Değerli okurlarım!
Cehaletin, fanatizmin hakim olduğu bir kafa ve o kafadan oluşan toplumlarda ne sevgi, ne aşk, nede erotizm başat olup sağlıklı bir toplum oluşmuyor, oluşamıyor..
O zaman yüce halkımız ne yapıp edip bu cehalet denen kara beladan kurtulmak zorundadır.
Bunun da biricik yolu soran, sorgulayan, eleştiren, tartışan, işlevsel özelliği olan bir akılla mümkündür. Oysa ki biz pederşahi gelenekten gelen bir tarihin çocuklarıyız..
Altyapımız, şeyh-mürit ilişkisi içinde oluşmuş..
Yani çoban sürü ilişkisi..
Güdülen ve güden.
Oysa aşk özgür ortamlarda boy verip dal budak salar büyür ve yaşar…
Dünde dedim, bugünde ısrar ve inatla diyorum ki, aşk olmadan sevişmek, çiğ et yemek gibi bir şeydir.
Yenemez mi?
Tabi ki yenir.
Doyulmaz mı? Elbette doyulur.
Ama bu insan usuna adeta bir hakarettir.
Diyelim ki Adana kebap yapılırken nasıl yapılıyor?
Önce et ve iç yağ uygun bir biçimde kıyılıyor. Daha sonra birçok baharatla yoğrulup istenen kıvama getiriliyor. Ustaca, kor halindeki közde, yeteri ve gereği gibi pişirip salatasıyla servis yapılıp yeniyor.
Tabir caiz ise, aşkla sevişmede aynen böyle bir şeydir.
Dediğim gibi önce sevdiğinle aranda sevgi ve saygıya dayalı bir aşk olacak. Çünkü aşk gözden kalbe hicrettir. Aşkla bakmak yürekle bakmak demektir. Ki gönülde aşk varsa, gözün gördüğü güzeldir. Bunları eşimizle, çocuklarımızla babamızla ve dedemizle rahatlıkla konuşmamız gerektiğine inanıyorum.
Oysaki son derce insani, imani, irfani, izani ve İSALM’i olan bu herkesi ilgilendiren başat konuyu yani AŞK Konusunu bazıları; ayıpmış gibi görüp üzerinde gereği gibi düşündürüp konuşturmuyorlar…
Oysaki hiç kimse aşkı ayıplayamaz!
Çünkü o Allah’ın tüm Dünya İnsanlık Ailesi’ne ve tüm canlılara evrensel bir armağanıdır.
Yürekler Allah’a aittir.
Gönül ki Allah’ın evidir.
Aşk özgür akılların hakkıdır.
Kaprislerin, komplekslerin, kösnül duyguların ve çıkarların adı aşk olamaz.
Bir daha yazalım aşk işlevsel akılla bilgelikle yaşar.
O halde her çocuk, ailesi, çevresi ve devleti tarafından aşka hazırlanmalıdır.
Tıpkı yüzmeye, spora, her hangi bir mesleğe hazırlandığı gibi, aşka da hazırlanmalı…
Burada kızacak, kusura bakacak, alınacak, sitem ve isyan edecek hiçbir şey yok!..
Tüm aileler çocuklarına önce kendi aklını kendisi kullanmayı öğretmeli, bir gün aşk çıngısı yüreğine düşerse öyle apışıp kalmamalı, hasta durumlara düşmemelidir.
Bu kadar acı çeken, ölüp giden gençler ailelerinin ve toplumlarının sığ anlayışlarının birer kurbanı olmamalıdırlar.
Başa dönersek; Aşk dişil ve eril arasında bir tür elektriklenme olayıdır.
Beynin bir halden başka bir hale geçmesidir. Aşk çıngısı, bakışlardan, seslerden dokunmalardan beyne sıçrar sıçramaz en başta tıpkı şimşeklerin yeri göğü yaladığı gibi aşk da beynin içini aydınlatır..
İşte o zaman her şeyi ayan beyan görmeye, duymaya, anlamaya başlarız..
Hep duyarız ya aşk insanı güzelleştirir diye. Gerçekten de bu böyledir. Aşk yüreğe konduktan sonra, giyim, kuşam, dil, zaman, şu-bu herşey değişir.
Değişim hicrettir.
Hicretse, yapay olandan doğal olana coşkulu bir yolculuktur.
Göl olmaktan vaz geçip ırmak olmaya karar vermektir.
Yani büyük olana, denize, ummanlara doğru dolu-dizgin koşup akmaktır.
ATATÜRK KÖŞESİ
Yurtta Sulh Cihanda Sulh…
DÜŞÜN-TAŞIN
En büyük ibadet Sev(iş)mektir…
GÖNDERMELER
-Yaklaşan Altın Koza festivali münasebetiyle İstanbul Çırağan da gerçekleşen basın toplantısıyla Şehremini Hüseyin SÖZLÜ’nün karizmatik yöneticilik farkını, bir kez daha bütün Türkiye’de fark ettirdiğini duymayan var mı?
-ABD Adana Konsolosu John L.ESPİNOZA’nın kahve teklifini kibarca reteden Siyasi Parti İl Başkanının kim olduğunu biliyor musunuz?
-Adana Medya Gazetesi’ndeki AŞK temalı köşe yazılarımın kimleri neden rahatsız ettiğini biliyor musunuz?
-Yüksel Evsen’in Akdeniz Televizyonu’nu yepyeni yüzlerle ve ayrımsız tüm Adana’yı kucaklayan haber ve programlarla yeni yayın dönemine hazırladığını biliyor musunuz?
-Adana Sheraton Otelin açılışında Bakan Ömer Çelik Bey’in hangi seçilmişle arasına mesafe koyduğunu biliyor musunuz?
-Lokum FM, Cendere Programında konuşulanların kimleri sevindirip kimlerin uykularını delik deşik ettiğini biliyor musunuz?
-Adana Medya Dünyasının renkli siması Taner TALAŞ’ınİnstagram da paylaştığı ilginç, farklı marjinal resimleriyle ilgi topladığından haberiniz var mı?
– “Kim ki nefsine kapılır ve “ben lokomotifte değilim” diye bir ülkücünün başarısını kıskanır ya da başarısını engellemeye çalışır, ALLAH onu cehennemde yaksın.” Diyen Dr. Ferhat Yüksel’in temennisine AMİN demeyen var mı?
-Yüksel MERT olarak, tüm eleştirileri başımın üstünde kutsal metinler gibi taşıdığımı bilmeyen duymayan var mı?
-İnsanı, İnsana, insanla, insanda, insanca anlatan Kur’an-ı Kerim’in İnsanca Çevirisi’ nin baskı aşmasında olduğundan haberiniz var mı?
-İnşallah Eylül ayının 15’inde yayladan Adana’ya döneceğimi Ekim Ayının birinde de Adana Akdeniz Televizyonunda tekrar MERTÇE SÖYLEŞİ programlarına başlayacağımı biliyor musunuz?
*
Yüksel Mert