Hayatın geri yükleme tuşu yok. Bunu bilerek yaşamak gerek. Aksi takdirde herkes benim kadar anlayışlı olmayabilir. Keşke kelimesini sadece bir kere kullanacağınız güzel günler dileğiyle…"Küçük bir kasabada çalışıyordu. Eczacılık fakültesini bitirmiş…
Yazar : Hakan Bİrol
hakanbirol@hotmail.com
Hayatın geri yükleme tuşu yok. Bunu bilerek yaşamak gerek. Aksi takdirde herkes benim kadar anlayışlı olmayabilir. Keşke kelimesini sadece bir kere kullanacağınız güzel günler dileğiyle…"
Küçük bir kasabada çalışıyordu. Eczacılık fakültesini bitirmiş, ardından bir eczane açmıştı. Genç olmasına rağmen şeker hastalığına yakalanmış ve ömrünün geri kalanını bu hastalık ile geçirmek zorundaydı. Ama o, bu hastalığa da alışmıştı. Sonuçta yaşam devam ediyordu ve hayata küsmenin bir anlamı yoktu.
Hayatın tüm hızıyla devam ettiği bir sabah yine eczanesini açmak için yola çıktı. Kuşların cıvıltısı, ağaçların yemyeşil yaprakları ve masmavi gökteki pamuk misali bulutlar ona ayrı bir mutluluk veriyordu. Yolda onu görenler bu hayat dolu insana belki deli diyebilirdi. Çünkü kuşlara, bulutlara ve gökyüzüne selam veriyordu ve çevresindeki insanlar bu tip davranışları kaldıracak düzeyde değildi. Ama o kimseye aldırmadan yoluna devam etti.
Yarım saatlik bir yürüyüşün ardından eczanesine geldi. İşleri genellikle iyi giderdi. Maddi açıdan pek problem yaşamıyordu. Hastanede muayeneler başladıktan sonra müşteriler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Reçeteler okunuyor, kupürler kesiliyor ve gerekli ilaçlar hastalara geçmiş olsun dilekleri ile veriliyordu. Bir ara bilgisayardan bir ilacın fiyatına bakarken bir terslik olmuş, bilgisayar kilitlenmişti. Makineyi tekrar kapayıp açtı. Fakat bilgisayar hiç durmadan hata veriyor, bir türlü sağlıklı işlem yapılamıyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Bir yandan kalabalık müşteri kitlesi, bir yandan bilgisayarın problemi onda aşırı bir stres yapmıştı. Fakülte yıllarındaki hayatı hep kitaplar arasında geçtiğinden teknoloji ile ilgilenmeye vakit bulamamıştı. Bu yüzden eczaneye aldığı bilgisayarları da bir bilgisayarcıya kurdurtmuştu. Kendisi bu bilgisayar denilen teknolojik aygıtı sürekli öğrenmek istemiş ama bir türlü başaramamıştı. Ne yazık ki hayatına kolaylık getiren bu makine şimdi başına bela olmuştu. Tamirden de anlamadığı için bütün vücudunu stres sarmış, kan şekeri bile yükselmişti. Bütün bu olanlar karşısında eczanede çalışan eleman derhal bir bilgisayarcı bulup eczaneye getirdi.
Bilgisayar teknisyeni eczaneye geldiğinde sabahleyin morali tavan yapan eczacımızın yüzünde ufacık bir tebessüm bile kalmamıştı. Dilinden "Bütün işlerim aksadı. Böyle bilgisayar olmaz olsun…" gibi olumsuz ifadeler dolu cümleler dökülüyordu sürekli. Teknisyen eczacının yanına yaklaşarak; "Bilgisayarın nesi var?" diye sordu. Eczacı ona ters ters bakarak; "Ne bileyim nesi var! Aptal makine durduk yere arızalandı. Zaten bunu hep yapıyor. Bıktım bu bilgisayardan. Bütün işlerim yarım kaldı. Şekerim tavan yaptı. Of offf!" diye söylendi.
Teknisyen ona bu soruyu sorduğuna bin pişman olsa da gülümseyerek işini yapmaya devam etti. Bilgisayarı açtı ve sorunun ne olduğunu anlamaya çalıştı. Bilgisayar internete girmiyordu, ayrıca hard diskin içine çeşitli virüsler bulaşmıştı. Çözüm olarak ilk önce çeşitli virüs programları ile bilgisayarın içindeki kötü yazılımları silmeye çalıştı. Uzun bir uğraştan sonra birkaç kötü yazılım temizlenmişti. Ama bu yetersizdi. Hard diskin içindeki diğer kötü yazılımlar bilgisayarın internete girmesine ve işlem yapmasına engel oluyordu. Birkaç temizleme yolu daha denedikten sonra kesin ve etkili son çözüm yolunu kullanmak zorunda kaldı.
Keşke Dememek İçin…
İlk önce eczacıdan o gün içinde bilgisayarına önemli bir kayıt işlemi yapıp yapmadığını sordu. Bu bilgisayarın arıza verdiği tarihi öğrendikten sonra "Sistem Geri Yüklemesi" işlemini gerçekleştirdi. Bilgisayarı bir gün öncesine yani bu olayın gerçekleşmesinden yirmi dört saat önceki işletim sisteminin tarihine aktardı. Geri yükleme işlemi başarı ile tamamlandıktan sonra ortada herhangi bir problem kalmamıştı. Teknisyen, bilgisayarın problemini çözdüğünü söyleyince eczacı çok sevindi. Hemen bilgisayarın başına geçerek çok sık kullandığı birkaç programı açarak bir deneme yaptı. Bilgisayar gerçekten de eski performansına kavuşmuştu. Morali sabahkinden daha iyiydi. Kan şekeri dâhil her şey normale dönmüştü şimdi.
Bilgisayarın sorununu çözen teknisyene "Borcumuz ne kadar?" diye sordu. Teknisyen ise ona çok anlamlı bir cevap verdi: "Beyefendi, bilgisayarınızda büyük bir problem yok. Terimsel ifadelerle kafanızı karıştırmak da istemiyorum. Bilgisayarınızı sadece bir gün öncesindeki sistem tarihine geri yükleyerek eski haline döndürdüm. Sizden bir ücret talep etmiyorum. Ama bilmenizi istediğim bir şey var; buraya geldiğimdeki ilk halinize düşünüyorum ve bir de şimdiki halinize bakıyorum da iki aynı kişi arasında onlarca fark var. Bunun yanında buraya geldiğimde bana karşı olan davranışlarınızla şimdiki arasındaki farkları da söylememe gerek yok. Sizden ricam şudur: Hayatın geri yükleme tuşu yok. Bunu bilerek yaşamak gerek. Aksi takdirde herkes benim kadar anlayışlı olmayabilir. Ters cevaplarınıza karşılık ters davranışlar aldığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Keşke kelimesini sadece bir kere kullanacağınız güzel günler dileğiyle…"