Gerçekle Sanal Arasındaki İnce Çizgi

0
973

Günümüzde bilişim teknolojileri hızla ilerlemekte. Bu teknolojilerde iletişim aracı olarak kullanılan internet teknolojisi de bu hızdan etkilenerek ilerleyen teknolojiler arasında.Boş zaman diye tabir edilen anlar, bilgisayar başında…

 

 

 

 

 Yazar : Erol AFŞİN
eafsin@hotmail.com

Her şeyin ilacı olduğu gibi zehiri de vardır. Amaçları dışında kullanıldığında internet teknolojisinin tam bir toplumsal felakete dönüşmesi olağandır!

Günümüzde bilişim teknolojileri hızla ilerlemekte. Bu teknolojilerde iletişim aracı olarak kullanılan internet teknolojisi de bu hızdan etkilenerek ilerleyen teknolojiler arasında.
Boş zaman diye tabir edilen anlar, bilgisayar başında ve internet başında oyun oynanarak, sohbet sayfalarında birçok kişiyle sohbet edilerek değerlendirilmeye çalışılıyor. Ancak bunların bize pek fazla bir faydası olmadığını da unutmamak gerek. Bize ve düşüncelerimize yararı olmayan, bilgimize ve kültürümüze bir şey katmayan konuşmalar bizler için zaman kaybından ibarettir.
Özellikle genç nesil üzerinde büyük ilgi gören internet teknolojisini kullanmakta ölçüler kaçırıldığı vakit, gerçekle sanal arasındaki farkı da unutmaya eğilimli hale geliyoruz. Bu da toplumdan soğumamıza ve kendimizi ifade etme konusunda aciz kalmamıza neden oluyor. Bunun akabinde, toplum içerisindeki sorumluluklarımızı unutmaya yüz tutuyoruz.
İnternet teknolojisinin faydalarından kısaca bahsetmek gerekirse, haberleri okuyabiliyoruz, yeni yayınları takip edebiliyoruz, sınav sonuçlarımızı öğrenebiliyoruz, sınav tercihlerimizi buradan gerçekleştirebiliyoruz, insanlarla e-posta yolu ile sağlıklı iletişim kurabiliyoruz. Birçok araştırmamızda yardımcı olmakta aynı zamanda. Daha sayamadığımız yüzlerce faydası var. Ancak her şeyin ilacı olduğu gibi zehiri de vardır. Amaçları dışında kullanıldığında internet teknolojisinin tam bir toplumsal felakete dönüşmesi olağandır!
17 Temmuz'da okuduğum bir haber, vurgulamak istediğim konuyu tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor: "İspanya'nın Katalonya bölgesinde, oyun konsolunda oynarken oyunu kaybetmesine neden olduğu için 11 aylık bebeği öldüren gence 18 yıl hapis cezası verildi. Tarragona kentindeki mahkeme, 19 yaşındaki Dominik Cumhuriyeti vatandaşı Luigi Duman Guzman'ın, 1 Eylül 2007'de, eline dokunarak bilgisayar oyununu kaybetmesine neden olduğu için başına ve midesine vurduğu 11 aylık bebeğin ölümüne sebep olduğuna karar verdi. Mahkeme, Guzman'ın bebeğe vurduktan sonra çocukla ilgilenmediğini, oyununa devam ettiğini bildirdi ve tıbbi yardım almış olması halinde bebeğin kurtulabileceğini belirtti."
Bu oyun bilgisayar üzerinde oynanmasa bile, bilgisayar başında oyun oynayarak; hayatlarına bir şekilde veda eden insanların olduğunu görüyoruz. Yine interneti kullanarak birbirlerini dolandıranlar ve bunu gerçeğe taşıyarak kavga eden insanlar var. Eğer irademizin dizginlerini elimize almadığımız takdirde ipler kopuyor ve tekrar düzeltmeye ne zaman ne de imkân kalıyor.
Gerçek Hedefler,
Gerçek Dünyada Gerçekleştirilir
Sürekli sanal dünyayla yatıp kalkan insanlar, her şeyi sanaldan ibaret zannedecektir. Sanalda bir hata yapsa da önemli değil, zaten geri alabiliyorsunuz! Oysa gerçek hayatta yapılan bir hatanın tam anlamıyla telafi edilmesi mümkün değildir. İnsanın bilinçaltına yerleşen bu tehlikeli düşünce, insanı yanlış yönlere sevk edebilir. Özellikle genç neslin bu konuda daha titiz olması gerekir. Gerçek ile sanalın birbirine karıştırılması durumunda kişilik çatışmaları çıkabilir. Bu da psikolojik sorunları beraberinde getirecektir.
Ebeveynlerin ve eğitim ordusunun bu konuda çocukları ve gençleri sıkmadan bilinçlendirmeleri gerekir. Daha kontrollü ve daha akıllıca adım atmak için hedefimizi görmemiz şart. Hedefimizi görebilmek için de iyi rehberler gerek. Bu konuda özverili bir şekilde büyüklere görev düşüyor.
Sanal âlem; düşünme ve duygu gibi özellikleri olmadığından, ister istemez birçok insana zarar verebilmektedir. Her şeyi kuralına göre kullandığımız takdirde, o teknolojiden faydalanacak ve daha iyi noktalara ulaşabileceğiz. Kurallar dışına çıktığımızda felaket rüzgârları esecektir. Olumsuzlukları düşünmek ve dile getirmek karamsarlık değildir; şayet önlem alınmazsa işte bu karamsarlığın ta kendisidir. Sanal âlem, ucu bucağı ve belli bir amacı olmayan hayali bir alandır. Bu alanda kişiliğimizi ve hedeflerimizi kaybetmemek dileğiyle…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız