Para Biriktirmekle Zengin Olunamaz Para Kazanmakla Zengin Olunur

0
893

Bir kadının hayatta mutlu olma mantığı oldukça basit ve güzeldir. Kadın kendini mutlu hissetmek için başkalarında olup ta kendinde olmayan kötü yanları ve kendinde olup ta başkalarında olmayan iyi yanları görür ve mütevazılık yapmaya çalışır.

* * *

Kadın erkek ilişkilerinde karşılıklı yaşanan her duygunun başlangıç noktası, bencilliktir.

* * *

Para biriktirmekle zengin olunamaz. Para kazanmakla zengin olunur. Para kazanan, iyi harcasa da bu onun zenginleşmesine engel olmaz. Biriktirerek zengin olmaya çalışan, hiçbir zaman tıpkı bir zengin gibi servet sahibi sayılamaz. Çünkü onun parası keyfi harcanamayacak ölçüde kıymetlidir. Zenginlik, para sahibi olmakla değil, parayı doğru düzgün harcayabilmekle alakalı bir durumdur. Para, varlığını ancak harcanabilirliği ile ifade eder. Dolayısıyla para harcamanın belirgin bir mantığının olması gerekir. Çok büyük servet sahibi olan bir insan, eğer ki parasını harcamıyorsa, fakir birinden farksızdır. Çok parası olup da bunu israf eden ise, aslında fakir insandan bile daha kötüdür. Çünkü o, sahip olduğu gücü çok kolay elde ettiği için kıymetini bilmemektedir. Böyle bir insanın her türlü hırsızlık ve de sahtekârlığından bahsedilebilir. Fakir insan en azından dürüsttür. Para asla kolay kazanılmaz. Kolay para kazanan dahi, o seviyeye ulaşabilmek için çok büyük emek harcamıştır. Sonuç itibari ile paranın kıymetini çok fazla bilen de hiç bilmeyen de aslında benzer akılsızlıklar içerisindedir. Bu iki karakter olaya farklı açılardan baksalar da, ikisi de aslında paranın ne manaya geldiğini ve ne şekilde harcanması gerektiğini bir türlü tam anlamı ile kavrayamamış olanlardır.

* * *

Gerçek, tâbi olunması gerekendir. Ancak ona bağımlı bir hayat düzeni içerisinde olabilen bir insan, hayatın tehlikelerinden uzak kalarak var olabilir. Çünkü gerçeğe inanmayan, yalana bağımlı olmak zorundadır. Zira bir insan illa ki bir şeylere aitleşmelidir. Bu, onun akıl sahibi bir varlık olduğunun bir göstergesidir. Yalana bağımlı olmak, aslında apaçık bir sapıklık halidir. Çünkü yalan, hayatı tam manası ile ifade edemez. Ve tam manası ile düzgün bir şekilde tanımlayamaz. Yalanın koyduğu kurallar, insanı akıllı ve mantıklı yapmaz. Gerçek olana bağımlı olmayan, içine düşmek zorunda kaldığı yalan ile hep eksik ve aciz bir insan olmak durumundadır. Gerçek, zor olandır. Ona inanmak için öncelikle bağlanmak gerekir. Gerçeğe bağlanan, onun gibi düzgün, dürüst ve üstün olmak isteyendir. Çünkü aslında o, sapıklık halini kendine yakıştırmayandır. Gerçeğe bağımlı olan, onun koyduğu kurallara uymak zorundadır. Ve aslında bunu zorunlu olduğu için değil, en çok buna inandığı için yapabilir. Gerçeğin ötesinde bir şey yoktur. Var olduğunu zannedenler, sınırı aşanlardır. Onlar aslında gerçeğin farkına varamadıkları için, onu geçer ve onun sonrasında da onu aramaya kalkarlar. Bu da aslında onları sapkın yapar. Gerçek, hayatın içerisindeki dengedir. İnsanların aşırı gitmelerine engel olur. Gerçeğin ötesinde var olan sapkınlık, bir şeylere gereğinden fazla ilgi ya da bağımlılık duymak demektir.

A.Mehmet Arslan

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız