Didem Rumeysa Sezginer
Bir danışmanlık şirketinin bekleme salonunda bir baba ve oğlu oturuyorlar. Üzgün, ümitsiz…. Psikolog hanımla görüşme sıraları geldiğinde, önce baba görüşmeye alınıyor. Ve ıstırapla söze başlıyor. “Oğlum, okulunda çok başarısız. Hiç öğrenemiyor. Birçok uzmanla görüştük, en sonunda %70 öğrenmeye kapalı olduğu tespit edildi. Son çare size geldik. Zihninde büyük bir problem var. Ne olur yardımcı olun.”
Psikolog, babayı ayrıntılı olarak dinledikten sonra öğrenciyle görüşüyor. Pek çok uygulamalar yaptırdıktan sonra, anlıyor ki çocuğun zihnî kapasitesi aslında çok yüksek. Şaşılacak bir durum. Biraz aile ile görüştükten sonra, öğrencinin zihnini öğrenmeye neden kapatmış olduğunu anlıyor.
Zihni bloke eden sebep: Huzursuzluk
Öğrenciyi bir kenara bırakıp tamamen aile üzerinden danışmanlığını sürdürüyor. Gerçekten aile huzursuzluğu oldukça ilerlemiş boyutta olduğundan, huzur tesis edici tavsiyelerde bulunuyor. Baba önce ne ilgisi var diyerek itiraz etse de, stresin zihin üzerindeki olumsuz etkisi kendisine açıklandığında ikna oluyor. Ailece “huzur” ortamı oluşturmaya çalışıyorlar. Daha o dönem bitmeden oğulları okulda derece öğrencisi oluyor.
Geçen yıl yaşanmış olan bu olay; zihin aktivasyonunun temel mayasının huzur duygusu olduğunu göstermiyor mu? Niçin aile sistemi kuruluyor dersiniz?
Aile sistemi, gerçekten çok büyük bir kıymettir. Aile sisteminin hedeflerinden biri de olumlu ve yüksek duyguları tesis etmektir. Sanki kişinin en büyük ihtiyaç duyduğu güzel duyguların üretim merkezidir aile. Sevgi, değerlilik, huzur, adalet, şefkat, güven…gibi. Bunlardan zihin dünyamızın tetiklenmesinde, etkin olarak çalışabilmesinde huzurun ayrı bir yeri vardır.
Huzur, öyle ilginç bir duygu ki; aile ortamında otomatik olarak yaratılır. Aile fertlerine düşen görevse, sadece onu bozmamak. Huzur yıkıcılarından uzak kalmak.
Sizlere ufak bir reçete değerli dostlar, tüm aile fertlerinin gelişim yolculuğunun desteklenmesi ve zihin donanımlarının etkinleşebilmesi için;
KUTU OLABİLİR
HUZURUN SIRLARI
· Sesinizi yükseltmeyin!
· Öfke patlamalarından uzak durun!
· Yüksek sesle tartışmayın.
· Tebessümü yüzünüzden eksik etmeyin.
· Huzur rengi olan pembeyi ev dizaynınızda kullanın.
· Aile fertlerini kapıda gülümseyerek karşılayın ve uğurlayın.
· Olumlu ve motive edici hitaplar kullanın.
· Ev yanmadıkça birbirinize bağırmayın!
· Kapıları asla çarpıp çıkmayın!
· Geçmişteki hataları bugüne çağırmayın!
· Hata yaptığınızda konuşun, özür dileyin!
· İşyerinizin sorunlarını eve taşımayın.
· Evinize girerken gözlerinizi kapayın, derin derin nefes alın ve biricik ailenizle buluşacağınızı düşünün. Günün bütün yükünü kapıda bırakın.
· Olumlu potansiyeli yüksek ifadeler kullanın.
· Hayatınızda memnuniyet hazinesini elden bırakmayın. Şükredin.
· Şikayet kavramını tamamen sözlüklerinizden atın.