Duruşundan Taviz Vermeyen bir Sanatçı: Vehip Sinan

0
730

Duruşundan Taviz Vermedi

Vehip Sinan için bir araya gelen meslektaşları ve dostları, sanatçının basında çalışırken bağımsız hareket ettiğini belirterek, “O düşüncelerinden ve duruşundan hiçbir zaman taviz vermedi.” dediler.

Elif Sönmezışık (Sanatalemi.net)

Basın İlan Kurumu ve ESKADER’in birlikte düzenlediği “Matbuat Dünyasından Sanatkâr Çehereler” adlı program dizisinde bu ay usta karikatürist Vehip Sinan yâd edildi. Konuşmacılar, Sinan’ın duruşunu hiç kaybetmeden kendi düşüncesini sanatında yaşatabilmiş bir sanatkâr olduğunu dile getirdiler.

Basın İlan Kurumu ile Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin birlikte düzenlediği ve Basın Müzesi’nde gerçekleşen “Matbuat Dünyasından Sanatkâr Çehreler” adlı program dizisinde bu ay, kendisinden sonraki nesle ışık tutan usta karikatürist Vehip Sinan anıldı. Kendine has kişiliği ile çevresi tarafından saygı uyandıran bir ‘Osmanlı beyefendisi’ olduğunun vurgulandığı toplantıda takdimi Can Kardeş Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Demirhan Kadıoğlu gerçekleştirdi. Şu sıralar Yeni Asya gazetesinde günlük karikatürleri yayımlanan zamanımızın usta çizerlerinden İbrahim Özdabak’ın konuşmacı olarak katıldığı programda, manevi oğlu Akın Dindar, gazeteci yazar Can Alpgüvenç, çizer ve yazar Muammer Erkul, edebiyatçı yazar Mehmet Nuri Yardım da birer konuşma yaparak düşünceleriyle katkıda bulundular. Programı takip edenler arasında Basın İlan Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Köşker, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı gazeteci yazar Ahmet Özdemir, sanatçılar, yazarlar ve ESKADER yönetimi hazır bulundu.

MASASI OLMAYAN ÇİZER

ESKADER Yönetim Kurulu Üyesi Elif Sönmezışık programın açılış konuşmasını yaparken, “Matbuat Dünyasından Sanatkâr Çehreler” toplantılarının, sanatçı kimliği ile tanıdığımız ve artık aramızda olmayan değerli şahsiyetlerin basına katkılarını ortayı koymayı amaçladığını ve bu değerleri yeniden hatırlamamıza imkân sağladığını belirtti. Takdimi gerçekleştiren Demirhan Kadıoğlu, Vehip Sinan’ın bir karikatür sanatçısı olmaktan öte illüstiratör sayılabileceğini belirterek düşünceye atıfta bulunan birçok çizgiye imza attığını vurguladı. Sinan’ın çizgilerinin yayımlandığı yayın organlarından bahseden Kadıoğlu, “Topuz, onun en tanınmış çizgi karakteridir. En belirgin özelliklerinden biri bu kadar eser üretmesine rağmen hiç masa kullanmamasıdır. Bir bürosu olmadı. İlginç bir mizaçtı ve toplumla karşılaşmak istemeyen bir yapısı vardı.” dedi.

ONUN SAYESİNDE ÇİZMEYE BAŞLADIM

Sözü alan karikatürist İbrahim Özdabak, uzun yıllar birlikte çalıştığı Vehip Sinan’dan çok şey öğrendiğini ve onun kendi çizgi dünyasına büyük katkı sağladığını ifade ederek ustasının yâd edildiği bir toplantıda konuşmacı olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Vehip Sinan’la dört değişik zamanda Yeni Asya gazetesinde birlikte çalıştıklarını anlatan İbrahim Özdabak, birçok hatırasını dinleyenlerle paylaştı ve şunları söyledi:

“Üstatların takipçilerinden ve onun sanatını devam ettirenlerden olmak gibi bir gelenek var. Vehip Sinan’ın dediği ve savunduğu gibi mizah yapmak ayrıcalığına sahip olanlardan biriyim. Sinan, birçok gazete ve dergide çalıştı. Benim onu tanımam çocukluk yıllarımda, yaşadığım küçük kasabada gazete satarken olmuştur. Bir çocuk için gazetelerde yayımlanmış çizgiler çok önemlidir. O çizgilerin arasından en çok Vehip Sinan’ınkileri sevmiştim. Onun etkisi ile ortaokul yıllarımda çizmeye başladım. Vehip Sinan hep bambaşkaydı. Tarzıyla beni başka bir dünyaya taşıdı ve hayatımda büyük iz bıraktı. Gazeteye yayımlanmak üzere Vehip Sinan karikatürü geldiğinde herkes merakla başına toplanırdı. Çok titizdi. Kendisi ile sık sık sohbet ederdik. Yazı işleri ortamına birçok gazeteci ufuk açıcı olduğundan ihtiyaç duyar. Vehip Sinan’ın algısının ve kabiliyetinin büyüklüğünden belki evinde oturur ve gazeteden gündemi takip etmezdi. Ama çizdikleri gündemi muhakkak yakalar ve manşetin yayında yer alırdı. Yönlendirmesiz, ısmarlamasız kendi gündemini çizerdi. Onun gündemi ile bizimki muhakkak örtüşürdü. Geleneksel karikatür anlayışının dışında çizdiği için onu takip etmeye çalıştım. Camiamızda karikatüristlerin yazıya yönelmesi olağan bir durum. Yazı, daha doğrudan bir ilişki kurmayı sağlıyor. Vehip Sinan da yazan karikatüristlerdendi. Bana göre hep birinci sayfa karikatüristiydi. Vefatına yakın bir zamanda ‘Çizemiyorum, elim titriyor.’ demişti. Ben çizimlerinde bu titrekliği göremesem de o bırakmayı tercih etti.”

MANEVİ DÜNYASI DOPDOLUYDU

Sonrasında söz alan Vehip Sinan’ın manevi oğlu Akın Dindar, bilinenin aksine Vehip Sinan’ın kimseden kaçmadığını ve sosyal bir insan olduğunu vurgulayarak, toplum karşısında övülmekten hoşlanmadığını belirtti. Yaşadığı bazı acıların bunda etkisi olduğunu dile getiren Dindar, Vehip Sinan’ın ailesi için yaşayan ve onlar için hiçbir özveriden kaçınmayan bir insan olduğunu belirterek “Ailesi ve yakın çevresi onu sevgi dolu yâd ediyor. Basın ise ona karşı biraz mesafeli. Manevi dünyası dopdolu bir insandı. Sohbetlerinden hep feyz aldım. Kimseden kaçmadı. Kapısı herkese açıktı. Hayır işlerini seven sosyal biriydi. Vehip Sinan’ın sürekli gündemde tutulması ve hatırlanması lâzım. Bu tutum onu gelecek nesillere taşıyacaktır. Çünkü o aile yaşantısı ve örnek davranışlarıyla da sanatı ile olduğu kadar örnek olacak biriydi. Osmanlı ailesine mensup bir Osmanlı beyefendisiydi. Öyle bir değerdi ki o değeri tanımamış olanlar için büyük bir kayıptır.” dedi.

AHLAKLI KARÜKATÜR EKOLÜ

Uzun yıllar mesai arkadaşlığı yapmış olan yazar Can Alpgüvenç, Vehip Sinan ile yaşadığı gülümseten hâtıraları paylaşarak Vehip Sinan’ı hatırladıkları için Basın İlan Kurumu’na ve ESKADER teşekkür etti. Vehip Sinan ile ideolojileri çok keskin olduğu 1970’li yıllarda birbirlerini tanıdıklarını anlatan Alpgüvenç, Sinan’ın düşünce ve duruşundan taviz vermediğini ifade etti. “Kısıtlı çevresinden ve her çevrenin kendisini tanımamasından hiç rahatsız değildi. Çok tanınma adına yanlış işlerde bulunmadı hiç. Yalnızlığı seviyordu. Yazmayı da çok seviyordu. Buluş gücü çok yüksek bir sanatçıydı.” diyen Alpgüvenç, Sinan’ın şaka kaldırabilen mizahi yönü çok güçlü biri olduğunu belirtti. Ardından konuşan Muammer Erkul, Vehip Sinan’ın evden az çıkan bir insan olduğunu ve bunun herkesçe bilinip kabul gördüğünü söyleyerek “Kendi dünyasında yaşıyordu. Bu da çok güzel bir seçimdi. Kendisi için düzenlenen bir toplantıya çağırdığımda bana, ‘Muammer, ben şimdi oraya gelmeyeyim, beni överler.’ demişti. Vehip çizimleri bütün bir aile tarafından okunabilen sakıncasız karikatürler çizdi. Bana göre onun ortaya koyduğu ekol budur. Bu ekol devam ediyor.” dedi.

ADINA BİR YARIŞMA DÜZENLENMELİ

Son konuşmacı olan Mehmet Nuri Yardım, önümüzdeki Ekim ayında Vehip Sinan için geniş çaplı bir program yapılmasının hedeflendiği müjdesini verdi. Vehip Sinan’ın evlenip çocuk sahibi olamadığı halde Akın Dindar gibi bir manevi oğula sahip olmakla bu boşluğu fazlasıyla doldurduğunu ifade eden Yardım, Sinan’ın felsefi yazılar yazmayı seven mizahî yönü çok güçlü bir çizer olduğunu dile getirdi. “Vehip Sinan ile ilgili dostlarının sevenlerinin yazılarının ve hâtıralarının derlendiği bir anma kitabı hazırlanması son derece yerinde olur. Böylece hakkında yapılacak araştırmalara da bir kaynak oluşturulmuş olur. Ayrıca Vehip Sinan adına bir karikatür yarışması da düzenlenmeli. Onun ekolünü takip eden sanatkârlar da jüride bulunmalı.” diyen Yardım, Vehip Sinan’ın unutulmaması için gayret gösterilmesi gerektiğini dile getirdi ve programı düzenleyen her iki kuruma da teşekkür etti. Program sonunda Vehip Sinan’ın eserlerinden ve fotoğraflarından oluşan sergi gezilerek hatıra fotoğrafları çekildi ve kitapları dinleyicilere dağıtıldı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız