..
Ve en acımasızca adam öldürme metotlarını izleyiciler bu dizide görmedi mi?.. Kafa kırma, göz çıkarma, kulak kesme!..
Aklınıza ne gelirse!..
Bunun ve bunun gibi dizilerin neresi film, neresi sanat, Allah aşkına?..
Ey dizi senaristleri, ey bu tür dizilerin yapımcıları; lütfen biraz dikkatli ve itidalli olun.. Çevirdiğiniz dizilerin hasta ruhlu insanlar tarafından da izlenildiğinin farkına varın.. Her şey para pul, değil.. Her şey şöhret, unvan değil..
Netice-i kelam;
Aziz milletimizin canını yakan, yüreğini acıtan, Özgecan Aslan cinayetini şiddetle tel’in ediyorum..
Suçlular noktasında da son sözüm; aileyi ve de kamuoyunu vicdanen rahatlatacak bir adaletin gerçekleşeceğine inanıyorum..
Evet, Özgecan öldü..
Hiç değilse, diğer Özgecan’lar ölmesin!..
*
Sami Özey
www.gencgelisim.com