Hiperaktivite sanılanın aksine, bir öğrenme bozukluğu değil, bir davranış bozukluğudur. Başka bir deyişle hiperaktivite, davranış bozukluklarına neden olabilen bir kişilik özelliğidir. Hiperaktif çocuklar normalden daha fazla hareketlidirler, düşünmeden davranırlar ve dikkatlerini (ilgilerini çekmeyen konulara) birkaç dakikadan fazla odaklayamazlar. Hiperaktivite, okul çağındaki çocukların %3-5’inde görülen ve erkek çocuklarda daha fazla rastlanan bir sorundur. Hiperaktivite ailesi için olduğu gibi, çocuğun kendisi için de büyük bir stres kaynağıdır. Hiperaktif çocuklar davranışlarının dikkat dağıtıcı ve rahatsız edici olduğunun farkındadırlar, ancak ellerinden bir şey gelmez. Anne ve babaların bu konuda anlayışlı olmaları ve çocuklarına sevgi gösterip onlara destek olmaları gerekir. Anne ve babalar hiperaktivitenin getirdiği zorluklarla başa çıkabilmek için çocuklarının doktoru ve öğretmenleriyle işbirliği yapmalıdırlar.
Çocukta hiperaktiflik ön plandaysa, yerinde duramaz, oturması gerektiği durumlarda istese de oturamaz, yerli yersiz koşup hareket eder, yükseklere tırmanır, aşırı konuşur, sessiz ve sakin oyun oynamakta zorlanır, sürekli bir şeylerle meşgul olur, sırasını beklemekte güçlük çeker, olaylara veya konuşmalara müdahale eder.
Çocukta dikkat eksikliği ön plandaysa, dikkatini bir işe veya oyuna vermekte güçlük çeker, yönergeleri başından sonuna kadar takip edemez, okul malzemelerini sıklıkla kaybeder, bir konuşmayı başından sonuna kadar dinlemekte zorlanır, düzensiz görünür, ayrıntıları gözden kaçırır, uzun süre zihinsel çaba isteyen işleri yaparken zorlanır, hafızası zayıftır, ilgisi kolayca başka yönlere kayar.
Hiperaktivitenin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak bazı araştırmacılar çeşitli sebepler üzerinde durmaktadır. Buna göre; hiperaktif çocukların beyinlerinde mesaj alışverişini sağlayan kimyasal maddelerde bir problem olabilir. Anne veya babadan birinde veya her ikisinde hiperaktivite varsa, çocuklarında da hiperaktivite belirtilerine rastlanma ihtimali yüksektir. Hiperaktivite, çocukluk çağı hastalıklarından sonra da görülebilmektedir. Çocuğun yaşadığı gelişimsel sorunlar hiperaktivite ile de bağlantılı olabilir. Beyin dokusundaki doğumsal veya sonradan gerçekleşen zedelenmeler hiperaktiviteye sebep olabilir.
Hiperaktiviteyi ortadan kaldırıcı kesin bir tedavi yöntemi henüz yoktur, ancak hiperaktivite belirtilerini hafifletebilecek bazı yöntemler vardır.
Çocuğumuz bir hiperaktifse, doktoru, öğretmeni, danışmanı ve aile bireylerinin karşılıklı fikir alışverişi ve işbirliğiyle normal bir yaşam sürebilir.
İlaç Tedavileri: Bazı görüşlere göre, hiperaktivitenin tedavisinde uyarıcı ilaçlar oldukça işe yaramaktadır. Bu ilaçlar, hareketliliği azaltıp dikkat süresini uzatırlar. Çocuk bu ilaçları aldığı sürece daha sakin ve dikkatli olmaktadır. Bazı görüşlere göre bu ilaçlar ciddi yan etkilere (baş ağrısı, uykusuzluk, iştah kaybı, depresyon vb.) sebep olmaktadır. Bazı görüşlere göre ise ilaç tedavisi faydalı bulunmamaktadır.
Eğer çocuğunuza ilaç tedavisi uygulanacaksa düzenli olarak doktorunuza görülmesini sağlayın. Böylece çocuğunuzun genel sağlığı gözetim altında tutulacaktır.
Psikolojik ve pedagojik tedaviler: Hiperaktivite tedavisinde ilaçlar tek başına bir tedavi yöntemi olarak kullanılmamalıdır. Öğretmenler, danışman ve ailenin diğer bireyleriyle yapılacak işbirliği içerisinde uygulanacak destek verici tedaviler çok önemlidir. Anne ve babanın çocuğa yaklaşımları konusunda eğitim alması, bilinçlenmesi önemlidir. Çocuğun kendisini kontrol edebilmesi, duygularını etkili bir biçimde ifade edebilmesi için psikoterapi ve pedagojik terapiler almalıdır. Bu sayede ilacın sağladığı kazanımlar da uzun vadeli olacaktır.
Sedat Dörtkardeş