Alişan HAYIRLI
Fransa’da, Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi’ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü.
Şimdi Müslümanlar ikiye bölünecek…
1-Bu baskını tasvip edenler,
2-Bu baskını kınayanlar.
Doğru mu yanlış mı?
Kimin hangi amaçla bu baskını yaptığını biliyor muyuz?
Peygamberimize hakaret eden yazı, karikatür, haber gibi dokümanları yayınlayan basın ve yayınevi kuruluşlarına baskın düzenlemek Müslümanlara ne kazandırır ne kaybettirir?
Peygamberimize hakaret içerikli yayınların yayınlanması “basın özgürlüğü” kapsamına girer mi?
Peygamberimize hakaret eden basın-yayın kuruluşları ve yazarların öldürülmesine kim cevaz verecek?
Baskından sonra Avrupa’da yaşayan Müslümanların hayatları nasıl etkilenecek?
Müslümanları zor duruma düşürmek ve “terörist” göstermek için İslam düşmanı istihbarat ajanları tarafından işlenmiş olamaz mı?
Avrupa’da ve Amerika’da zaten giderek artan “İslamafobi” faaliyetleri bu baskından sonra ivme kazanmış olmayacak mı?
Bu ve benzeri sorulara cevap verilmesi gerekiyor.
*******************
Müslümanların bu saldırı karşısında nasıl bir tavır sergileyeceği konusunda kafaları bir hayli karışık… Peygamberimize hakaret edenlerin öldürülmüş olması ilk anda Müslümanların nefsine hoş geliyor. “Oh iyi oldu. Cezasını buldular” gibi zafer çığlıkları atıyoruz. Fakat bu baskının bizatihi kendisini ve baskından sonraki sonuçlarını aklıselim bir şekilde, sakin bir kafayla oturup düşündüğümüzde, heyecana kapılmadan biraz araştırdığımızda daha sağlıklı bir tepki vereceğimiz kanaatindeyim…
*******************
Ancak şundan eminim;
Yarından itibaren başta Fransa olmak üzere Avrupa ve Amerika’daki bütün Müslüman cemaatleri ve İslami kuruluşlar ortak bir bildiriyi yayınlayıp bu saldırıyı kınayacaktır.
Yazın bir yere…
****************
Bugünden sonra, bu baskını bahane gösterip Avrupa’da Müslüman avına çıkacaklar. İslam karşıtı ırkçı cephenin ekmeğine yağ sürüldü.
Bu da Fransa’nın 11 Eylül’ü diyecekler ve her alanda Müslümanların özgürlükleri kısıtlanacak, halkı Müslüman olan ülkelerden Avrupa ülkelerine gitmek isteyenlere vize işlemlerinde büyük zorluklar çıkarılacak.
Müslümanlara yönelik söylemler sertleşecek. Fransa’da yaşayan göçmen ve Müslüman ailelere yönelik saldırılar başlayacak.
Uzun sözün kısası: Jean-Marie Le Pen’e ve faşist kızı Marine Le Pen’e gün doğdu.
Bu saatten sonra Avrupa’da yaşayan Müslümanların Allah yardımcısı olsun. Zor bir süreç başladı.
**********************
Şimdi Avrupalı siyasetçi, yazar, aydın kesiminden bu saldırıya yönelik büyük tepki ve kınama yağacak.
Barbarlık!
Vahşet!
Terörist! falan filan…
Doğru, bu bir katliamdır. Onda hemfikiriz. Kınamalıyız.
Avrupalı “dostlarımıza” şunu sormalıyız.
Bu katliamdan önce peygamberimize, kitabımıza, dinimize yönelik aşağılayıcı, hakaret edici yayınları hiç kınadınız mı?
“Durun, ayıptır etmeyin, yapmayın. İnançlara saygılı olun! Kutsal bilinen değerlere bu kadar saldırmayın!” dediniz mi?
Bu saygısız heriflere karşı herhangi bir yaptırım uyguladınız mı?
Hayır!
“Basın ve ifade özgürlüğü” deyip göz yumdular.
Sonuç?
Felaket… Katliam ve acı!
Faturası kime çıkacak?
Müslümanlara…
Fakat yine de biz Müslümanlar insaflıyız.
Hiç bir zaman “rüzgâr eken fırtına biçer” demedik.
Demeyiz de…
****************
Fransa’da gerçekleştirilen bu katliamı anlamak için büyük fotoğrafa bakmak lazım.
Fransa’nın Filistin’i bağımsız bir devlet olarak tanıma girişiminin ve Suriye konusunda yanlış politika yürüttüklerini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlemediklerini açıklamalarının hemen ardından bu katliamın yapılması bir tesadüf olamaz.
Fransa’nın dış politikadaki bu iki büyük kırılma, “İsrail’in güvenliği” üzerine kurulu Siyonist argümana vurulmuş büyük bir darbedir. Baronların bu değişime sessiz kalmasını beklemek en hafif tabiriyle “saflıktır”
Uyanık olalım.
Birileri Müslümanlar üzerinden Fransa’ya haddini bildiriyor.
****************
Gelelim katliamın yapılış “biçimine”
Üç kişiler… Son derece profesyonel oldukları belli… Giyimi, kuşamı, donanımı ve serinkanlılığı ile dikkat çekiyorlar.
Dakikalarca tarıyorlar ve Paris’in göbeğinde elini kolunu sallayarak gidiyorlar.
Üstelik mizah dergisinin binasına daha önce molotof kokteyli atılmış, yani hedefteki bir dergisi… Koruma altında…
Şimdi gel de bu saldırıda bit yeniği arama!