KARAR VERMEK YA DA VERMEMEK, İŞTE BÜTÜN MESELE BU!
Seanslarda en çok karşılaştığım konu karar verememekten ziyade kararların alınıp uygulanamaması. ” Ben karar veriyorum ama bir türlü uygulayamıyorum ” ya da ” aldığım kararları uygulamaya başlıyorum ama çok çabuk vazgeçiyorum ” bu cümleler en çok duyduğum cümleler. Aslında sorun kararın uygulanamaması değil kişinin kara aldığını sanması. Belki siz de pek çok kez bunu yaşamış olabilirsiniz. Kararlar aldığınızı sanıp, aldığınız kararı uygulayamamışsınızdır. Ve bunu bir kaç kez tekrarladıktan sonra de ” ben hep kararlar alıyorum ama uygulayamıyıorum ” demişsinizdir.
Gerçek anlamda karar almak nedir? Gerçekten karar alıp-almadığımızı nereden anlayacağız?
Öncelikle bir şeyin kararını almayı istemek, o kararın getireceği sonucu arzuyla, tutkuyla istemek gerekir.
Kararınızı uyguladığınızda alacağınız bir sonuç, bir değişim vardır ve bunu hayal ettiğinizde fizyolojinizde bir değişiklik yaşarsınız. Gözlerinizi kapatıp zihninizde o son noktaya kadar gidip, bedeninizdeki değişikliği hissedemiyorsanız henüz karar almamışsınız demektir. Sadece bilinç seviyesinde bu kararın doğruluğunu onaylamışsınızdır. Bilinçaltınınız mantıklı açıklamaları anlamaz. Örneğin zayıflamanın sağlığınız için doğru bir karar olduğunu bilir ve bu kararı alırsınız. Ya da bir kişiyi hayatınızdan çıkarmanın geleceğiniz için iyi olacağını bilirsiniz ve bunun için karar alırsınız. Bunlar mantıkla aldığınız kararlardır, burada bilinçaltınızla hiç bir iş birliği içine girmemişsinizdir. Bu yüzdende kararlarınızı ya uygulamaya koyamazsınız ya da başlayıp geri dönersiniz. Sonrada ” ben böyleyim, yapamıyorum deyip” vaz geçersiniz.
Bir karar almak, hayatınıza yeni bir şey sokmak ya da mevcut olan bir şeyi çıkarmak anlamına gelir. Bilinçaltımızda yeniliklere ve değişikliklere karşı direnç gösterir. Çünkü alışkanlıkları tekrarlamak, düzeni sağlamak ve bildiğini yapmak onun işidir. Niyeti bizi korumak ve verdiğimiz talimatları yerine getirmektir. Bilinçaltıyla iletişim kurmak, onunla iş birliği yapmak istiyorsanız hayal gücünüzü kullanmanız gerekir. Zihin gözünüzle görmeniz, duyguları yaşamanız bilinçaltınıza mantıklı konuşmalardan çok daha fazla hitab edecektir.
Gerçekten karar aldığınızı anlamak için kararınızı yüksek sesle tekrarlayın. Ne hissediyorsunuz? Rahatlıkla söyleyebiliyor musunuz? Ses tonunuz nasıl? (titrek ve çekingen mi- yoksa net ve tok mu? )
Ayağa kalkın ve tekrar kararınızı söyleyin, ya da bir yakınınıza söyleyin. Bunları yaparken ne hissediyorsunuz? Bedeninizde neler oluyor?
Gerçekten karar almışsanız tüm kaslarınız, hatta tüm hücreleriniz mesajı almış olmalı ve siz bunu hisedebilirsiniz. Eğer bunları denedikten sonra tüm benliğinizle karar almadığınızı anlarsanız, bir adım geri çekilip tekrar zihinsel egzersizleri yapınız. Artık biliyorsunuz ki ” zihnin gidemediği yere, gerçek hayatta gidebilmek mümkün değil” . SHAKESPEARE ‘in dediği gibi ” eğer zihin hazırsa her şey hazırdır” .Kararımızı önce zihinde, sonra bedenimizde yaşıyoruz ve sonrada gerçek hayatımızda.
Herkese iyi egzersizler, sevgiler..
Yazan: Arzu Bıyıklıoğlu