GÜNÜBİRLİK HEDEFLERİN VE KISA VADELİ BAŞARILARIN DEĞİL, BAŞARIDA DEVAMLILIĞIN PEŞİNDEDİR
“Tez elden elde edilen başarı, insanı kararsız ve maceraperest yapar.” Francis Bacon
Başarıda önemli olan, devamlılığın sağlanmasıdır. Günübirlik hedeflerle hareket etmek, kısa vadeli başarılarla tatmin olmak, kişiye yarardan çok zarar getirir. Başarılı olmak isteyen insan, kalıcı başarılar için günübirlik hesapların üstüne çıkması gerektiğini bilir. Günübirlik hedeflerle ulaşılan kısa vadeli başarılar, bayağılığın üzerinde yükselirler.
Kıza vadede elde edilecek başarılar, kalıcı ve devamlılık gösterecek başarıların önünü tıkar. Hatta kişinin, kendisini kalıcı başarılara götürecek fırsatları dahi görememesine sebep olur.
Büyük paralar, zaman, emek ve çaba harcayarak kısa vadeli başarıların peşinde koşmak yerine; başarıda devamlılığı amaçlayarak, bunların alt yapısını hazırlamak daha akılcı bir strateji olacaktır.
Başarıda devamlılığı ilke edinen insan, başarısızlıklar karşısında hayal kırıklığına uğramaz. Oysa kısa vadeli başarılar peşinde koşanlar, başarısızlıklar karşısında panikler ve hayal kırıklığına uğrarlar. Bu paniklemeler ve hayal kırıklıkları ile kişi, başarının yolunu bulamaz. Ara sıra başarılı olsa dahi, bu rastlantıların eseri olacaktır ve kişi her işine “Ya başarısız olursam!” endişesi ile başlayacağından başarıda süreklilik de gelmeyecektir.
Başarıda Sürekliliği Sağlayacak Kriterler
Hedef ve amacın doğru belirlenmesi:
Gerek iş, gerekse özel yaşamda başarılı olmak için, açık, net ve ulaşılabilir hedefler belirlenmeli, belirlenen hedeflere uygun hareket ederek ve gerçekleştirmek için azimli olmak gereklidir. Hedef belirlemeden başarılı olmak, hayalcilik olacaktır.
Hedef ve amaçların gerçekçi düşüncelerle belirlenmesi gerekir. Hedef ve amaç; kişinin bilgi, tecrübe, yetenek ve potansiyeliyle, içinde bulunduğu şartlarla uyumlu olmalıdır. Bunun dışında belirlenen hedefler ve amaçlar, ulaşılabilir olmayacaktır.
Gerçekçi belirlenen hedef ve amaç, stratejik bir planın desteğiyle hayata geçirilmelidir. Böylece başarı, rastlantıların eseri olmayacaktır.
Bir İngiliz atasözünde şöyle denir: “Varacağı limanı bilmeyen yelkenli için, hiçbir rüzgâr elverişli değildir.”
Hayaller ve isteklerin ayırdına varmak:
“İnsanın hayal kurması, bir okyanusa salla açılması gibidir. Hayallerini isteğe çevirerek bunlara ulaşmak için harekete geçmesi ise, okyanusa sağlam bir gemi ile açılması gibidir.”
N.F. ERES
Kişi, istedikleriyle hayal ettiklerini tam ve kesin olarak ayırabildiğinde, zihinsel olarak özgürlüğe kavuşur. Çünkü bu ayrım yapılmadığı sürece zihin, bir karmaşa içinde çalışır.
İnsan, hayallerini zihninde yaşar. Fakat istekler, hayatın içinde bunlara ulaşılabilirliği beraberinde getirir. İnsanın hayalleri sınırsızdır ve gerçek durumlarıyla örtüşmeyebilir; fakat istekler, ancak gerçek durumla örtüşen ve ulaşılması için belirli çabalar isteyen bir unsurdur.
İstemek; hedef, amaç, misyon, vizyon, planlama gibi unsurlar gerektirir. Bunlar ise, isteklere ulaşmanın basamaklarıdır. Kişi, hayallerini eleyip isteklerini fark ettiğinde, bu basamaklar sayesinde isteklerine, kalıcı başarılara ulaşabilir. Böylece, başarıda devamlılığın yol haritasını da çizmiş olur. Hayallerde ise, böyle zahmetlere ihtiyaç yoktur.
Yetenekleri kullanmak:
Yetenekler, insanın yaşam kalitesinin belirleyicilerindendir. Yeteneklerin keşfedilmesi, bunların kullanılması, hem yetenekleri geliştirir hem yeni yeteneklerin keşfini sağlar hem de kişinin başarı yolunu temizler.
La Rochefoucauld şöyle söylemiştir: “Yükselmiş bir insan, kabiliyet sahibi olabilir; ama bir parça kabiliyete dayanmayan yükseklik yoktur.”
Yeteneklerimizi görmeye başladıktan hemen sonra, bunları kullanmak için fırsatları kovalamalıyız. Yoksa yeteneklerimiz zayıflar ve kullanılamaz hale gelir. Körelen yetenekler ise, ancak kısa vadeli başarılara, günübirlik hedeflere öncülük edebilirler. Çünkü yine La Rochefoucauld’ un dediği gibi “Kabiliyetlerimizin de yemişler gibi bir mevsimi vardır.”
Yeterliliği artırmak:
Hayallerimizi isteklerimizden ayırıp, isteklerimizi hedef ve amaçlar belirleyerek bir planlama dâhilinde hayata geçirmek ve bunu yaparken de hüsrana uğramamak için yeterliliklerimizi artırmalıyız. Çünkü her insan, her işinde yeterlilikleri kadar ilerler, yükselir ve bunların devamlılığını sağlayabilir.
Yenilikleri takip etmek:
Günübirlik hedeflerle yetinmek, kısa vadeli başarılarla günü kurtarmak istiyorsanız, yenilikleri önemsemeseniz de olur. Çünkü ulaşabildiklerinize zaten ulaşıyorsunuzdur. Ancak devamlılık arz eden başarılarla çağın ötesine uzanmak istiyorsanız, yeniliklere açık olmalı hatta yenilikleri siz ortaya koymalısınız.
Yenilikleri takip etmek, onları uygunluklarına bakmadan hemen kabullenip kullanmaya kalkmak değildir. Yeniliklerin bize hizmet edecek yönlerini görerek bunları hayata geçirmektir. Bunu yapmak yenilikçiliği, yenilikçilik ise devamlılığı getirecektir.
Misyon, vizyon ve öz değerlerin belirlenmesi:
Vizyon; kişinin hedefe ulaşmasının, başarısının bir nevi motivasyon kaynağı ve güç unsurudur. Vizyon, geçmişin ve yaşanan zamanın kavranışının, gelecekte olmak istenen yerin ve bu yere gidişin yol haritasının, ilkelerin, değerlerin, hedeflerin genişliğinin ve ulaşılabilirliğinin ifadesidir.Bu sebeple vizyon, kişinin belirgin ayırt edici özelliğidir.
İlkeler, değerler, misyon ve hedefler, vizyonun temel unsurlarıdır.
Misyon, vizyon ve öz değerler, başarıda devamlılığı ilke edinmiş insanın olmazsa olmazlarıdır. Uygulamada, hangi kişiye sorulursa sorulsun bir misyonun, vizyonun ve öz değerlerinin bulunduğunu söylerler.
Günübirlik hedefler ve kısa vadeli başarılarla yaşayan, bunları arzu eden insanlarında misyon, vizyon ve öz değerleri mutlaka vardır. Ama bunlar, kişilerin düşüncelerinden yaşam pratiğine genellikle inmemiştir. Başarılı insan, genellikle düşüncelerindeki bu “gerçek yol göstericileri” ortaya çıkarmış ve hayatın pratiğine katmıştır.
Vazgeçemeyeceğimiz öz değerleri belirlemek için birkaç soru:
- Issız bir adaya düşseniz, hangi öz değerlerinizin yanınızda olmasını isterdiniz?
- Çocuklarınıza söylediğiniz ve onların da sahip olmasını istediğiniz öz değerleriniz hangileridir?
- Hangi öz değerleriniz yüz yıl sonra dahi geçerli olabilir?
- Bir öz değeriniz üstünlük değil de dezavantaj oluşturmaya başlarsa ona sadık kalmaya devam eder misiniz?
- Yarın sabah farklı bir işe başlasanız hangi öz değerlerinizi korumaya devam edersiniz?
Fırsatları değerlendirme:
“Durumun, diledikleri gibi olmadığından yakınan kişiler, karşılarına çıkan durumları değerlendiremeyen insanlardır.” B. Shaw
Fırsatların değerlendirilmesi, tıpkı bir arazide hedefe ulaşmak için haritayı okumanın yanında, hayati idame kurallarını da bilerek bunlarında hedefe ulaşmak için kullanılması gibidir. Hayata karşılaşılan fırsatları görebilmenin yanında, bunları zamanında ve doğru uygulayabilmek başarının devamlılığında önemlidir. Zira kaçan ya da görülmeyen veya zamanında kullanılamayan fırsatlar, kişinin günübirlik başarılarla tatmin olmasına sebep olacaktır.
Fırsatları görebilme ve değerlendirebilme yeteneğine sahip olan, bunu geliştirerek bilgelik davranışı haline getiren insan, başarıda devamlılığı yakalamada açık ara öndedir.
Hz. Ebubekir, fırsatları bir buluta benzeterek: “Fırsatlar bir bulut gibi çabucak geçer gider” demiştir.
Planlama ve stratejiler:
Strateji ve planlama, farklı şeylerdir. Strateji; akıl, zeka, yaratıcılı gerektirir, planlama ise, stratejinin uygulanmasıdır.
Başarıda devamlılığı sağlamak için şöyle bir strateji geliştirme süreci belirlenebilir:
Basamakların devamlılığı, planlamanın ve stratejinin gücüne, doğruluğuna, uygulanabilirliğine göre değişir. Fakat her halükarda planlama ve stratejiden yoksunluk ancak günübirlik hedeflere ulaştırır. Oysaki başarılı insan, başarıda devamlılığı ilke edinmiştir.
Başarıya ulaşmak için belirlenen hedefler, politikalar, planlar bütünü olan strateji, gelecekle ilgilidir. Kişinin başarıda devamlılığa ulaşması için, seçmiş olduğu kararlar dizisidir.
Başarıda devamlılığı yakalamak için; bilginin etkin bir şekilde kullanılmasının yanında, bilgi, tecrübe, yenilikçilik gibi süreçler etkili bir yönetim ve değerlendirmeler hayata geçirilmelidir.
Yazan: Niyazi Fırat Eres
www.gencgelisim.com