Ben nedense tüm özel günlerin dışında, doğum günlerinin bizim için en özel olduğunu düşünüyorum. Belki de dünyada , sadece bize ait olan tek şey, doğum günlerimiz. Başka birisinin benimdir diyemeyeceği ve de kutlayamayacağı gün. Dünyada yaşadığımız yıl sayısınî bize hatırlatan. Her sene geldiğinde ,” bu sene neler yaptım? “, diye düşünmemizi sağlayan özel bir gün. Geçin yeni yılları, sevgililer, anneler , babalar…… v.s. günü gibi günleri. Bu gün tek sizin. Onu kutlamak da sizin hakkınız, hatırlamamak da.
Ruhumuzun dünyaya gelmeyi seçtiği gün. Eğitimlerimizin başlamasını kabul edip, dünyaya düştüğümüz gün. Herşeye hazır olduğumuzu zannettiğimiz. Dünya yılı ile kaç sene dayanacağımızı bilemediğimiz.
Seve seve kutlayın. Mutlu olun doğduğunuza. Kendi hayat amacımızı bulmak için geliyoruz dünyaya. Ama ayni zamanda başkalarının senaryolarını gerçekleştirmeleri için de roller alıyoruz. Özellikle ruhlarımızın diğer yarılarını arıyoruz. Belki de tek amacımız budur aslında. Ruh eşimizi bulmak. Hayat zıtlıklardan oluşan bir bütün. Bizlerde tek kadın ve tek erkek yaşayarak tamamlayamıyoruz hayatımızı. Hepimizin bir tamamlayıcı eşe, gerçek sevgiye, eş ruha ihtiyacı var. Onu arıyoruzdur. Onu bulmak için, nice hayatlara girip çıkıyoruz. Bedenler deniyoruz, ruhlar arıyoruz. Kalbimizle değil, beden gözümüzle seçiyoruz. Düşünmeden yıllar, hayatlar, bedenler, aşklar sevdalar harcıyoruz.
Harcanmışlıklarımız çok olmadan, bedenimize değil de ruhumuza dokunan sevdalar bulalım. Eş ruhlarımızın, sevişirken bizi titrettiği hayatlarımız olsun.
Gerçek sevdalar denizinde sonsuz bir gezinti yapmak dururken, aşkın sığ sularında zaman öldürmeyelim. Gerçek eşimizi ararken kalp gözümüzü kullanalım. Gerçek eşlerimizi ararken, bu hayattan gelip geçmemize yarayan bedenlerin bize emanet olduğunu hatırlayalım. Herkesin bir eşi var unutmayın. Gerçek eşlerinizi bulduğunuz günler diliyorum.
*
Nazime Önder
www.gencgelisimc.om
