Yüzler ve İzler
Hilmi Yavuz
Aşina Kitaplar-2006
YÜZLER VE İZLER
Tandırdan yeni çıkmış, enfes kokan ramazan pidesi oruçlu bir insan için neyse; iyi bir okur için matbaadan yeni çıkmış, henüz mürekkep kokan bir kitap da bence aynı şeydir. Hele bu kitap, bir yazarın yakın çevresindeki zamandaşlarını anlatan, her iyi okurun dolu dizgin takip ettiği aşina yüzlerden izler taşıyan türden portre denemeleriyse, tatlı bir seyahatin bileti elimizdedir demektir.
Kitap, kitaplar ve kitap okuma konusunda pek çok yazar bir şeyler söylemiş ve yazmıştır. Kitaplarla ilgili aforizmaları, zamanı gelince kullanırım deyip bir kenara kaydetmeyen veya okuduğu kitapta bunların altını çizmeyen has kitap okuru yok gibidir.
Harika bir buluş olan kitap hadisesini, dünyanın yedi harikasının üstünde biricik olarak gören Özbek düşünürü Azad Şerafeddinov kitaplarından birisine Birinci Mucize adını uygun görür. Çünkü kendisi de iflah olmaz bir sevdalıdır. Bizde de Cemil Meriç’in kitaplarla olan mecnunane muaşakasını bilmeyen yoktur. Bir vapur seyahatinde okuyamayan bir insanı karşısında gören Stefan Zweig’in yaptığı empati kanını dondurur. Değil basılmış kitaba, ete kemiğe bürünmemiş henüz oluşum aşamasındaki el yazmalara sahip olmak isteyen biri için kitapsız bir dünyanın varlığı ürkütücü gelmiştir.
Kitap hadisesine bu kadar değer atfedilirken, onu kaleme alan yazarın ilgi görmemesi düşünülemez. Bu noktada yazarla ilgili ayrıntılarla dolu günlükler, otobiyografiler ve hatıralar, has okura; yazarın eserlerini anlamlandırması için mutlaka bulunması ve okunması gereken şifa muskaları gibidir.
Batılı yazarlar, çokça yazdıkları bu tür eserlerle kendi okurlarını oldukça sevindirirler. Mesela sadece mektuplarından yola çıkılarak yazılmış enfes bir Çehov biyografisi okursunuz da, ne çare ki sadece gıpta edersiniz. Genelin ötesinde, özelde yazarlarımız bile kendi dünyalarını bize aktarma konusunda oldukça ketum davranırlar. Bizde yazma psikolojini incelemek isteyen bir araştırmacı veya genç bir yazar adayı, maalesef zengin bir kaynaktan mahrumdur.
Üniversitede okurken Yeni edebiyat hocamız hemen daima Yusuf Ziya’nın Portreler’ini sanki eski bir sandıktan çıkarıp getiriyormuş gibi getirirdi sınıfa. Hatıra yoğunluklu o portreler oldukça hoşumuza giderdi. Yıllar geçti bulup kütüphanemin has rafına koymak için o kitabı. Zaten az yazılan bu tür kitapların bir de tekrar basılmaması kültür hayatımız adına ne yürek acıtıcı bir durumdur.
Hilmi Yavuz, portre denemelerini topladığı son kitabı Yüzler ve İzler’in girişinde, bu türden kitapların kesretten kinaye sıradağlar gibi çokluğundan bahsetse de iki elin parmaklarını geçmez bunlar. Eski paralar gibi tedavülden kalkmış bu tadımlık kitapları ancak, sayıları inadına azalmış sahaflardan bulabilmek mümkün. Yıpranmış ciltleri, sararmış yapraklarıyla sarılira toplar gibi yıllar devamında bu eserleri toplama sabrını göstermek ve tabii sermaye ayırmak lüzumdan öte elzemdir.
Denemeci Hilmi Yavuz’u yakın takibe almış olanlar, Yüzler ve İzler’deki portrelerin bir kısmını önceki kitaplarında okumuş olsalar da, yenileriyle birlikte tamamının bir arada yayımlanmış olması hiç kuşkusuz onları bahtiyar etmiştir.
47 Portrenin yer aldığı bu yazılarda yazarımız kantarın topuzunu kaçırmadan, kendi ifadesiyle “tanıdıklarıma karşı gereğinde kırmadan müstehzi, örselemeden acımasız, edebince doğrucu olabilme olanaklarını deneyerek” usta işi bir iş çıkarmış.
Hilmi Yavuz’un portreleri içinde ona göre ölümsüzlüğü sırtlayıp gidenler olduğu gibi; kurusıkı cüceler de fotoğraflanmıştır. Hilmi Yavuz; Fazıl Hüsnü’den Attila İlhan’a, Behçet Necatigil’den Cemil Meriç’e, Cemal Süreya’dan Yağmur Atsız’a pek çok edebiyatçıyı maske takmadan hassas terazisinden geçirerek sunuyor okura. Her portre için olmasa da çizilmiş olan karikatürler kitaba görsel bir zenginlik katmış.
Tandırdan yeni çıkmış, enfes kokan ramazan pidesi oruçlu bir insan için neyse; iyi bir okur için matbaadan yeni çıkmış, henüz mürekkep kokan bir kitap da bence aynı şeydir. Hele bu; her iyi okurun dolu dizgin takip ettiği aşina yüzlerden izler taşıyan türden portre denemeleriyse, zevkli bir seyahatin bileti elinizdedir demektir. Hadi iyi yolculuklar.