Nereye Doğru Gidiyorum?

0
912

Yolumuzda ilerlemek şartıyla bir on yıl sonrasını görebiliyor olsak, herhalde hayatlarımızı daha ciddiye alabilirdik. Bu, hazırlanmakta olduğumuz sınavı kazanma konusundaki ciddiyetimiz ve istediğimiz sonucu almamız anlamına geliyor. Şimdi şu hikâyeye bir kulak verelim:

Adamın biri, Niagara Şelalesi üzerindeki akarsuyun kenarında küçük bir sandalın içinde oturuyordu. Rüzgâr esiyordu, suyun dalgalanacak hali yoktu ve güneş, bulutsuz bir gökyüzünde ışıldıyordu. Adam sandalını az önce nehrin yatağından almış ve kıyıdan birkaç metre uzaklaşmıştı. Onun endişe duymasına neden olacak hiçbir şey yoktu ilk başlarda. Sonra balık tutmak için oltasını suya salladı ve oltası suda gezinirken, o da hayal âleminde gezinmeye başladı. O sırada sandal da yavaşça hareket ediyordu. Su oldukça sakin olduğundan adam pek önemsemedi, ta ki geri dönülmez bir yöne doğru gittiğini fark edinceye kadar.

Adam ise hâlâ tutacağı balıkları düşünüyordu. O günün hayalini bir hafta önceden kurmaya başlamıştı. Kayığın hareket etmesini engellemek için ne yapılabileceğini düşünmek üzere bir hayli vakti vardı. Bu yüzden de hiç sıkıntıya girmeden avlanmaya ve hayaller kurmaya devam ediyordu.

Bir anda düşünmeyi bıraktı ve bulunduğu ortama geri dönüp gelen sesin kaynağını anlamaya çalıştı. Sesin geldiği yer görülmüyordu ama uzaktan geldiği belliydi. Ses çok kısa bir zamanda kulağı hırpalayacak seviyeye gelmiş, oldukça rahatsız eder olmuştu.

Dikkatini çeken bir diğer olay ise sandalına artık hakim olamadığı ve onun, hızına karşı konulmaz bir şekilde ilerlemesiydi. Etrafına biraz bakındıktan sonra nehir yatağının geriye doğru çekilmiş olduğunu gördü. Tek kürekle sandalını kıyıya doğru götürmeye çalıştı.

Bütün bu olanlara anlam vermeye çalışıyordu. O denli huzurluyken, sükûnet ve güven dolu bir ortamdan, birdenbire kavramakta ve kontrol etmekte zorlandığı bir ortamın türbülansına girmişti.

O an, her şeyin farkına vardı, olayın ne kadar ciddi olduğunun da… Gök gürültüsünü andıran sesler, artan köpükler, havada dönerek yükselen su damlacıklarının oluşturduğu sis ve sandalının kontrol edilemeyen hareketi, içinde bulunduğu korkunç durumu kanıtlıyordu: Niagara Şelalesi’nin akıntısına kapılmış ve sürüne sürüne şelalenin ucuna dek gelmişti.

O âna kadar olanlar gözlerinin önünden geçmeye başladı. Aslında sürüklenme ihtimalinin olduğunu göz önünde bulundurup avlanmaya çıkmadan önce birtakım önlemleri almış olsaydı, sandalına motor taktırsaydı bütün bunlar başına gelmeyecekti. Bir anda tüm olanları baştan düşünmeye başladı. Keşke daha tedbirli olsaydı…

karar vermek

Kısa süre içinde, bir felakete yakalanan bu sandalın haberi halka ulaşmıştı. Nehrin etrafında, olayı görebilmek için gelen insanlar toplanmıştı. Ne olacağını önceden bilen bu insanların yardım etmek için orada toplanmış oldukları anlaşılıyordu ama bu ümitsiz insanı kurtarmak için yapacakları herhangi bir girişim, kendi güvenliklerini tehlikeye atmaları anlamına gelecekti. Bazıları nehre ip ya da ağaç dalları atarak birkaç ümitsiz hamle yaptılar. Çoğunluğu ise, aslında hiç olmaması gereken bir felakete birazdan şahit olacakları için afallamış bir halde beklemeye başladılar.

Adam çok geçmeden hayatının sonuna geldiğini anladı. Her şey ihmalkârlığı yüzünden olmuştu ve kimseyi suçlayamıyordu. Bu çok acı bir duyguydu. Küçücük bir zaman ayırıp gereken şeye önem vermemesi sonucu kendi cezasını çekecekti, hem de çok ağır bir şekilde. Kendi hatasının kurbanı olmuştu.

Son kez, yaşamak için ikinci bir hakkı olsa neler yapabileceğini düşündü… Düşünceler binlerce yükseklikten büyük bir güçle akan su gibi beynini kemirmeye başlamıştı.

Yaşamak için ikinci bir fırsatı olsaydı, başına gelebilecek olan bu felaketin önlemini önceden alırdı. Olabilecek kötü ihtimalleri düşünüp bunlara yakalanmamak için elinden geleni yapardı…

Sahip olduğu yeteneklere, karşısına çıkan fırsatlara, elindeki imkânlara ve zamanına daha fazla değer verirdi. Odaklanması ve çok vakit ayırması gereken işlerin önüne geçebilecek tembelliğe bir son verir, kendini kontrol altına alırdı.

Ne yazık ki, tüm bunları gerçekleştirebilecek zamanı artık kalmamıştı.

 

kaynak: www.gencgelisim.com

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız