Maksim Gorki yalnız kendi halkına değil, bütün halklara yurtlarını, hürriyeti, barışı ve birbirlerini sevmeyi öğretir. Çünkü o, insanın, insanlığın geleceğinden, güzel günler göreceğinden emindir. Çünkü o, emekçi insanı, koluyla, kafasıyla çalışan …
Yazar : Cüneyt Çorulusazan
cuneytcorulusazan@hotmail.com
ACI İSMİNİ UMUTLA TAŞIYAN YAZAR: MAKSİM GORKİ
Maksim Gorki yalnız kendi halkına değil, bütün halklara yurtlarını, hürriyeti, barışı ve birbirlerini sevmeyi öğretir. Çünkü o, insanın, insanlığın geleceğinden, güzel günler göreceğinden emindir. Çünkü o, emekçi insanı, koluyla, kafasıyla çalışan insanı gerçek, biricik efendisi sayar. Gorki insanlar yaşadıkça yaşayacaktır. Çünkü yeryüzünün en büyük şairidir.” Nazım Hikmet
Aleksey Maksimoviç Peşkov, (daha çok bilinen adı ile Maksim Gorki), (d. 28 Mart 1868 – ö. 18 Haziran 1936).
Gorki, anne ve babasını küçük yaşta kaybeder. Ananesi ve dedesi tarafından büyütülür. Çarlık Rusya’sında yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı 8 yaşında çalışmaya başlar, bu sayede Rus işçi sınıfının yaşamını yakından tanır. Çalışma yaşamı sırasında okuma merakına kapılarak, “Ekmeğimi Kazanırken” romanında da anlattığı gibi bulabildiği her tür kaynağı, güç çalışma şartlarına rağmen okuyarak kendisini geliştirmeyi başarır. Gorki'nin Rusya turuna çıkması daha sonra eserlerinde görülen güçlü betimlemelerin oluşmasında etkili olur. Çarlık Rusya’sındaki işçi sınıfını çok iyi tanımlama fırsatı yakalamış olup, Rus halkının onda kendisini bulması da bu anlamda tesadüf olmamıştır.
1892 yılında Tiflis’te Kafkasya Gazetesi’nde çalışmaya başladı. Yoksullukla ve acıyla dolu bir hayat sürdüğü için Rusça’da acı anlamına gelen Gorki takma adını kullanmaya başladı. 1895'te St. Petersburg'da yayınlanan bir dergide çıkan Çelkaş adlı öyküsü ile ünlendi. Ardından Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız öyküsü yayınlandı.
Bu dönemden sonra hızlandırdığı yazı hayatında bir dizi roman ve öyküyle devam etti. 1905 devriminin başarısızlığından sonra 1906 yılında yazdığı ve Rus Devrimi'ne adadığı Ana romanı onu Rusya ve dünya çapında üne kavuşturdu. Gorki, Çar rejimine açıkça karşı çıkmış ve bu yüzden birçok kez tutuklanmıştır. Çarlık tarafından kontrol ve baskılara maruz kalmıştır. 1901'de Fırtına Kuşunun Türküsü isimli kısa şiiri yüzünden tutuklandı. Kısa sürede serbest kaldı, Kırım'a gitti.
Gorki, aynı zamanda oyun yazarlığı da yapmış olup, KUTV’de (Doğu Halkları Emekçi Üniversitesi) Nazım Hikmet’in öğretmenliğini de yapmıştır.
Nazım Hikmet Gorki için şöyle diyor:
“Yeryüzündeki bütün gerici kuvvetlerin, barış ve milli bağımsızlık düşmanlarının, faşistlerin ve her çeşit yalancı, düzmece demokratların en korktukları yazıcılardan biri de Gorki’dir. Neden? Çünkü Maksim Gorki yalnız kendi halkına değil, bütün halklara yurtlarını, hürriyeti, barışı ve birbirlerini sevmeyi öğretir. Çünkü o, insanın, insanlığın geleceğinden, güzel günler göreceğinden emindir. Çünkü o, emekçi insanı, koluyla, kafasıyla çalışan insanı gerçek, biricik efendisi sayar. Gorki insanlar yaşadıkça yaşayacaktır. Çünkü yeryüzünün en büyük şairidir.”
Maksim Gorki’den İnciler:
– Geçmişin arabalarıyla hiçbir yere gidemezsiniz.
– Bilim aklın şiiridir; şiir de yüreğin bilimidir.
– Bütün insanların ruhları gridir. O yüzden hepsi biraz allık peşinde.
– Hep ileriye giden insan ölüme giden insandır. Zaman zaman arkana dönüp bakmazsan yaşayamazsın.
– İş zevkliyse eğer, hayat bir eğlencedir. İş görevse, hayat köleliktir.
– İyi bir insan için yaşam zor, ölüm kolay.
– Susuz çiçek açmaz, sevgisiz mutluluk olmaz.
Maksim Gorki’nin
Eserlerinden Bazıları;
Foma (1899, 1983)
Ana (1906, 1979)
Küçük Burjuvalar (1901, 1967)
Arkadaş
Fırtınanın Habercisi
Çocukluğum
Üçler , (1900)
Soytarı
Ekmek İşçileri
İki Kafadar
Düşkünler
Öykü
Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız (1939)
Yol Arkadaşım