Evlilik mi, evcilik mi? Çocuklarda Evcilik Oynama

0
857

Kadın olsun erkek olsun, içimizde evcilik oynamayan hiç yoktur. Çocuklar önceleri kendi bedenleri ile oynadıktan sonra yan yana ancak, bireysel oyunlar oynarlar. Daha sonraları küçük grup oyunları başlar. Bu oyunlardan en önemlisi de evcilik oyunudur. Okul öncesi eğitim kurumlarında eğitim başlamadığı dönemlerde de çocuklar evcilik oynardı. Öğretilmezdi, çocuklara evcilik oyunu…

Hep oyunlarda anne, baba, çocuk olur, misafirler gelir, komşu hanımlar, komşu beyler olurdu. Küçük tencerelerde yemekler pişer, minik fincanlarda kahveler içilirdi. Belki de bu tencerelerde, evdeki buzdolabından alınmış iki-üç tane yeşil fasulye kırılarak, yer alırdı. Bazen masanın altı çocukların koca bir dünyası olurdu. Bazen bahçede tabaklar kumdan, topraktan ıslatılarak yapılırdı.

Anne olan çocuk, evden annesinin yüksek ökçeli ayakkabılarını giyer, annesinin rujunu sürerdi. Öyle bir hazırlık yaşanırdı ki bir ömür sürecek gibiydi. Tüm hazırlıklar heyecanla tamamlandıktan sonra artık ilişkiler başlardı. Evde yaşananlar aynen oyunlara aktarılırdı. Anne-baba arasındaki ilişkiler, annenin hasta olan çocuğunun ateşini ölçmesi, babanın oturup gazete okuması, çevresindeki herkesten isteklerde bulunması vs vs.
Okul öncesi eğitim kurumlarında hazırlanmış evcilik köşelerinde günümüzde her türlü malzeme, özel hazırlanmış küçük evler, içinin döşemesi, mutfak araç- gereçleri her şey mevcut.

Evcilik adı verilen bu temsili oyunda çocuklar ailelerini yansıtmakta, kendilerini ifade etmekte, küçük yaşta cinsiyetlerine uygun rolleri oynamakta. En önemlisi de sorumluluk almaktalar. Herkesin bu oyunda bir rolü var ve bunu aksatmadan yerine getirmek durumunda. Çocuklar büyük bir özenle ve kendilerine İŞ olarak kabul ettikleri oyunu severek devam ettirirler. Zamanın nasıl geçtiğini anlamazlar. Öyle değil midir? Severek yapılan herşeyde zaman bir an gibi kısa gelir.

Evlilik, kadın ve erkeğin bir ömrü birlikte geçirmek üzere aldıkları bir karardır. Sorumluluktur ve yasalarca bilinçlendikten sonra, yani ergen olduktan sonra gerçekleştirilir. Belli zihinsel yeterliliklere sahip olan kişiler, annemin etkisinde kaldım, yok filanca beni etkiledi, evlenmek durumunda kaldım diyemezler. Evcilik oyununda bile kimse zorla evin annesi, evin babası ya da çocuğu olmak zorunda değildir.

Çocukların İŞ olarak gördükleri, canla başla sahip çıktıkları EVCİLİK/ EVLİLİK oyununu yetişkinler ne kadar önemsiyor? 5-6 yaşındaki çocuğun aldığı sorumluluk, daha sonraları gelişmiş olması gerekirken neden yok oluyor? Evlenme kararı almak, pazardan elma, armut alma kararı değildir. Çünkü, sonuç sadece kararı alanı ilgilendirmiyor. Aileleri, eşinizi ve çocuklarınız varsa onların hayatlarını etkiliyor. Kişi, başına buyruk olarak, sorumsuzca bu kararı alamaz. Egosunu tatmin etmek için, sudan sebeplerle hiç almamalıdır.

Evlilik, her iki cinse büyük sorumluluklar yükleyen bir kurum. İnsanlar birbirlerini sevdikten sonra sorumluluklarını da severek yerine getirirler. Onlara ağır bir yük gibi gelmez. Çünkü içinde paylaşımlar vardır. Paylaşımlarda etkileşim söz konusudur. Bu da evliliği besleyen bir güzelliktir. Eşlerden biri evlilik kurumunu egoistçe sürdürüyorsa karşı tarafın tüm hoşgörüsüne karşın mutlu olma şansını kaçırır. Mutlu olmak, evliliğin temelidir. Eşler, iyi niyetli yaklaşımla birbirlerine destek olmalıdır. Evlilikten beklenen ve lezzet alınan kısım burasıdır.

Çocuk oyunlarında var olan üstün sorumluluk duygusunu neden devam ettiremiyoruz? Biz, yıllar geçtikçe kendimizi geliştirmek durumunda değil miyiz?

Pdg Öznur Simav
Çocuk- İletişim- Aile Danışmanı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız