Toplumun %2’sini oluşturan üstün zekalı ve üstün yetenekli çocuklar özel eğitime en çok gereksinimi olan ve en çok ihmal edilen grubu oluşturuyor. Oysa bu çocuklar normal sınıflarda eğitim gördükleri zaman çok çabuk sıkılıp okul ortamından uzaklaşabilirler. Ayrıca ekonomik güçlükleri olan aileler çocuklarını okutma imkânı bulamayabilirler. Dolayısıyla toplumun gelişimi için büyük bir potansiyel taşıyan üstün zekalı çocukların yeteneklerinin köreltilmemesi için kendi öğrenme düzeylerine uygun eğitim şartlarına kavuşturulmaları toplumsal bir görev halini almaktadır.
ÇETİN ÖZBEY
Toplumun %2’sini oluşturan üstün zekalı ve üstün yetenekli çocuklar özel eğitime en çok gereksinimi olan ve en çok ihmal edilen grubu oluşturuyor. Oysa bu çocuklar normal sınıflarda eğitim gördükleri zaman çok çabuk sıkılıp okul ortamından uzaklaşabilirler. Ayrıca ekonomik güçlükleri olan aileler çocuklarını okutma imkânı bulamayabilirler. Dolayısıyla toplumun gelişimi için büyük bir potansiyel taşıyan üstün zekalı çocukların yeteneklerinin köreltilmemesi için kendi öğrenme düzeylerine uygun eğitim şartlarına kavuşturulmaları toplumsal bir görev halini almaktadır. Üstün zekâlı olmak, büyük işler yapmaya yetmez; çünkü işlenmeyen yani eğitilmeyen zekâ ve yetenek körelip yok olmaya mahkumdur. Üstün zekalı ve üstün yetenekli çocuklara gerekli ortam hazırlanmazsa ve uygun eğitim verilmezse çocuklarda tembelleşme ve çalışmaya karşı ilgi kaybı gözlenir. Bu Çocuklar Nasıl Davranırlar? Tekrarlanan zekâ testlerinin sonuçlarına göre 140 ve üzeri zekâ bölümüne sahiptirler. Her şeyi merak ederler, mantıklı ve analiz gerektiren sorular sorarlar. Çok iyi ve keskin gözlemler yapar, ayrıntılara gereğinden fazla önem verirler. Geniş bir kelime hazineleri ve güçlü bir hafızları vardır. Araç-gereçlerin çalışma düzeneklerini merak ederler. Bedensel gelişimleri yaşıtlarına göre ileridedir. İlgi alanları çok çeşitli olabilir; aynı anda birçok konuya ilgi duyabilirler. Neden-sonuç ilişkisine ilgi duyar, gerçeğe çok yakın tahminlerde bulunurlar. İç görüye dayalı keskin bir espri yetenekleri vardır. Eleştirel düşünce yeteneğine sahiptirler, ima edileni çok iyi anlarlar. Dikkat süreleri uzundur, karmaşık olaylar ve kavramlar arasında çok iyi bağlantı kurarlar. Soyut düşünme ve genelleme yeteneğine sahiptirler. Bağımsız iş yapmayı severler. Özellikle resim, müzik, tiyatro gibi alanlarda üstün yetenekli olan çocuklar aileleri ya da okuldaki öğretmenleri tarafından fark edilemeyebilirler. Bu konuda ailelerin de gerekli eğitimi almaları gerekmektedir. Çocuğunu yeteneklerinden habersiz bir aile; bu yeteneklerin ziyan olmasına, yitip gitmesine neden olabilirler. Çatışmalı, kavgalı, bireysel hakların çiğnendiği, çocuğun önemsenmediği ve gelişimi için çaba harcanmadığı bir aile ortamında üstün zekâlı bir çocuk bile yeteneklerini gerekli düzeyde kullanamaz. Çaresizlik ve imkansızlık kapanına kısılıp kalır. Üstün yetenekli çocukların ilgileri okulda ve aile içinde gerektiği gibi yönlendirilmezse ve uygun eğitimle değerlendirilmezse birçok sorun ortaya çıkabilir. Dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, uyum güçlükleri, davranış problemleri, ilgisiz görünme, sorumluluktan kaçma, üstünlük taslama, bencillik, önde olma isteği, inatçılık, içine kapanma, anlaşılamama duygusuna kapılma, kendini ifade edememe sıkıntısı, yalnızlık duyma, dışlanmışlık hissi bu sorunlar arasında sayılabilir.
AİLEYE DÜŞENLER = Özel yetenekli çocukların eğitim gördükleri Bilim ve Sanat Merkezleri’ne (BİLSEM) başvurarak bilgi edinin. |