ŞİİRİMİZİN 50 YILLIK BELLEĞİ MASAYA YATIRILIYOR

0
694

Kısa bir süre evvel çıkan bir kitap şiir, edebiyat çevrelerinde bir hayli ilgi çekiyor. Alışageldiğimiz şiir çözümlemelerinin çok dışında, ele aldığı şairi ve metni Türkiye’nin geçirmiş olduğu siyasal, tarihsel ve sosyolojik olgular merkezinde inceleyen kitap, alanında öncü bir çalışma. Şiir ve yazılarını birçok önemli dergiden takip ettiğimiz Selçuk Küpçük’ün, Modern Türk Şiirinde Bellek Arayışı (Granada Yayınları) ismini taşıyan çalışması “edebiyat sosyolojisi” alanının başucu kitaplarından sayılabilir.

Günümüz şiirinin 27 Mayıs Darbesi, Kürt Meselesi, Alevilik Meselesi, İslamcılık, yakın dönem tarih ve ekoloji ile kurduğu ilişkiyi 6 şair üzerinden çözümlemeye çalışan Küpçük’ün iddiaları da bir hayli ufuk açıcı. Mesela İkinci Yeni şiirinin ve daha da öze inersek aşk şiirlerinin önemli şairi Cemal Süreya’nın çıkarmış olduğu Papirüs dergisinde 27 Mayıs Darbesinin açıktan desteklediğini belirten Küpçük, o dönem yayınlanan farklı dergileri de inceleyerek mevcut edebi ortamın darbe karşısındaki şaşırtıcı tutumun ortaya koyuyor.

Süreya’nın darbeden birkaç ay sonra çıkardığı Papirüs dergisinde yayınladığı “555K” başlıklı şiirinde geçen ve hepimizi şaşırtan ifadelerin yanında, oldukça politik metinlerle de 27 Mayıs darbesinin ruhuna uygun bir pozisyon aldığının belirtildiği kitapta bu şiire de yer verilmiş. “Biz şimdi yan yana geliyor ve çoğalıyoruz / Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını / İşte o gün sizi Tanrılar bile kurtaramaz” gibi ağır dizelerin bulunduğu şiirin ardından Adnan Menderes’in asıldığını bilmek oldukça üzücü.


İdam edilen Menderes’in yurtdışı seyahatinden dönüşte Kızılay’da toplanıp gösteri yapmak ve başbakanı tartaklamak amacıyla bir araya geleceklere şifreli şekilde iletilen “555K”, yani beşinci ayın beşinde saat beşte Kızılay’da anlamına gelen gizli ifadeyi bir şiire çeviren Cemal Süreya’yı eleştiriyor Küpçük. Sadece O’nu değil aslında. Hem darbe öncesi, hem de darbe sonrası cuntacılar ile iş tutan birçok şairi, yazarı, eleştirmeni ifşa ediyor kitap. Mesela eleştirmen Fethi Naci’nin cuntacılığı ile bilinen Yön dergisinde 1965 seçimlerinde Adalet Partisi’nin kazanması ardından yeniden hazırlık için darbe öncesi döneme dönmeyi önermesi gerçekten şaşırtıcı. Bunun yanında Cemal Süreya’nın bizzat kendisinin resmi ideolojinin bir mağduru, Dersimli bir çocuk olmasının da ironikliğini sorguluyor Küpçük.

Bugünlerde çok tartışılan İslamcılık meselesinde de Küpçük, özellikle Erdem Bayazıt ve Cahit Zarifoğlu üzerinden dergiler merkezinde bir araya gelen kuşakları incelemiş. Maraş’taki yerel gazetelerden, Sezai Karakoç’un Diriliş dergisine, oradan Nuri Pakdil’in Edebiyat’ına ve ardından Mavera’ya uzanan bu dergi hattı üzerinden 1950’lerin sonundan 1980’lere uzanan bir uzun yolculuğu İslamcı yayınlar merkezinde masaya yatırmış.

Bejan Matur ile ilgili de bir yazısı bulunan Küpçük, Matur’un verili şiir dilinin dışına çıkması ve hem alevi, hem Kürt, hem de kadın olması bakımından kendisine yapılan eleştiriler üzerinden yeni bir çözümlemeye girişiyor. Bu bağlamda günümüz şiirinin Kürt Meselesi’ne 30 yıllık acıya rağmen mesafeli kaldığını belirtip, bunun gerekçelerini aralamaya çalışıyor.

Kentleşme, modernitenin ürettiği kriz ve bunun modern bireyde doğurduğu yaralı belleği, yakın dönem tarih ile hesaplaşma deneyimini, kentten kaçış ve ekolojiye sığınma eğiliminin yine farklı isimler üzerinden incelenmeye alındığı kitap eleştiri dünyamıza yeni kapılar aralıyor.

*

Selçuk Küpçük

Modern Türk Şiirinde Bellek Arayışı

 

GranadaKitap

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız