Çocuğa ailede her zaman güvenli bir yerinin olduğu hissettirilmeli, geri plana itilmediği gösterilmelidir. Onun büyük olduğu, sorumluluklarının olduğu çocuğa anlatılmalı, ancak bu sorumluluklarda aşırıya kaçılmamalıdır. Çocuk, anneyle beraber küçük çocuğu koruyan bir abla veya abi gibi yansıtılmalıdır.
Anne veya baba evlat ayırmamalı, anne ve babanın anlaşamadığı konularda çocuk bir taraf tutmaya zorlanmamalıdır. Anne ve baba, kardeşlerden birinin üstün bir özelliğini, diğer kardeşlere sık sık övmemeli, kardeşler arasında kıyaslama yapmamalıdır. Çünkü böyle tutumlar kardeş kıskançlığının oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
Anne ve baba olarak her çocuğun kendine özgü bir kişiliğinin olduğunu kabul ederek, çocuğunuza yeni bebeğinizle ilgili, herkesin farklı olduğunu, kimsenin iki kişiyi aynı şekilde sevemeyeceğini, sevgilerin dereceleri aynı olsa da şekillerinin farklı olacağını söyleyebilirsiniz. Böyle söyleyerek yeni doğmuş kardeşine farklı davrandığınızda çocuğun kıskanmasının önüne geçmiş olursunuz.
Büyük çocuk, yeni gelen kardeşle birlikte kendini yalnız hissedebilir, bu yüzden anne, çocuğun okul yaşamı ve oyunları ile daha dikkatli ilgilenmeli, çocuğa aile içindeki yeri anlatılmalı ve sorunların birlikte çözülmesi sağlanmalıdır. Çocuğa arada sırada bebeği koruma görevi verilmelidir. Ancak kesinlikle çocuktan yaşının üzerinde davranışlar beklenilmemelidir. Aynı zamanda çocuğa aşırı bir ayrıcalık da tanınmamalıdır. Hem anne hem de evdekiler, çocuğun yanında bebeği gösterişli bir biçimde sevmekten kaçınmalıdır. Anne bebekle uğraşırken, babanın da çocukla ilgilenmesi faydalı olacaktır. Anne, bebeği uyuttuktan sonra çocuk ile ayrıca ilgilenmeli, yatma vakti geldiğinde de yatağına oturup çocukla konuşmalı, ona masal anlatmalıdır. Bebek için “Ne kadar yaramaz, hep ağlıyor ve beni çok yoruyor, ama ben seni daha çok seviyorum” gibi ifadeler kullanılmamalıdır. Çocuk böyle ifadeleri inandırıcı bulmayıp kendisini kandırmak istediğinizi düşünebilir. Bu da çocuğun size olan güvenini zedeleyecek, kıskançlığının artmasına neden olacaktır.
Bebeğe evde “bebek” yerine doğrudan adıyla hitap edilmeli, böylece çocuğun zihninde kardeşinin canlı bir varlık olduğu düşüncesi canlandırılmalıdır. Bebeğe “benim bebeğim” değil “bizim bebeğimiz” gibi ifadeler, çocuğa kardeşini kabul etmesini kolaylaştıracaktır. Ancak “sessiz ol, kardeşin uyuyor” gibi ifadeler kullanılmamalı, bu ifadeler çocuğun hayatını kardeşine göre düzenlemek zorunda hissi yaratacağından kıskançlığı alevlendirecektir.
Çocuğun bebeğe zarar vermesine izin verilmeyeceği kesin bir dille ifade edilmelidir. Anne, çocuğa sevgisini kanıtlamak için aşırı bir çaba göstermemelidir. Örneğin eskiden beri kendi yatağında uyuyan çocuğu koynunda yatırmasına gerek yoktur. Ancak anne ve babasının odasında uyuyan çocuğun bebekten sonra odasını ayırmak da yanlış bir tutum olacaktır. Oda ayrılacaksa, bu işi bebek gelmeden önce yapmak gerekir.
Yeni kardeşi olan 3-4 yaşındaki çocuğu, kardeşini kıskanmasın diye anaokuluna göndermek yanlıştır. Çocuk bunu evden atılmak olarak değerlendirebilir. Genellikle çocuklar en büyük tepkiyi ilk kardeşe gösterirler. İkinci kardeşte fazla etkilenmezler. İlk kardeşle çekişmeyi sürdürse de ikinci kardeşe karşı koruyucu bir tutum geliştirirler. Aileler genellikle birkaç erkekten sonra olan bir kız çocuğuna ya da birkaç kızdan sonra olan erkek çocuğuna gizlemeye çalışsalar bile aşırı özen gösterirler. Çocuklar da doğal olarak bu farklı cinsiyetteki kardeşe karşı tepki gösterirler.
Sedat Dörtkardeş