Çocuk daha 2.5 yaşından itibaren güçlü olma ve bağımsızlığını elde etme peşinde koşmaya başlar.
Çocuğun kurallara uyum sağlaması ve sosyalleşme sürecine girmesi de bu yaşlarda başlar. Altı yaşına kadar yoğun bir şekilde ev dışındaki insanlarla iletişim kurmaya ve dış dünyaya açılmaya çalışır.
Anne-baba ise, dış dünyadaki tehlikeleri hesaplayarak, çocuğu kendi dünyalarına ve çizdikleri sınırlara mahkûm ederler. Bu durum beraberinde çocukta öfkeye kapılma ve büyüklerinin “yapma” dediği her şeyi yapma eğilimi içerisine girmesine neden olur.
Çocuk ailenin ve evin duvarlarını yıkıp dışarı çıkamayacağı için, bu sınırları tamamen ortadan kaldıran internet, bilgisayar ve cep telefonuna sığınma yoluna seçer.
2-6 yaş aralığında, çocukların yetişkinlerden (anne-baba dahil) çok, kendi yaşıtları ile beraber olma isteği her geçen gün artarak devam eder.
Özellikle 2.5 yaş çocuğun “olumsuzluk” dönemi olarak da karşımıza çıkar. Bu dönemde çocuk, dengesiz, olumsuz, kararsız ve isyankar davranışlar gösterir. Büyüklerin sözünü dinlemez, hatta tersini yapar. Sıklıkla öfke nöbeti yaşar, çevreden yardım istemeden her şeyi kendi başına başarmayı amaçlar.
Ailelerin bu dönemdeki baskıcı, sınırlayıcı, yasaklayıcı ya da aşırı serbest bırakıcı tutumları sonraki dönemlerde çocukta çeşitli tutku ve saplantıların ortaya çıkmasına neden olur.
Çocukların kendi özgürlük ve bağımsızlığını aradıkları yaş dönemlerinde (0-16 yaş arası) aşırı kısıtlamalara başvurulması, onun internet yolu ile dış dünyaya açılıp, bu yolla kendisini bulmaya ve bağımsızlığını yaşamak istemesine neden olur.
Eksik, yanlış ya da sorunlu diye tanımlayabileceğimiz türden bir çocukluk geçiren bireylerin ileriki yaşları, olur olmaz tutkuların peşinden sürüklenmek şeklinde geçer.
Ailelerin bu gerçeği bilerek, çocuklarının sadece öğrenciliğine değil, ileriki yıllar için çok gerekli olan “birey” olmalarına da yatırım yapmaları ve birikimlerde bulunmaları gerekir.
Bugün internet yaygın olarak şu niteliklerde ve amaçlarda kullanılmaktadır:
– İhtiyaç için kullanma
– Dinlenme zamanlarında kullanma
– Aktivite yerine kullanma
– Sebepsiz kullanma (bağımlılık)
İnterneti ihtiyaç için kullanan çocuklar, kişisel ve öğrencilik gelişimini olumlu bir şekilde tamamlamış ve hedefleri bulunan, sağlıklı sosyalleşmiş olan öğrencilerdir.
Ders sonrasında internet kullananlar ise, dinlenme zamanlarını bilgisayar başında geçirenlerdir. Bunlar potansiyel internet bağımlısıdırlar ve önlem alınmazsa, yakın bir gelecekte bütün zamanlarını internet başında geçirmeye başlayabilirler.
İnterneti aktivite; yani sosyal yaşamın içinde geçecek zamanlarda kullanmak da, çocuğun kişisel ve sosyal gelişimini olumsuz etkilemektedir.
İnternet bağımlılığı ise, internetin başında geçen bir “bitkisel hayata” girmekten başka bir şey değildir.
Ailelerin internet bağımlısı ya da interneti kötü kullanan çocukları için, ilk yapmaları gereken şey, çocuğun “algısını” değiştirmeleridir.
Yani çocuğun, öğrencilik ile elde edeceklerini doğru algılamaya başlamasını sağlamakla işe başlamaları gerekir. Bunu yaptıktan sonra da, onun bilgisayarı algılama biçimine müdahale edilmelidir. Bilgisayarla oynama ve vakit öldürme algısı yerine bilgisayardan faydalanma algısı konulmalıdır.
Çocuğun “hedef algısı” da, onun bilgisayar ve üniversite hedefi arasında doğru bir seçim yapması şeklinde oluşturulmalıdır.
Bilgisayarı yasaklamak yerine sınırlamak en doğrusudur. Belirli gün ve saatlerde çocuğun bilgisayarla temas kurmasına izin verilmeli ve bu kural asla ihlal edilmemeli, bu konuda yufka yürekli olunmamalıdır.
Hoşça kalınız.
Süleyman BELEDİOĞLU