Sakın ona sormadan içeri girip tezgahtarla konuşmaya başlamayın. Ona sorun ve onayını alın.
Veya doğum gününüzde arkadaşlarınızla bir organizasyon planlıyorsunuz. Onayını almadan hiçbir organizasyona girişmeyin.
Kendisini değerli hissetmesini sağlayın.
Zaten öyle değil mi ?
Sorumluluk almak önemlidir. Mutluluğunuz ve yaşam hedefleriniz de buna bağlıdır. Davranışlarınızın sonuçlarından onu suçlamayın.
İnsan olgunlaştıkça kendi görev ve sorumluluklarını kavrar ve ona göre davranır. Ancak bu sorumlulukların kimisi başkalarına karşıdır.
Ütü yapmak kadın işi değildir. Tıpkı para kazanmanın erkek işi olmadığı gibi!
Paylaşılan görevleri yerine getirmek ise kişinin kendi sorumluluğudur.
Kadının doğasında, biriyle beraberken bir başkası ile beraber olma düşüncesi yoktur.
Böyle kadınlar varsa bile sayıları oldukça azdır. Genelde birlikte olma sürecinde sadıktırlar. Kendileri için duyulan endişe, kıskançlık ve tutsaklık, kadını olumsuz etkiler.
Ona güvenin. Bu huzura gidilen yol demektir.
“Erkek, sevdiği kadını sahiplendiği için kıskanır, normaldir” düşüncesine pek itibar etmeyin. Kıskançlık sevmek ve sahiplenmekten değil, kaybetme korkusu ve güven eksikliğinden kaynaklanır.
Her zaman ve her durumda hem de!
Yoksa baştan kaybedersiniz…
Her zaman öncelik sizin işiniz, sizin dostlarınız, sizin planlarınız ve sizin zevklerinizde ise dikkat !..
Bu durum onu zaman içinde huzursuz etmeye başlayacaktır. Acaba….. lar artacaktır.Ve ilişkiyi ciddi olarak sorgulamaya başlayacaktır.
“İdeal erkek” hiçbir zaman “ ben merkezli “ olmaz unutmayın.
Kendi fikirlerinizi söyleyin, yeri geldiğinde savunun, kabul ettirmek için çabalayın… Ama asla “önce ben” demeyin…
Dokunma algılayıcıları vücudun her yerinde olduğu için sevilen insanın bir yerine dokunmak sevgiyi iletmede yeterli olacaktır.
Sevgi dokunmaktır, dokunduğunuzda sevginizi hissettirmek ise aranızdaki iletişim…
İçten ve sevgi dolu bir kucaklama kelimelerin kifayetsiz olduğu noktada sizi ifade edecektir.
Gerçek sevginin iyileştirici ve özgürleştirici olduğunu bilin ve ondan korkmayın.
Sevginizi onunla ve sevdiklerinizle özgürce paylaşın. “Seni seviyorum” demekten korkmayın. Üstelik bunu müsait olan ( abes kaçmayan ) her yerde ve ortamda çekinmeden söyleyin. Onu çok mutlu ettiğinizi göreceksiniz.
Ufacık kağıtlara notlar halinde sevgi sözcükleri yazın ve her yere koyun.
Soğuk bir kış günü kabanının cebinden çıkan “Sakın üşütme, seni seviyorum” veya bir Pazar sabahı buzdolabının kapısını yöneldiğinde “iyi bir kahvaltı hazırla kendine, güçsüz kalmanı istemiyorum” veya sabah elini çalar saate uzattığında “günaydın aşkım, aydınlık bir gün yaşa” yazılı bir not hangi kadının kendisini mutlu ve sımsıcak hissetmesine yol açmaz?
Ve de bu güzel sıcaklığı kendisine hissettiren erkeğin “ideal” olduğunu düşünmesine?
Gonca Güvenir
www.gencgelisim.com
